Demokrasi dediğimiz aslında milli iradedir

Kara Harp Okulu'nu ziyaret eden Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, milli irade vurgusu yaptı. Gül, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hulusi Akar ile Harp Okulu Komutanı Tümgeneral Yılmaz Uyar tarafından karşılandı. Atatürk Amfisi'nde Harbiyelilere hitap eden Cumhurbaşkanı Gül, şunları kaydetti:
DEVLET DIŞI AKTÖRLER GÜÇ KAZANDI: Küresel sistemde ve güç parametrelerinde köklü değişikliklerin yaşandığı bir tarihi süreçten geçiliyor. Günümüzde küresel güç dengelerine tesir eden devletlerin sayısının arttığı, devlet-dışı aktörler ile ulusalt kimliklerine dayalı yeni oyuncuların güç kazandığı ve bu aktörlerin, ulus devletleri zayıflatacak şekilde güç ve nüfuza kavuştuğu görülmektedir.
NORMALLEŞME ZAMAN ALACAK: Türkiye'nin de içinde bulunduğu Ortadoğu'da toplumsal ve siyasal değişim süreci, jeopolitik çıkar algılarından kaynaklı bir krize girdi. Bölgede istikrar, güvenlik ve normalleşmenin sağlanmasının çok uzun yıllar alacağını da tahmin ediyorum.
YA ACI YA DA DEMOKRASİ: Meşruiyetin temeli bugün demokrasiden geçmektedir. Demokrasi dediğimiz de aslında milli iradedir. Bunu biraz daha genişletecek olursak demokratik hukuk devleti dediğimizde; çok partili sistem, adil, serbest, düzgün seçimler ve kuvvetler ayrılığı prensibi çerçevesinde herkesin yetki ve sorumluluklarının belli olması ve bu düzen içerisinde 'check-balans' dediğimiz denge sistemlerinin olup, bunların bir ahenk içerisinde yönetilmesidir. Bunun dışındaki rejimler ya acı çekerek veyahut da tecrübeli liderlerin inisiyatifinde demokrasiye geçeceklerdir. Arap baharında yaşadığımız budur.
Arapça bilenlerin çokluğuna şaşırdı
Cumhurbaşkanı Gül, Kara Harp Okulu Müzesi'nde incelemelerde bulunarak, okul hakkında brifing aldı. Anafartalar Taburu dersliklerinde 'Makro Ekonomi' dersine katılarak bir süre burada Harbiyelilerle sohbet eden Gül, Kara Harp Okulu Dekanlığı'ndaki Savunma Bilimleri Enstitüsü'nü ve yabancı dil sınıflarını gezdi. Gül, Arapça dil sınıfında öğrencilere "Doğrusu Hariciye'de bile bu kadar çok Arapça bilen yoktu. Bölgeye hakimiyet ve anlama açısından çok önemli" dedi.