Van İl Jandarma Komutanlığı ile Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ekiplerinin ortaklaşa başlattığı çalışmalar sonucu, Van'dan Avrupa ülkelerine uyuşturucu sevkıyatı yapılacağı bilgisine ulaşıldı.
Güvenlik güçlerinin yaklaşık bir ay süren teknik takibi sonunda, kent merkezine 110 kilometre uzaklıktaki Gürpınar ilçesine bağlı Topyıldız köyü kırsalına sabah erken saatlerde operasyon düzenlendi.
İlçe Jandarma Komutanlığı ekiplerinin de destek sağladığı operasyonda, Krom Vadisi'nde inceleme yapan güvenlik güçleri, boş arazide üzeri brandayla örtülerek ot yığını görüntüsü verilen alanda inceleme yaptı.
Yığınakta bomba olması ihtimali üzerine bölgeyi önce bomba dedektör köpeği 'Eylem' ile kontrol eden ekipler, herhangi bir bulguya rastlamayınca, bu kez narkotik dedektör köpeği 'Açar' ile yığınaktaki incelemelerini sürdürdü.
'Açar'ın tepki vermesi üzerine brandayı açan ekipler, 144 çuval içerisine gizlenmiş vaziyette 5 ton toz esrar buldu. Askerler tarafından kamyona yüklenerek Gürpınar İlçe Jandarma Komutanlığı'na götürülen uyuşturucu, Cumhuriyet savcısı gözetiminde araçtan indirilerek depoya konuldu.
Terör örgütüne ait olduğu değerlendirilen uyuşturucuyla ilgili geniş çaplı soruşturma başlatıldığı öğrenildi.
Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak, ''14 Eylül-22 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirilen 29 operasyonel çalışma kapsamında 1 ton 62 kilogram kubar esrar maddesi, 40 kilo 970 gram toz esrar maddesi ele geçirilmiştir'' dedi.
Toprak, Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince bir otomobilde yapılan aramada ele geçirilen 145 kilo kubar esrarın gazetecilere gösterimi sırasında yaptığı açıklamada, İnterpol verilerine göre Avrupa'ya yapılan uyuşturucu sevkıyatının yüzde 75'inin PKK organizesinde gerçekleştirildiğini belirtti.
Bu trafikten daha fazla gelir elde etmek isteyen terör örgütünün, silahlı faaliyet yürüttüğü kırsal alanda, milis/işbirlikçilerine Hint keneviri ekimi yaptırarak kendi uyuşturucusunu üretmeye başladığını ifade eden Toprak, şöyle dedi:
''Kürt kökenli vatandaşlarımızın haklarını sözde savunma iddiasıyla yıllardır kardeş kanı döken örgüt, ürettiği uyuşturucuyu batı illerimize göndererek ve pazarlayarak, bu kanı 'zehirlemek' de istemektedir. Uyuşturucu batağına sürüklenmiş, hayattan hiçbir beklentisi kalmayan bireyler oluşturma amacında olan bölücü örgüt; devlet, vatandaşlık, din kardeşliği gibi bağları zayıflayarak aidiyet duyguları zedelenen gençleri ailelerinden daha rahat koparıp, gerek örgütün dağ kadrosuna kazandırmakta gerekse şehir merkezlerinde 'ortalığı yakıp yıkan' fertler haline getirmektedir. Böylece örgüt, bir yandan bireyleri suça bulaştırmakta, diğer taraftan uyuşturucunun gönderildiği şehir merkezlerindeki gençleri zehirlemekte, son olarak da uyuşturucu trafiğinden yüklü miktarda finansal gelir elde etmektedir. Dolayısıyla örgütün bir taşla üç kuş vurduğunu söylemek pek de yanlış olmayacaktır. Nitekim örgüt, uyuşturucudan kazandığı paranın bir bölümünü yaptığı ya da yapmayı planladığı eylemler için kullanırken, büyük bir bölümünü de zevk ve sefa içinde yaşamaları için sözde yöneticilerine aktarmakta, para trafiğinde bir aksama meydana geldiğinde çok sert ifadelerle ve tehditlerle hesap sorulmaktadır.''