Birecikli hemşire Ü.D. (32); 1997'de, o dönem savcılık yapan hemşehrisi A.B. ile görücü usulüyle evlendi. Birecik Barajı'nın yapımı nedeniyle toprak davaları başlayınca A.B., savcılıktan istifa edip avukatlık yapmak üzere memleketine döndü. Kamulaştırma davalarından kazandığı paralarla birkaç yılda gayrımenkul zengini oldu. 4 çocukları oldu. Ancak iddiaya göre; avukat da değişti. Ü.D. bu hayata 8 yıl katlandı; 2008'de ise kocasının ailesini çağırarak yaşadıklarını anlattı. Koca da evi terk etti ve bir yıl sonra karısına boşanma davası açtı. Hemşireliğe dönen Ü.D. de, Ankara'dan Avukat Olgun Ayvacı'ya vekalet verdi. Mallardan, yasalar gereği hak talep etti. Ne olduysa ondan sonra oldu. Bürodaki bir avukatı altı kişi tartakladı. Birecik'e mal varlığı keşfine giden bir avukat dayak yedi. Ü.D.'nin babasının Birecik'teki dükkan kurşunlandı; baba yumruklandı. Kardeşinin dükkanı silahlı kişilerce basıldı. Davadan feragat etmemesi durumunda 17 yaşındaki birine öldürteceklerini söylediler. Kocanın 2004'ten beri edindiği tüm malları ailesinin ve çalışanlarının üstüne tapuladığı da ortaya çıktı. Ancak Avukat; hukuksuzluğu ispat edip mallara tedbir koydurttu. Tehditler için de; cumhurbaşkanı dahil her yere başvurdu. Koruma kararı çıkarttırdı, ancak emniyet yeterli personel olmadığını söyledi. Ancak bu duruma dayanamayan Ü.D. taleplerinden vazgeçti. 63 bin TL'lik mahkeme masraflarını dahi ödemeyi kabul etti. Şimdi davanın masrafları için Ü.D.'nin babası Birecik'teki dükkânını satışa çıkardı.