Son Güncelleme: Cuma 21.06.2013 09:42
Özal'ın Adlî Tıp raporu eksiklerle dolu
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Özal zehirlendi' sözleri Adli Tıp raporunu yeniden tartışmaya açarken, şüpheli ölümle ilgili soruşturma cephesinde de önemli bir gelişme yaşandı.
Bağımsız bilirkişi heyetinin hazırladığı raporda, Özal'da karaciğer, kemik iliği tozunda, beyinde, sabunlaşmış dokuda bulunan kadmiyum (cd) analizleri yapılış şekli de eleştirildi. Özal'da tespit edilen kadmiyum miktarıyla ilgili genelde 1 ppm (zehirlenme miktarı) altındaki değerleri sonuç raporuna yansıdı. Bunun da Türkiye'deki normal popülasyon sonuçları ile literatürdeki değerlerle uyum gösterdiği belirtildi. Fakat süreçte X-ray fluorescence (XRF) yöntemiyle yapılan incelemede kadmiyum değerinin 18,15 ppm bulunması dikkate alınmadı. Burada bir miktar bulaşma söz konusu olduğu ifade edilmesine rağmen tekrar XRF cihazında analiz yapılmaması önemli bir eksiklik olarak gösterildi. İncelemeler sonucunda ayrıca XRD analizi de yapıldı. Burada da kadmiyum tuzları bulunduğu gerekçesiyle kemik dokusunun yedek olarak alınan örneği TÜBİTAK'a gönderildi. Fakat TÜBİTAK'ta XRF yöntemi çalışılmadı. Onun yerine ICP-MS analizi yapıldı. Sonuç ise 0,046 ppm bulundu. Bu da kabul edildi.
BÖBREK ANALİZLERİ YAPILMADI
Hazırlanan raporda ciddi bir eleştiri de analizlerin kadmiyumda ani zehirlenmeleri gösterecek böbrek analizlerinin yapılmasına geldi. Normalde kadmiyum zehirlenmesinde kronik maruz kalma kemikte kendini gösterirken, akut (ani) zehirlenmelere böbrekten bakılması gerekiyor. Fakat bu analizler Adli Tıp incelemelerinde yapılmadığı aktarılıyor. Kadmiyum böbreklerde biriken ve kan kimyasını da bozan ağır bir metal olarak biliniyor.
Dışarıdan bilirkişilerin yaptığı çalışmada kimyasal analizlerde tespit edildiği halde raporun sonuç kısmına girmeyen iki zehre daha dikkat çekildi. Hekzaklorobenzen (HCB) ve hexabromobenzene (HBB) isimli zehirlerin varlığına vurgu yapılmaması, bunlara ilişkin detaylı çalışma yapılmaması da eleştirildi. Savcılığın isteği üzerine raporun tümü ve eklerini inceleyen ekip, özellikle HCB oranının normalin çok üzerinde olduğunu tespit etti. Fakat bunun miktar tayininin ve açıklamasının raporun sonuç kısmında yer almaması eksiklik olarak görüldü. Aslında HCB söz konusu Adli Tıp Kurumu raporunun sonuç kısmında sadece bir cümle ile geçiyor. Kurul, Adli Tıp Kimya İhtisas Dairesi Toksikoloji Şubesi raporuna atıfta bulunarak, 'arama sonuçlarında DDE'nin ve yine bir pestisit olan HCB'nin maddelerine rastlanıldığının belirtildiği' şeklinde aktarılıyor.
ZEHİR TOPRAKTAN GEÇSEYDİ, HER YERDE MİKTARI BENZER OLURDU
Savcılığın talebiyle Adli Tıp Kurumu raporunu inceleyen bağımsız bilirkişiler, Özal'ın naaşının bulunduğu mezarın etrafından alınan farklı toprak numunelerinde belirlenen değişik DDE zehri miktarlarının iyi yorumlanmadığı görüşünde. İncelemelere göre, Özal'ın mezarın yan duvarlarında DDE oranı 0,8823 ppm (zehir miktarı) değerindeyken bu mezarın tam altındaki noktada 49 ppm'ye çıkıyor. Kısaca yaklaşık 49 kat daha fazla. Bu da gösteriyor ki Özal'ın naaşındaki zehir topraktan değil bizzat naaşında vardı ve yıllar içinde naaşının oturduğu taban kısmında birikti. Uzmanların görüşüne göre, eğer zehir toprakta olsa idi mezarın her bölgesinde miktarı aynı ya da benzer olurdu. Bu durumla bağlantılı diğer bir önemli konu ise Özal'ın otopsisinde tespit edilen başta DDE ve diğer zehirlerin 19 yıl boyunca tekrarlayan su birikmelerinin etkisiyle ciddi anlamda konsantrasyon (çözünen madde miktarı) kaybına uğramış olabileceği. Uzmanlara göre, gerek DDE gibi zehirler, gerekse kadmiyum gibi ağır metallerle ilgili olarak bulunan sonuçlar değerlendirilirken 19 yıllık süre, yıkım ve yarılanma açısından da ele alınmalıydı. Buna göre farklı açıklamalar getirilmeliydi. Rapora göre, yağan yağmur ve toprağın emdiği su düşünüldüğünde zehir miktarı yıllar boyunca azalma göstermiş olmalı. Tartışmalı Adli Tıp Kurumu'nun raporunda, Özal'ın vücudunda yapılan incelemede zehir tespit edildiği aktarılıyor, ancak, Özal'ın 'dışarıdan bir müdahaleyle zehirlendiğine dair bir bulguya rastlanmadığı' ifade ediliyordu.
EN SON HABERLER
- 1 Kılıçdaroğlu’nun 2 yıl 4 aya kadar hapsi istendi
- 2 MSB detayları duyurdu! Terör örgütü PKK'ya ağır darbe
- 3 Akıl almaz cinayet planı Para için önce sahte ilan verdi sonra cinayeti işledi
- 4 Ruşen Çakır’a 10 milyon fon daha! İsviçre, Belçika, ABD fonlanmaya devam ediyor
- 5 1 Mayıs gözaltılarıyla ilgili flaş açıklama!
- 6 Şanlıurfa ’de kamyonet ile otomobil çarpıştı: 4’ü ağır, 16 yaralı
- 7 Polis Alp Efe Bekit’i şehit eden sanığın müebbet hapsi istendi
- 8 Balkondan düşüp ölen kızı için feryat etti: "Çocukları devlet koruma altına alsın"
- 9 Umut yolculuğu devam ediyor: 10'uncu ‘İyilik gemisi’ Gazze'ye yol alıyor
- 10 ‘Böcek var’ dediler şikayet etmediler! Afyon valisi, “Ne şikayet var ne bilgi belge”