Cuma 10.05.2013 00:00
Son Güncelleme: Cuma 10.05.2013 12:01

"Ergenekon"da 295. duruşma

Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, CHP milletvekilleri Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal ile emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün de aralarında bulunduğu 66'sı tutuklu, 275 sanıklı "Ergenekon" davasının 295. duruşması başladı.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde oluşturulan salonda görülen duruşmaya, CHP milletvekilleri Mustafa Balbay ve Prof. Dr. Mehmet Haberal, Tuncay Özkan ve emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün de aralarında bulunduğu 37 tutuklu sanık katıldı.
Duruşmada, başka suçtan tutuklu Sami Hoştan ve Yalçın Küçük'ün de aralarında olduğu 6 tutuksuz sanık da hazır bulundu.
Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, Ankara GATA Hastanesi'nde tedavi gören Yüksek Askeri Şura (YAŞ) Üyesi Orgeneral Nusret Taşdeler, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, emekli Orgeneral Hurşit Tolon ve emekli Tuğgeneral Levent Ersöz'ün de aralarında yer aldığı 29 tutuklu sanık ise duruşmaya gelmedi.
Duruşmada, mütalaaya ilişkin savunmasını yapan tutuklu sanık avukat Kemal Kerinçsiz, esas hakkında savunma yapmaya hazır olmadığını söyledi.
Sürekli bilirkişi raporları ve belgelerin biriktiğini, delil değerlendirmesinin yapılmadığını savunarak, bu sebeple esas hakkında savunma yapmayacağını, sadece belli başlı konularda beyanlarda bulunacağını ifade etti.
Kerinçsiz, mütalaada 135 yerde isminin geçtiğini dile getirerek, "Mütalaada hakkımda 4 ayrı suç iddia ediliyor. Bana iki saat konuşma süresi veriyorsunuz. İsmim geçen bölümlere cevap vermek için 53'er saniye kalıyor. 53 saniyede kendimi ifade etmem mümkün değil. Bu durum, evrensel haklara, anayasaya ve insan haklarına aykırıdır. Mahkeme faaliyetleri alenidir, açıktır. Ancak davada bir gizlilik vardır" diye konuştu.
Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, "İddianame sırasına göre sanıkların savunmaları alınıyor, tartışmayalım" dedi.

"MAHKEMENİN VE İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI'NIN BU DAVAYA BAKMAYA YETKİSİ YOK"

Kerinçsiz, iddianamede bir ilkin gerçekleştiğini, fiilsiz bir suçun, suçsuz bir davanın sürdürüldüğünü iddia ederek, Danıştay saldırısı davasından başka bir örgütün olmadığını, ortada örgütsüz bir davanın bulunduğunu kaydetti.
Mahkemenin ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın bu davaya bakmaya yetkisi bulunmadığını savunan Kerinçsiz, şöyle devam etti:
"2008 yılında da bu duruma itiraz ettim ve siz reddettiniz. İddianamede ve mütalaada sözde örgütün merkezi ifade edilmemiştir. Davalara, suçun işlendiği yerdeki mahkeme bakmaya yetkilidir. Sizler bu davaya bakmaya yetkili değilsiniz. Eylem ve faaliyetten bahsediliyor, ancak suçtan bahsedilmiyor. Danıştay saldırısı olayının yeri Ankara'dır. Türkiye gerçek hukuk devletine dönüştüğünde, Danıştay davasının bu haliyle birleşmesi konusu bile anayasayı ihlal suçlarından birini oluşturduğundan da yargılamalar olacak. Bir ihlal söz konusudur. Darbe, irticayla mücadele eylem planları ve internet andıcı olaylarının yeri Ankara'dır. İstanbul mahkemelerinin yetkisinin bulunduğu bir suç bile söylememez."
Duruşma, Kerinçsiz'in beyanlarının alınmasıyla devam ediyor.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.