Prof. Karababa'dan 'radyoaktivite' uyarısı
İzmir'in Gaziemir ilçesinde kurşun üreten bir fabrikanın atıklarında, insan sağlığına zarar verdiği ileri sürülen radyoaktivite bulunduğu yönünde haberlerin ardından, Ege Üniversitesi (EÜ) Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ali Osman Karababa da, 'radyoaktivite' konusunda uyarılarda bulundu.
Sadece dikenli tellerle çevrili bırakılan alandaki büyük riskin sürdüğünü savunan Karababa, 'TAEK'in yerinde yaptığı değerlendirmelerde, 2007'de, bu fabrikada çalışılan hurda kurşunların içinde radyoaktivite saptanıyor ve yapılan değerlendirmede, analizde de bu radyoaktivitenin europium 152 denilen bir elementten kaynaklandığı saptanıyor. TAEK'in raporunda atıklar içinde ciddi boyutta insan sağlığına zarar verebileceği ifade ediliyor. Ve bu fabrikadaki atıkların izinsiz herhangi bir işleme tabi tutulmaması gerekliliği vurgulanıyor. Ancak o tarihten günümüze kadar basında çıkan habere kadar kurumlar arası yazışmalar var. Ancak hiçbir kurum üzerine düşen görevi ne yazık ki yapmıyor. Burada ilgili bakanlıklar, TAEK veya diğer kurumlar. Ama sonuçta fabrikanın etrafı giderek yerleşim yeri açısından kalabalıklaşıyor ve radyoaktivite hala orada duruyor. TAEK'in iki rapora baktığımızda aradaki sürenin bu takvime uymadığını görüyoruz. Ama ne hikmetse radyoaktivitede zararlı bir düzey yoktur deniyor' diye konuştu.
Prof. Karababa, radyoaktivitenin bertarafı için yapılması gereken bilimsel adımları ise şöyle açıkladı:
'Önemli olan; şu an orada etrafı dikenli tellerle çevrilmiş bir fabrika var. Radyoaktivite dikenli tellerle engellenecek bir şey değil. Radyoaktivite hala orada ve etrafa zarar verebilecek bir düzeyde. Çünkü radyoaktiviteyi toprağın katmanları tutmaz. Bunu engellemek için ya kurşun bloklama yaparsınız ya da nükleer atıklarda olduğu gibi kalın, bilimsel kurallara uygun beton blokların içine atıkları gömmeniz gerekir ki, oradaki radyoaktiviteyi zararsız hale getirebilesiniz. O nedenle bölge şu an için ciddi bir risk alanı. Ve bu riskin giderilmesi için de yeterli önlemler alınmış değil. Toplumsal risk devam ediyor. Acilen yapılması gereken birçok şey var. Bunlardan bir tanesi; oradaki atıkların bilimsel kurallara uygun olarak bloklanıp yöreden uzaklaştırılması ve uygun bir deponi alanına götürülüp orada bertaraf edilmesi veya saklanması gerekir. Bu ilk aşama. Ki bu iş yapılıncaya kadar da sürekli orada radyoaktivitenin takip edilmesi ve zararsız düzeye alınıp, orada zararlı atığın kalmadığına emin olana kadar, çok sıkı bir denetimle bu işin en kısa zamanda yapılması gerekiyor.'
Sağlık Bakanlığı yetkililerinin, şu anda kapalı olan ancak yıllarca fabrikada çalışmış olan işçileri bularak, sağlık denetiminden geçirilmesi gerektiğini kaydeden Karababa, bölgede yaşayanların da kan kurşun düzeylerine bakılması ve sağlık kontrolünden geçirilmesi gerektiğini belirtti. Karababa, uyarılarını şöyle sıraladı:
"Bunun yanında fabrikada uzun süre açık kaldığı için, çalışmış çok sayıda işçi var. Elimizde çalışanlarla ilgili bir dokümanlar yok. Bunların ortaya çıkarılıp ilgili bilim insanlarının gözetiminde oluşturulacak bir bilimsel kurulla, heyetle, burada çalışmış insanların hepsinin sağlık denetiminden geçirilmesi gerekiyor. Çevre halkının da tabi. Birebir kaynağa en yakın çalışanlardan başlamalı. Tabii ki onun ardından yörede yaşayan insanların da yakınlıkları göz önüne alınarak, bir tarama programına alınması gerekiyor Sağlık Bakanlığı tarafından. Buradaki insanların hem kan kurşun düzeylerine bakılması hem de radyoaktivite açısından olası sağlık sorunu açısından değerlendirilmesi ve izlenmesi gerekiyor. Çalışan işçilerin de ilk değerlendirmesinin ardından izlenmesi gerekiyor. Çünkü radyoaktivite uzun erimli etkileri olan bir durum. O yüzden bu izleme programlarının mutlaka yapılması gerekiyor. Ancak bunlar yapıldığında riski azaltmış oluruz. Şu an var olan durumu daha iyiye götürmek anlamında atılabilecek en hızlı adımlar bunlar olmalı."
Prof. Karababa, TAEK dışındaki kurumların elinde de gerekli cihazların olduğunu aktarıp, bağımsız bir bilim kurulunun oluşturulması gerektiğini sözlerine ekleyerek, şöyle konuştu:
"Radyoaktiviteyi ölçmek için çok üst teknolojiye sahip araçlara ihtiyacınız yok. Bunun sayıcıları var, basit aletler. Bu basit aletlerle ölçüm yapılır. Bu aletler TAEK'in elinde nasıl varsa, üniversitelerin elinde de var. O nedenle herhangi bir sorun olmadan bunlar yapılabilir. Tabii ki üniversiteler de baskı görebilecek kurumlar, bunu da gözardı etmemek gerekir. Bir üniversitenin çalışanı, bir akademisyen olarak üzülerek söylüyorum. Yürekli bilim insanlarının var olduğunu ve ellerindeki aletlerle oradaki gerçek durumu ortaya koyacak insanlar olduğunu düşünüyorum. Yöneticilerimizin de vicdansız insanlar olmadığını düşünerek, hiç olmazsa bu aşamadan sonra sıkıntısız işlemlerin olabileceğine inanmak istiyorum."
EN SON HABERLER
- 1 Romanya Başbakanı Ankara'da: Külliye'de resmi törenle karşılandı
- 2 UCM Netanyahu'ya "yakalama kararı" çıkarmıştı: Katil için süreç nasıl işleyecek?
- 3 CHP'li il başkanına, işçilerden soğuk duş: Burası sanki CHP belediyesi değil
- 4 Başkan Erdoğan'dan "Çerkes Sürgünü" paylaşımı
- 5 "Akıncı" helikopter enkazını nasıl buldu? Selçuk Bayraktar'dan flaş açıklama: Dünyaya örnek operasyon!
- 6 FETÖ şüphelisi öğretim görevlisi Fethiye’de yakalandı
- 7 Bakan Güler: Saat 02.36'da tespit edilen ısı kaynağı, İran makamlarıyla paylaşıldı
- 8 Siyasilere yönelik kumpasın adı “Z7”! O Emniyet Müdürü telefonuna format atmış
- 9 İHA hazımsızlığına Aslı Baykal’dan manidar çıkış: O güçler mi devreye girdi
- 10 Kedi Faruk’u camdan aşağı atmıştı... Hakim karşısına çıktı