Köşk'te kritik toplantı sonrası ilk açıklama

Taksim'de başlayan ve ülke geneline yayılan olaylar için uzlaşma çabaları sürüyor. İlk olarak CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüştü. Gül, bu görüşmenin ardından, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ı Köşk'e davet etti.
Başbakan Yardımcısı Arınç, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Çankaya Köşkü'ndeki görüşmesinin ardından gazetecilere açıklama yaptı.

Cumhurbaşkanı Gül ile görüşmesinin ardından Çankaya Köşkü'nden ayrılırken açıklama yapan Arınç, Cumhurbaşkanı Gül'ün daveti üzerine kendisiyle görüştüğünü, güzel, faydalı, verimli bir görüşme olduğunu söyledi. Arınç, "Şüphesiz Türkiye'nin son günlerde yaşadığı olayları, bunların sebepleri ve bu konuda yapabileceğimiz konuları kendileri bize söylediler" diye konuştu.
Cumhurbaşkanının, devletin başı, milletimizin birliğini temsil eden en yüce makam olduğuna işaret eden Arınç, şöyle devam etti:
"Şüphesiz devlet organlarının sağlıklı işlemesinden de sorumluluğu var. Bu önemli bir görevdir. Dün Ana Muhalefet Partisi Lideri Sayın Kılıçdaroğlu ile görüşmüşlerdi. Ben de dün İstanbul'daydım, Başbakan Vekili sıfatıyla bugün bendenizi davet ettiler. Kendileriyle olumlu görüşmemiz oldu, talimatlarını aldık, düşüncelerimizi paylaştık. Kendilerine çok teşekkür ediyorum."
Arınç, bugün 12.00'de bir toplantı yapmayı düşündüğünü ifade ederek, "Şu sıralar zannediyorum Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde grup toplantıları vardır. Özellikle Sayın Bahçeli'nin konuşmalarını da etkilemek istemiyorum. Müsaade ederseniz saat 12.00'de Başbakanlık'ta buluşmak üzere sizlere veda edeyim" diye konuştu.
Bülent Arınç, "Talimatlara ilişkin birkaç detayı paylaşır mısınız?" sorusu üzerine de şunları kaydetti:
"Devlette, nezaket denen birşey vardır. Geçtiğimiz günlerde bir büyüğümüzü ziyarete gittiğimde 'Emirlerini almak' diye bir tabir kullandım. Basınımızda 'Bu nasıl birşey, nasıl emir almak' denildi. Bizim diplomaside, devlet lisanında talimat almak, emirlerini almak kullanılan bir lisandır. O makama duyulan bir saygının ifadesidir. Bunları başka maksatlarla düşünmemek gerekir. Kaldı ki bir cumhurbaşkanı, taşıdığı yetkiler ve üstlendiği görev itibarıyla şüphesiz bütün kurumlara düşüncelerini iletebilir, talimatlar verebilir.
Bu konuları saat 12.00'deki basın toplantımızda daha rahatlıkla konuşabiliriz. Ama emir kelimesinden, talimat kelimesinden, saygıdan başka bir anlam çıkarmayın lütfen. Bu bizim kullandığımız bir lisandır. Sayın milletvekillerimiz de zaman zaman bunu kullanır. Sayın genel başkanlar da bunu kullanır. Ben Başbakanımıza vekalet ediyorum, Başbakan Yardımcısıyım. Görevlerimi bilirim. Sayın Cumhurbaşkanının taşıdığı makamın itibarı itibarıyla hangi yetkilere, hangi sorumluluklara sahip olduğunu bilirim. Şüphesiz Sayın Cumhurbaşkanımıza, bir hükümet başı, Başbakan Vekili olarak neler yapılması gerektiği konusunda düşüncelerini almak istedim. Biz bunu günlük lisanımızda talimatlarını almak gibi kullanırız."