Salı 24.12.2013 00:00
Son Güncelleme: Salı 24.12.2013 15:40

Kayıp 11 köylü soruşturmasında görevsizlik kararı

Diyarbakır'ın Kulp ilçesinde 22 Ekim 1993'te 11 köylünün öldürülmesiyle ilgili soruşturma yürüten 7. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı, "İşkence yapmak, hukuka aykırı olarak gözaltına alarak kişi hürriyetinden mahrum bırakmak ve öldürmek eylemlerinin, terörle mücadele kapsamında kalsa bile askeri faaliyet veya askeri görev olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı" gerekçesiyle görevsizlik kararı vererek, dosyayı olayla ilgili dönemin Bolu 2. Komando Tugay Komutanı emekli Tuğgeneral Yavuz Ertürk hakkında açılan dava kapsamında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdi.
7. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığının kararında, 11 köylünün yakınlarının 1993 yılındaki dilekçeleri üzerine Diyarbakır/Kulp Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturmaya başlandığı ve 2006 yılında görevsizlik kararıyla Askeri Savcılığa gönderildiği hatırlatıldı.
Soruşturma devam ederken olayla ilgili Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca dönemin Bolu Komando Tugay Komutanı emekli Tuğgeneral Ertürk hakkında, "Birden fazla kişiyi aynı sebeple öldürme, halkı isyana ve birbirini öldürmeye teşvik ve cürüm işlemek üzere teşekkül oluşturmak" suçlarından kamu davası açıldığı kaydedilen kararda, "Asker kişiler tarafından işlenen fakat askeri suç olmayan, asker kişiye karşı veya askerlik hizmet ve görevlileriyle ilgili olarak işlenmemiş olan suçlarla ilgili yargılamanın askeri mahkemelerde görülmesi olanağı bulunmamaktadır" denildi.
"Kulp'ta 11 köylünün güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındıktan sonra kayboldukları ve kaybolduktan sonra öldürüldükleri" iddiasıyla ilgili soruşturma yapma yetkisinin askeri savcılığın görev alanına girmediği belirtilen kararda, şu ifadeler yer aldı:
"Mehmet Salih Akdeniz, Behçet Tutuş, Ümit Taş, Turan Demir, Celal Aziz Aydoğdu, Abdo Yamık, Nesrettin Yerlikaya, Hasan Avar, Mehmet Şerif Avar, Mehmet Şah Atala ve Bahri Şimşek isimli şahısların 11 Ekim 1993 tarihinde 'Güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındıktan sonra kayboldukları ve kaybolduktan sonra öldürüldükleri' iddiası ile ilgili olarak mağdurların sivil şahıs olmaları, 'İşkence yapmak, hukuka aykırı olarak gözaltına alarak kişi hürriyetinden mahrum bırakmak ve öldürmek' eylemlerinin (terörle mücadele kapsamında kalsa bile) askeri faaliyet veya askeri görev olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığının anlaşılması, aynı olayla ilgili Diyarbakır TMK 10. madde ile yetkili ve görevli Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma yürütüldüğünün anlaşılması neticesinde, müsnet suçtan soruşturma ve kovuşturma yapma yetki ve görevinin adli yargının görevine girdiği sonucuna varılmıştır."
- Lice'de 5 köylünün kaybolması
Askeri savcılık, ayrıca Lice'nin Kabakaya köyü Esenli mezrasında 13 Mayıs 1994'te Mustafa Bulut, Ekrem Bulut, Ramazan Bulut, Fahri Bulut ve Ali Bulut'un güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındıktan sonra kayboldukları yönündeki iddialarla ilgili yürüttüğü soruşturma dosyasını da aynı gerekçelerle görevsizlik kararı vererek Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdi.
TuğgeneralErtürk hakkında hazırlanan ve Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamenin, "Şüphelinin iştirak ettiği ileri sürülen ve soruşturmaları devam eden diğer eylemler" bölümünde söz konusu 5 köylünün kaybolduğu olaya da yer verilmişti.
İddianamede, Kulp'un Bağcılar köyü Düzpelit mezrası Malahassi mevkisinin Kevrekok kayaları bölgesinde üzerinde çok sayıda mermi giriş ve çıkış deliği bulunan ve yakılmış 8 cesedin bulunduğu, adli tıp raporlarına göre kemiklerin Ekrem Bulut, Ramazan Bulut, Ali Bulut, Mehmet Selim Orhan ve Hassan Orhan ile kimlikleri tespit edilemeyen 3 kişiye ait olduğu ileri sürülmüştü.

ERTÜRK HAKKINDA 11 KEZ MÜEBBET HAPİS İSTENİYOR

Terörle Mücadele Kanununun (TMK) 10. Maddesiyle yetkili Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcıvekilliğince hazırlanan 19 sayfalık iddianame, dönemin Bolu 2. Komando Tugay Komutanı emekli Tuğgeneral Ertürk hakkında 11 kez müebbet ve 25 yıla kadar hapis cezası istenmişti. İddianamede, ayrıca "Sanık Ertürk komutasındaki birlik içinde yer alan ve kimlik bilgileri tespit edilemeyen görevlilerden bazılarının teşekkül oluşturarak yetki ve görevleri olmamasına rağmen hukuka aykırı bir şekilde şüphelendikleri kişileri yakalayarak bir süre sorguladıktan sonra öldürdükleri, bu gibi eylemler sonucunda halkın devlete karşı düşmanlık beslemelerine ve örgüt yanlısı olmalarına sebep olduğu" kaydedilmişti.
İddianamede, şüpheli Ertürk'ün eyleminin "halkı silahlı isyana teşvik" suçunu da oluşturduğu belirtilerek, şöyle denilmişti:
"Yargısız infazların artması, bölge insanının devletten soğumalarına ve dağa gidenlerin sayısının artmasına neden olmuştur. Özellikle şüphelinin başında bulunduğu birlikteki bazı görevliler tarafından sivil kişilerin öldürülmeleri, köylerinin yakılması, hayvanlarına el konulması ya da hayvanlarının telef edilmesi örgüt tarafından suistimal edilerek, halk silahlı isyana teşvik edilmiştir. Bölge halkından çok sayıda kişi PKK terör örgütüne katılması sağlandığından şüphelilerin eylemleri ayrıca halkı silahlı isyana teşvik suçunu da oluşturmuştur."

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.