Giriş Tarihi: 25.2.2013

Esad'a ad taktı: Dilsiz şeytan

Birleşik Arap Emirlikleri'nde 2'nci El Şarika İletişim Forumu'nda konuşan Erdoğan, Esad'a mesaj vererek "Suriye'nin zalim diktatörü yani dilsiz şeytanı karşısında susmayacağız" dedi

Başbakan Tayyip Erdoğan, Birleşik Arap Emirlikleri'nden (BAE) Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'a yüklenerek, "Suriye'nin zalim diktatörü yani dilsiz şeytanı karşısında susmayacağız" dedi. Onur konuğu olarak katıldığı BAE'deki 2'nci El Şarika İletişim Forumu'nda "Dünyaya sözünüzü tutun" mesajı veren Erdoğan, şunları söyledi: "Yapmadığınızı söylemek, söylediğimizi yapmamak bizim anlayışımızda en büyük hatalardan biridir; öyle olmalıdır. Sadece söylemek ve yapmak yetmez. Temel bir ilkeyi hep hatırda tutmak zorundayız. Suriye'nin zalim diktatörü yani dilsiz şeytanı karşısında susmayacağız. Hakkı söylemek kadar haksızlık karşısında sesini yükseltmek, eliyle olmasa da diliyle bunu düzeltmek, bu da olmasa kalple buuz etmek bizim sorumluluğumuzdur. Bizim küresel meseleler karşısında sesimizi yükseltiyor olmamız bazılarını çok rahatsız ediyor olabilir. Şunu herkesin bilmesini isterim. Filistin, Gazze'de çocuklar, kadınlar gözlerimizin önünde çansız yere düşerken biz susanlardan olmayız ve olmayacağız." Bu sözleri salondan büyük alkış alan Erdoğan, şu mesajları verdi:
Suriye'de hergün masum yavrular, kadınlar, yaşlı insanlar toplu olarak katledilirken biz susanlardan olmayacağız. Kendi öz halkına karşı acımasızca katliamlar yapan ama kendi topraklarını işgal edenlere karşı dilsiz, sessiz, tepkisiz kalan Suriye'nin zalim diktatörü yani dilsiz şeytanı karşısında susmayacağız. Somali'deki açlık, Myanmar'daki yoksulluk, Afganistan'daki sefalet, Irak'taki nifak karşısında biz dilini yutanlardan olmadık, olmayacağız.
Sadece diliyle konuşanlar bildikleri kadar cümle kurabilir. Sadece gözüyle bakanlar ancak ufku görebilir veya oraya kadar bakabilir. Ama biz kalbi ile konuşan, gören, dokunan dolayısıyla kelimelerinin, ufkunun sınırları olmayan bir medeniyetin mensuplarıyız. Zalim, zulüm karşısında dimdik durup hakkı söylemekle mükellefiz. Filistin'i, Gazze'yi, alevler içinde Kudüs'ü görmeyen, görmezden gelen göz amadır. Suriye'de her gün oluk oluk akan kanı söyleyen dil kelimesizdir, cümlesizdir, ifadesizdir, yoksulluğa, dünya üzerindeki her türlü adaletsizliğe etnik köken ayırımı yapmadan, din, dil, ırk, mezhep ayrımı yapmadan ulaşamayan her iletişim yarımdır, eksiktir.
Yalan üzerine dünya ve istikbal inşa edilemez. Eğer tuşların, ekranların içinde samimiyet yoksa hiç kimse ile iletişim kurulamaz. Elimizden ve kulaklarımızdan ayırmadığımız cep telefonlarını sadece sesi taşıyor ama muhabbet taşımıyorsa oyuncaktan öteye geçemez. Ekranlarda Suriyeli çocuğu izlerken kanı, kurşunu, cansız bedeni görüyor ama acıyı, zulmü, adaletsizliği görmüyorsak, feryadı görmüyorsak, havadaki ağırlığı hissetmiyorsak, bu demektir ki aslında biz o ekranda hiçbirşeyi görmüyoruz.

GÖNÜLLE İLETİŞİM

İletişim insan ilişkileri, sosyal hayatı, ekonomiyi, ticareti değiştirdiği kadar siyaseti ve hükümetleri de şekillendiriyor. Dünyanın hemen her yerinde iletişim araçlarını doğru, etkili ve yerinde kullanan siyasetçiler seçmenlerin tercihlerine mazhar olabiliyorlar.
İletişim araçlarını sağlıklı şekilde kullanan hükümet ve devletler sorun çözme kabiliyetlerini arttırıyor, halkla daha doğru bağ kurabiliyorlar. Konuşmanın siyasi iletişimde hala birinci araç olduğunu söylemek durumundayım. Türkiye 81 vilayetten oluşuyor. Türkiye'nin en batısından en doğusuna uzaklık 2050 kilometre. Bir siyasi partinin genel başkanı ve Başbakan olarak Türkiye'deki 81 vilayeti defalarca ziyaret ettim. İstanbul ve başkent Ankara dışındaki illere 10-20 kez gittim. Seçim döneminde 70 vilayete ulaştım. Teknolojik iletişim araçlarını çok yoğun olarak kullanıyor olmamıza rağmen dil yani konuşma her zaman birinci iletişim aracımız oldu.
Dil iletişimin bir aracıdır ancak eksiktir. Televizyon, telefon, internet iletişimin araçlarıdır ancak mükemmel iletişim için bunlarda eksiktir. İletişim kalp ile yapılan, böyle yapılması gereken faaliyettir. Yani gönülle yapılması gereken bir faaliyettir. İçerisinde kalbi olmayan yani samimiyet olmayan her iletişim eksik iletişimdir.
Hükümetimizin başarısı bütün iletişim hatlarına kalbi yani samimiyeti hakim kılmasından kaynaklanıyor. Millet ile, ülkeler ile konuşmalarımızda her zaman gönül dili, samimiyetin dili ile hitap ettik.
İletişim devletle halkları birbirine yaklaştıran bir araç olmalıdır. Dinlerin dillerin ırkların ve mezheplerin bu kadar iletişim aracına rağmen birbirinden uzaklaşması ve birbirine hasmane tutum içine girmesi hayırlı bir gelişme değildir. Bu süreci tersine çevirmek zorundayız. Küreselleşen dünyada adaleti, insani değerleri, dayanışmayı da ve paylaşmayı da küreselleştirmeliyiz.
İMRALI YORUMU YAPMADI
Başbakan Tayyip Erdoğan, El Şarika İslam Medeniyeti Müzesi'ni ziyaret etti, Sultan Ahmet ile Selimiye camilerinin maketlerini inceledi. El Şarika Emiri El-Kasımi'nin, müze binasını İstanbul'da gezip gördüğü Kapalıçarşı'dan esinlenerek yaptırdığını kendisine anlattığını söyleyen Erdoğan, "Müzede ortak medeniyetimizin de birçok eserini görmenin mutluluğu içindeyim" dedi. Müzede sergilenen Kâbe örtüsü ile el yazması Kuran-ı Kerim'leri inceleyen Başbakan Erdoğan, Sultan Ahmet ve Selimiye camilerinin maketleri hakkında da bilgi aldı. Erdoğan, Sultan Ahmet Camisi maketi önüne geldiğinde, "Oooo Sultan Ahmet'teyiz" dedi. Selimiye Camisi maketi önünde, El Şarika Emiri El-Kasımi'ye, "Selimiye Mimar Sinan'ın eseri. Mimar Sinan yok ama çırakları burada, isterseniz onlara yaptırırız" dedi. Daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, İmralı'ya giden BDP heyetinin açıklamalarını Türkiye'ye döndükten sonra değerlendireceklerini belirterek, "Nedir, ne değildir, öğreneceğiz. Öğrendikten sonra da en kısa zamanda gerekli olan açıklamaları, ilgili bakan arkadaşlarım vasıtasıyla veya salı günü grupta uygun bir şekilde yaparız" dedi. Erdoğan, sürecin olumlu gelişip, gelişmediğine ilişkin soruyu ise "Şu anda bilgileri net olarak gerçek sahiplerinden dinlemeden bir yorum yapmam doğru olmaz" karşılığını verdi.
GÜLLÜ BAYRAK
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Acman Emiri Şeyh Humayid Bin Raşid en Nuaymi ile Acman Emirliği Sarayı'nda bir araya geldi. Karşılama sırasında güllerden yapılan dev Türk bayrağı dikkat çekti. El Şarika Emiri Şeyh Dr. Sultan bin Muhammed el-Kasımi ile akşam yemeğinde bir araya gelen Erdoğan, daha sonra Birleşik Arap Emirlikleri'nden ayrıldı.
KORUMALARA SERT TEPKİ
Ziyaret sırasında bir Türk kadın Erdoğan'a seslendi. BAE'li korumalar, Erdoğan'a yaklaşmak isteyen kadını karga tulumba olay yerinden uzaklaştırmaya çalıştı. Polisler, Erdoğan'ın "Bırakın. Bir kadına böyle davranılır mı?" diye sert çıkmasının ardından, kadını bıraktı. Kadın ve çocuğu Erdoğan çiftinin yanına gelerek kucaklaştı.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.