Giriş Tarihi: 3.10.2012

İşkencede üç maymunu oynamaya da 'müebbet'

Engin Çeber'in ölümünde Cezaevi 2'nci Müdürü Fuat Karaosmanoğlu'nun işkenceye katılmadığı halde göz yumduğu gerekçesiyle müebbet hapse mahkûm olması tarihi bir karar olarak yorumlandı

İstanbul'daki Şehit Muhsin Bodur Polis Merkezi ile Metris Cezaevi'nde gördüğü işkence sonucu 10 Ekim 2008'de hayatını kaybeden Engin Çeber ile ilgili karar önceki günverildi. Mahkeme heyeti, Cezaevi 2'inci Müdürü Fuat Karaosmanoğlu, başgardiyanlar Sami Ergazi ve Selahattin Apaydın'a "neticesi sebebiyle ağırlaştırılmış işkence" suçundan ömür boyu hapis cezası verdi. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmanın en dikkat çekici noktalarından biri müdür Karaosmanoğlu'nun işkenceye katılmadığı halde olaydaki sorumluluğundan ötürü ömür boyu hapis cezası almasıydı. TCK'nın 1 Haziran 2005'te yürürlüğe giren 94'üncü maddesinin 5'inci fıkrasında, işkencede ihmal yapanların da işkence suçunu işleyenlerle aynı şekilde yargılanması ve indirim olmamasının bu kararda etkili olduğu kaydedildi.
İLERİ BİR DÜZENLEME
Ayrıca ikiye bir oy çokluğuyla alınan kararda Mahkeme Başkanı'nın Karaosmanoğlu'na "görevi kötüye kullanmaktan" bir yıl ceza verilmesini isteyerek şerh koydu. Ancak mahkemenin iki kadın üyesinin itirazı üzerine müebbet hapis cezası verildi. Konunun uzmanları, kararı "tarihi" bir karar olarak nitelendirirken memurlara soruşturma izni verilmesinin de önemli olduğunun altını çizdi. Çeber'in avukatı Taylan Talay, TCK'nın 94. maddesinin, işkenceye katılanların da ayrım yapılmaksızın işkence suçunu işleyenlerle aynı şekilde yargılanması ve indirim yapılmamasını öngördüğünü belirterek şöyle konuştu: "İleri bir düzenleme diyebileceğim bu yasa Türkiye'de ilk kez uygulanıyor. Olayla ilgili kamera görüntüleri ve tanık anlatımlarına göre Fuat Karaosmanoğlu dövmüyor, ancak işkenceyi izliyor ve müdahalede bulunmuyor. Bu kanıtlar sonucunda mahkeme "ölümden sorumludur" dedi. Bu işkence davaları için çok önemli ve tarihsel bir karar. Bu ilerideki işkence türlerini hem frenleyecek hem de caydırıcılık sağlayacaktır. Kamu amirleri bundan böyle işkenceye göz yummamaya çalışacaktır. Bu sonuç aslında Türkiye'de eski yaklaşımla yenisi arasındaki farkı da gösteriyor." İstanbul Barosu İnsan Hakları Merkezi Başkanı avukat doktor Erdem İlker Mutlu, geçmişte Hrant Dink davasında olduğu gibi memurlara soruşturma izni verilmediği ya da engellendiğini belirterek, "Memurların soruşturulması bakımından bu süreci önemli buluyorum. Son çıkan kanunla da bu süreçlerin engellenmesinin önüne geçilebildi" dedi.

Ailesi ağırlaştırılmış müebbet istiyor

Çeber'in Kocaeli'nin Gebze ilçesinde yaşayan ailesi, mahkemenin verdiği kararlardan memnun kalmadı. Baba Ali Tezel, "Türk adaletine güvenimiz kalmadı. Ağırlaştırılmış mübbet hapis cezası verilmesi gerekirdi. Üçüne müebbet verdiler, biri serbest bırakıldı. Alt sınırdan ceza verdiler. Kararı temyiz edeceğiz. Yargıtay'dan da istediğimiz sonucu alamazsak AİHM'ye gideceğim. Evladımı kaybettim, başka yapacak bir şeyim yok" diye konuştu.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.