Kılıçdaroğlu'ndan Başbuğ'a ziyaret

Ergenekon davasında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan ve Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan Genelkurmay eski Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ'u ziyaret eden Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, çıkışta basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Türkiye tarihinde ilk kez bir Genelkurmay Başkanı'nın yargılandığını ve tutuklandığını belirten Kılıçdaroğlu, 'Sayın Başbuğ bir vatansever. Bayrağını ve ülkesini seviyor. Ülkesini seviyor. Demokrat bir insan. Görev yaptığı süre içinde olabildiğince görevini en iyi şekilde yerine getirmeye çalıştı. Kendisi ile konuştum zafer bayramını kutladım. Suçlu olduğuna inanmıyor. 'Kesinlikle herhangi bir suç işlemedim. Ben ülkem için çalıştım. Ülkem için çaba harcadım. Bana verilen, yasaları bana tanıdığı görevleri yerine getirmeye çalıştım' diyor. Son derece haklı' dedi.
Darbecilik ve terör örgütü üyeliği ile suçlanmasının İlker Başbuğ'un ağırına gittiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, 'Kendisinin darbeci olarak, terör örgütü üyesi olarak suçlanmasının çok ağırına gittiğini ifade etti. Kendisinin zafer bayramını kutladık. Demokrasinin bu ülke için çok önemli olduğunu ifade ettik. Gerçekten de ordumuz bizim halkın deyimiyle peygamber ocağıdır. Hepimizin saygı duyduğu yerdir. Hepimiz gönüllü olarak askerliğimiz yaparız. Ordunun siyasete karışmaması ortak arzumuz. Kendi arzusu da bu zaten' diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, Başbuğ'un moral durumunun sorulması üzerine, 'Morali çok iyi, sağlığı iyi. 'Bana yöneltilen suçlamaların haksız olduğunu biliyorum. Vicdanım rahat gönlüm rahat suçlu olsam böyle konuşamazdım' diyor. Adaleti her zaman her yerde savunuruz ama o adaletin toplum vicdanında kabul gören bir adalet olması gerekir. Silivri'de gündeme getirdiğimiz temel konu da bu. Herkes yargılanabilir ama adalet içinde yargılanmalı. Toplumun ortak vicdanını kabul etmesi lazım. Bunların olmadığı bir gerçek' ifadelerini kullandı.
Kemal Kılıçdaroğlu, İlker Başbuğ'un AK Parti iktidarı döneminde terfiler aldığını hatırlatarak, şunları söyledi:
'Bir generali kara kuvvetleri komutanlığına getiriyorsunuz. Daha sonra Genelkurmay Başkanı yapıyorsunuz. Emekli olduktan sonra dönüyorsunuz 'sen terör örgütü üyesisin' diyorsunuz. İyi de kardeşim bu işin bir siyasi sorumluluğu yok mu. Sen bu kişiyi Kara Kuvvetleri Komutan'ı, Genelkurmay Başkanı yaparken haberin yok muydu. Kabul edilebilir bir suçlama değil. Herkesin vicdanını yeniden sorgulaması bu olayın çözülmesi lazım. Burada insanları boş yere hapiste olmaları bizi de sokakta vatandaşı rahatsız ediyor. Biz buraya kamu vicdanını tatmin etmek için geldik. Onun suçlu olduğuna inanmıyoruz. O ülkesini ve bayrağını seven bir asker. Her şeyden önemlisi demokrasiye inanmış bir asker'.

"SİZ SURİYE'DE KAN AKSIN DİYE EĞİTİM KAMPI KURUYORSUNUZ, SİLAH VERİYORSUNUZ"
CHP lideri Kılıçdaroğlu, Suriye'ye müdahale hazırlığı yapıldığının hatırlatılması üzerine hükümeti eleştirerek, 'Savaş çığırtkanlığı Türkiye Cumhuriyeti Başbakanına yakışmaz. Hem yurtta, hem cihanda barış diyeceksiniz. Sonra da dönüp savaş çığırtkanlığı yapacaksınız. İnsaların öldürülmesi üzerin görüş beyan eden başbakan olmaz. Yüreğinde insan sevgisi olan savaş çığırtkanlığı yapmaz' dedi.
Suriye'de öncelikle bir ateşkes sağlanması gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, 'Tarafların birbirini öldürmediği bir sürecin başlatılması lazım. Egemen devletlerin bunu sağlaması gerekiyor. Bunu üzerin barış için adımlar atılmalı. İki yıl önce 'Ankara sürecini başlatın' diye teklifte bulunduk. Bırakın barışı sağlamayı 'Suriye'de kan ve gözyaşını nalsı arttırırız' hesabında bir hükümet var. Sayın Başbakan daha dikkatli bir dil kullansın. Daha düne kadar kardeşim diyordu, kol kola giriyordu, beraber tatil yapıyorlardı. Ne oldu da insanlar orada birbirini boğazlıyor. Siz Suriye'de kan aksın diye eğitim kampı kuruyorsunuz, silah veriyorsunuz. Orada insanlar birbirin öldürsün diye onlara para veriyorsunuz. Bu doğru değil. Bizim halkımızın da bunu bilmesi lazım' şeklinde konuştu.
Kemal Kılıçdaroğlu, Beyoğlu'nda griye boyanan merdivenlerle ilgili olarak ise şunları söyledi:
'Hangi insan renklerde korkar. Ancak diktatörler korkar. Dünyanın en güzel yedi rengi var gökkuşağı. Hangi akıl hangi mantıkla griye boyarsınız. Baktığınız zaman hoşunuza gidiyor. Yedi rengi görüyorsunuz. Düşman ilan ediyorsunuz, tamamını griye boyuyorsunuz'.