Kozakçıoğlu evinde ölü bulundu

Eski Olağanüstü Hal (OHAL) Bölge Valisi ve eski DYP Milletvekili Hayri Kozakçıoğlu, İstanbul Sarıyer'de kızının evinde ruhsatlı "Smith Wesson" marka tabancası ile kalbine tek kurşun sıkarak intihar etti.
'SESİZ' TABANCA

İddialara göre; 3 çocuk babası ve 76 yaşında olan Kozakçıoğlu, Reşitpaşa Ayhan Sokak'taki evde eşi Sabire Kozakçıoğlu'na "midem rahatsız" diyerek üst kata çıktı. Önceki 01.30'da kendisine ait ruhsatlı 9 milimetre çapında, sessizliğiyle de bilinen Smith Wesson toplu tabanca ile kalbine tek kurşun sıktı. Olay sırasında kimse bir ses duymadı. Sabire Kozakçıoğlu, dün 09.00 sıralarında kapının kilitli olmasından şüphelenerek polis çağırdı. Yarım saat sonra Kozakçıoğlu'nun oğlu eve geldi. Ardından da çilingirle odaya girildi ve Kozakçıoğlu'nın cansız bedeniyle karşılaşıldı. Polise bilgi veren Sabire Koçakçıoğlu, evde kendisinin ve bir hizmetlinin bulunduğunu belirterek başka bir odada uyuduklarını ve silah sesi duymadıklarını söyledi. Olayın ardından olay yeri inceleme ekipleri villada detaylı incelemede bulundu. Cumhuriyet Savcısı, polisten bilgi aldı.
ARDINDA NOT BIRAKMADI
Villaya gelen sağlık ekipleri, Sabire Kozakçıoğlu'na sakinleştirici iğne yaptı. Bazı komşuları, Kozakçıoğlu'nun kanser tedavisi gördüğünü ve bu yüzden sorun yaşadığını belirtti. Ancak bu iddia doğrulanamadı. Bir başka iddia ise Kozakçıoğlu'nun bir süredir ailesiyle tartışma yaşadığıydı. Ancak Kozakçıoğlu, geride bir mektup ya da not bırakmadı. Hayri Kozakçıoğlu'nun evde bulunan eşi Sabire ve oğlu Ferkan ile kızları Faike ve Meral Kozakçıoğlu "Acımız çok büyük, yastayız. Konuşmak istemiyoruz" diyebildi. Kozakçıoğlu'nun cenazesi, otopsi için dün 14.30'da Adli Tıp Kurumu'na sevkedildi.
'OLAĞANÜSTÜ' SIRLARIYLA GİTTİ

Türkiye'de terörün en yoğun yaşandığı 1990'lı yıllarda ilk Olağanüstü Hal Bölge (OHAL) Valisi olan Hayri Kozakçıoğlu Manisa Alaşehir'de 1938'de dünyaya geldi. 1955'te İzmir Atatürk Lisesi, 1959'da Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden mezun olan Kozakçıoğlu bir süre Anadolu'nun çeşitli yerlerinde kaymakamlık yaptıktan sonra 1978'de Erzurum Valiliği 1980'de İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nü yürüttü. Abdi İpekçi suikastının soruşturmasında polis müdürü olan Kozakçıoğlu, 12 Eylül darbesi sonrası 3 yıl Adana Valiliği, 3.5 yıl Sakarya Valiliği yaptı. 1987'de Diyarbakır Valiliği görevine başlayan Kozakçıoğlu, aynı yıl OHAL Valiliği'ne atandı. OHAL Valiliği döneminde ailesini Diyarbakır'a götürmeyen Kozakçıoğlu dönemin iktidarına aldırdığı uçakla bu ile gidip geliyordu. İsmi Güneydoğu'da terörün tırmandığı, faili meçhüllerin arttığı, köylerin boşaltıldığı dönemlerde gündemden hiç düşmedi. Basında, 'Halktan kopuk' vali olarak tartışılan Kozakçıoğlu, 1991'de İstanbul Valisi oldu. İstanbul'da görev yaptığı dönemde Emniyet Genel Müdürü olan Mehmet Ağar ve OHAL Valisi Ünal Erkan'la da yakın ilişki içerisindeydi. Kozakçıoğlu'nun OHAL bütçesinden kendi kişisel hesabına 250 bin dolar parayı aktardığı iddia edildi. Olayın kamuoyuna yansıyınca dönemin Başbakanı Tansu Çiller, Kozakçıoğlu'nu istifaya davet etti. Yolsuzluk iddiası ANAP ve Doğru Yol Partisi (DYP) arasında atışmaya dönünce Kozakçıoğlu, "Parayı dönemin İçişleri Bakanı Mustafa Kalemli'nin onayıyla 1991'de kendi hesabıma aktardım. Ardından 1993'teki OHAL Valiliği'nin talebiyle onların hesabına aktardım" demişti. Ancak Kozakçıoğlu'nun bir kamu bankasında 7 milyar lirası olduğu ortaya çıktı. O dönemde Çiller'in 'istifa et' baskısı karşısında Kozakçıoğlu'na Süleyman Demirel kol kanat germişti. Demirel, "Paralar örtülü ödenekten teröre karşı mücadele için verilmiştir. Bu paraların nerede, hangi amaçla harcandığı çarşaf çarşaf kamuoyunda tartışılır, açıklanırsa devlet sıkıntıya düşer" diyerek tartışmanın gündemden düşmesini sağladı.
ÇİLLER'İN KARA KUTUSU OLDU
1 Kasım 1995'te İstanbul Valiliği görevini Tansu Çiller'in isteği üzerine noktalayan Kozakçıoğlu 1995 seçimlerinde DYP'den üçüncü bölge ikinci sıra milletvekili adayı olarak siyasete adım attı. İki dönem milletvekilliği yapan Kozakçıoğlu, 4.5 yıl kaldığı OHAL Valiliği'nde bölgede yapılan operasyonlar, köy boşaltmalar ve faili meçhullerle ilgili bilgisinin olması nedeniyle hep, 'Çiller'in kara kutusu' olarak suskunluğunu sürdürdü.
'ANKARA'DA SİYASETE DÖNMEK İSTİYORDU'

Eski Devlet Bakanı ve DYP Milletvekili Nevzat Ercan: Bir ay önce düğünde karşılaştık. Siyasetle çok ilgiliydi. Arkadaşlar ile Ankara'da buluşmak ve siyaseten bir şeyler yapmak istiyordu. Hayri Bey çok çalışkan, arkadaşları ile beşeri ilişkileri iyi candan, ülkesini seven, güzel şeyler yapmak için, çabalayan komplekssiz bir görev insanıydı.
DYP eski Genel Başkan Yardımcısı ve eski Vali Saffet Arıkan Bedük: Sık sık görüşür ya da telefonla konuşurduk. En son 15 gün önce aradım cep telefonunu açmadı. Geri dönüş de yapmadı. Gerçek bir devlet ve siyaset adamıydı.
Eski İçişleri Bakanı Nahit Menteşe: Ben İçişleri Bakanlığı yaparken kendisi valiydi. Ailesini de tanırım. Daha sonra da siyasette birlikte olduk. Vatansever bir insandı. Çok şaşırdım.
TBMM Başkanvekili Meral Akşener: Kendisi çok zor bir dönemde önemli görevlerde bulundu. Sonrasında siyasette de önemli çalışmalar yaptı. Çok üzgünüz. Allah rahmet eylesin, sevenlerine, ailesine sabır versin.
Eski Devlet Bakanı Cavit Çağlar: Çok yakın tanıdığım arkadaşımdı, telefonla zaman zaman görüşürdük. 25 gün önce ofisime geldi. 1,5-2 saat sohbet ettik. Herhangi bir sıkıntısı yoktu. Ölümüne çok üzüldüm. Allah rahmet eylesin.
'ADLİ TIP RAPORU BELİRLER'

Olay yerinde inceleme yapan İstanbul Başsavcı Vekili Mustafa Emre, "Adli Tıp'tan gelecek rapora göre intihar olup olmayacağı belli olur. Biz incelememizi yaptık. İntihar olmasından şüpheleniyoruz fakat bizim şu an bir şey söylememiz doğru olmaz. Rapordan sonra açıklanır" dedi.