Demirtaş'tan çekilme açıklaması

DİSKİ Genel Müdürlüğü Acil Durumlar Pompa İstasyonu'nun açılış töreninde gazetecilerin çözüm sürecine ilişkin sorularını yanıtlayan Demirtaş, çözüm sürecinin birinci aşamasının çatışmaların, ölümlerin yüzde 100 durması ve bu çatışmasızlık halinin sürdürülebilir hale gelmesi anlamına geldiğini belirterek, bu aşamada PKK'nın çekilmesine ilişkin önemli yol katedildiğini söyledi.
"PKK'lıların yüzde 80'i belki daha fazlası yerlerini terk etmiş ve sınır hattına doğru ilerliyorlar. Çok büyük bir kısmı yerlerini terk etmiş durumda" diyen Demirtaş, "birinci aşama son kişi kalıncaya kadar devam eder" gibi bir anlayışın yanlış olduğunu vurguladı.
Demirtaş, "Ülkenin demokrasiye kavuşması ya da demokratik siyasetin önünün açılması için sınırda çetele tutup, 'son PKK'lı geçti mi, geçmedi mi?' diye bekleyecek mi bu devlet? Bu yanlış bir anlayış. Birinci aşama bu haliyle bize göre tamamlanmış, Hükümetin reform yapabileceği siyasi atmosfer oluşmuştur. Önemli olan budur" diye konuştu.

Yeni karakollar
Demirtaş, "bazı yerlerde PKK'lıların işçi ve teknisyenleri kaçırdığı yönündeki iddialara ilişkin bir soruya, "Bunlar onlar tarafından mı yapılmış emin değiliz" dedi.
İşçilerin, teknisyenlerin iş adamlarının alıkonulmasını kesinlikle tasvip etmediklerini ifade eden Demirtaş, şöyle dedi:
"Peki PKK'lılar çatışmayı bırakıp ülkeyi terk ederken siz niye yeni karakol yapma ihtiyacı hissediyorsunuz? Madem kardeşlik ve eşitlikten söz ediyorsunuz, madem bundan sonra bu ülkeye barış gelecek, bu ülkenin parasını niye yeni karakollara yatırıyorsunuz, aceleniz ne, niye böyle bir şeye ihtiyaç duyuyorsunuz? Sayın Başbakan diyor ki; 'yeni karakolları yapmaya devam edeceğiz'. Bu karakolları Kuşadası'na, Bodrum'a, Rize'nin ilçelerine ya da Edirne'ye niye yapmıyorsunuz? Demek ki; ülkenin doğusu ile ilgili hala uzun vadeli güvenlik algınız ve stratejiniz var. Bu kalıcı barış konusunda zihin dünyasında bir engel olduğunu ve kalıcı barış konusunda bir güvensizlik olduğunu gösteriyor ki bence Hükümetin bunu gözden geçirmesi lazım. Biz, 'ülke sınırları korunmasın' demiyoruz. Sınır hattına her devlet kendi güvenlik tedbirlerini alır, bu normaldir ama biri bana Tunceli, Ağrı ve Şırnak'ta iç bölgelerdeki karakolların niye yapıldığını anlatsın. PKK'lılar çıkıyorsa 130 yeni karakolu yapmanın ve inşaatı hızla sürdürmenin politik olarak kime nasıl yararı olabilir?"
Demirtaş, bunun barış sürecinde güvensizlik yaratan bir durum olduğunu ifade ederek, "Sözü edilen kişiler gerçekten PKK tarafından kaçırılmış veya alıkonulmuşsa en kısa sürede serbest bırakılmalarını BDP olarak bekliyor ve talep ediyoruz" dedi.
"Süreci sekteye uğratacak bir girişim beklemiyorum"

"Geri çekilme ve çözüm sürecinde zaman zaman küçük büyük sıkıntılar olur" diyen Demirtaş, önemli olanın bunları aşabilmek ve doğru bir şekilde tahlil edip geleceğe bakabilmek olduğunu belirtti.
Demirtaş, "Ben öyle kimsenin büyük bir provokasyon içerisinde olduğunu düşünmüyorum. PKK ilk günden bu yana geri çekilme meselesini ve demokratik çözüm sürecini ciddiyetle yürüttü. Bu saatten sonra da hiç bir şekilde o taraftan bir provokasyon girişimi, süreci sekteye uğratacak bir girişim beklemiyorum" dedi.
"Akil İnsanlar Grubu'nda yer alan herkesi kutluyor, teşekkür ediyorum"

Demirtaş, Akil İnsanlar Heyeti gruplarının sürece katkısının sorulması üzerine farklı farklı dünya görüşü ve düşüncelere sahip olmalara rağmen Türkiye'de barışı anlatmaya, çözüm sürecine desteği artırmaya çalıştıklarını söyledi.
Grupların önemli bir misyon üstlendiklerini, birçok yerde haksız hakaret ve saldırılara uğradıklarını ancak bıkmadan, usanmadan çalıştıklarını vurgulayan Demirtaş, şunları kaydetti:
"Akil İnsanlar Grubu Türkiye'nin barışına iyi niyetle katkı sundular. Fedakarca bir çalışmaydı. Raporların bir kısmını okuyabildik tüm bölge raporlarını göremedik. Ancak hazırladıkları raporların önemli ölçüde Türkiye'nin fotoğrafını yansıttığını düşünüyorum. 'Talepler, kaygılar, beklentiler objektif olarak yansımış' diye düşünüyorum. Akil İnsanlar grupları içinde yer alan herkesi kutluyor, teşekkür ediyorum. Ancak bu çalışma başbakanlığa bağlı değil, sivil, özgür bir çalışma olmalıydı. Akil İnsanlar Grubu bu saatten sonra biraz daha özgün ve özerk olarak başbakanın bir bürokratı veya bir kurumu görüntüsünden çıkarak özgürce faaliyetlerini sürdürebilirler. Çünkü buna ihtiyaç var."
Parlamentonun tatile girmesi

Demirtaş, parlamentonun 3 ay tatil yapması halinde bazı yasalar ve anayasal düzenlemelerin zora girebileceğine dikkati çekerek, parlamentonun tatile girmeden faaliyet yürütmesi veya kısa bir tatil yapması halinde Türkiye'nin siyasetine çok daha katkısı olacağına inandığını belirtti.