Medya asıl gizli iktidarın işgali altında

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın medyayı sansürlediğini söyleyen kesime "Altyazıyı kaldırmaya gücü yeten Başbakan, bu telefon konuşmasının yayınlanmasını neden önleyemiyor? Üstelik telefon konuşmalarını dinlemek, yayınlamak kanunlara göre yasak. Hem yasak hem Başbakan kendisine ait telefon kaydının yayınlanmasını engelleyemiyor. Bu nasıl sansür?" dedi.

Sabah-ATV ile ilgili asılsız iddialarda bulunanları da eleştiren Kazdağlı "İnsanların aldığına ne karışıyorsun. Sen ihalelerde bir yolsuzluk, usulsüzlük var ise bize onu söyle. İlla bir medya grubunu merak ediyorsan, git Zaman, Samanyolu'na bak. Sermayesi kimindir? Parayı nereden bulmuştur? Havuza kimler nereden para koymuşlardır? Onları sormayacaksın, sahibi belli olan Sabah'ın satışını, basını ele geçirme olarak takdim edeceksin." dedi.

İşte Kazdağlı'nın Kanalahaber.com'da yayınlanan o yazısı:

"Alo Fatih" basına bir sansür müdür?
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Fas'tan Fatih Saraç'ı arayacak, "Alo Fatih" diyecek, talimat verecek: "O alt yazıyı kaldır."
Fatih Saraç "emredersiniz" deyip kaldıracak.
Siz buna bakıp "basına sansür var" diyeceksiniz.
Biz de inanacağız.
Altyazıyı Kaldırtıyor, Aleyhine Yayınları Susturamıyor
Altyazıyı kaldırmaya gücü yeten Başbakan, bu telefon konuşmasının yayınlanmasını neden önleyemiyor?
Üstelik telefon konuşmalarını dinlemek, yayınlamak kanunlara göre yasak.
Hem yasak hem Başbakan kendisine ait telefon kaydının yayınlanmasını engelleyemiyor.
Bu nasıl sansür?
Bu nasıl otoriter Başbakan?
Maşallah, ortalık gizli telefon kayıtlarından geçilmiyor. Her yerde yayınlanıyorlar... herkes her yerde bunları konuşuyor.
Bizim diktatör Başbakanımız, sansürcü başımız bunları önleyemiyor.
Küfür Dili
Kendi kayıtlarını engelleyemeyen bir Başbakan nasıl olur da medyaya sansür uygular.
Medyanın yüzde 70-75'i Başbakan Erdoğan'a küfür modunda yayın yapıyor.
Ardından Erdoğan'a dönüp "sen sansür uyguluyorsun" diyorlar.
Nasıl bir iş bu?
Bir de "Havuz Problemi" var.
"İşadamları Sabah-ATV'yi almak üzere havuz oluşturmuşlar..."
"Başbakan birilerine burayı alması için baskı yapmış..."
Sabah-ATV şahıs malı. Sahibi malını istediği kişiye ya da kişilere satabilir. İsteyen kişiler de borç alırlar, paralarını birleştirirler, kredi çekerler bir başka şahsın malını satın alırlar.
Burada yanlış nerede?
"İşadamları ihale yolsuzluğu yaptı" deniyor. "İhale karşılığı bu işe girdiler" iddiası var.
İddia var ancak kimse işin bu tarafı ile ilgilenmiyor.
Hangi ihaleye fesat karıştırılmış, kim hangi ihaleden ne almış?
Bunu araştıran yok.
Dönüp, dolaşıp "Sabah-ATV'yi neden aldın" diye soruyorlar.
Alır... Ne var bunda.
İnsanların aldığına ne karışıyorsun. Sen ihalelerde bir yolsuzluk, usulsüzlük var ise bize onu söyle.
İlla bir medya grubunu merak ediyorsan, git Zaman Samanyolu'na bak.
Sermayesi kimindir? Parayı nereden bulmuştur? Havuza kimler nereden para koymuşlardır?
Mesela Beyaz TV'nin sermayesini neden hiç merak etmiyorsun?
Onları sormayacaksın, sahibi belli olan Sabah'ın satışını, basını ele geçirme olarak takdim edeceksin.
Evet... Medya İşgal Altında
Türkiye'de medya sermayenin işgali altındadır. Bu yıllardır böyle.
Türkiye'yi yöneten gizli iktidar, medyayı kontrol ediyor. Üst Yapı hala medyaya hakim.
Ortada ağır bir medya sansürü var. Üst Yapı, Baronlar, Yaşlı Kurtlar... kendi kurdukları düzeni eleştiren tek satırın medyada yer almasına izin vermediler... vermiyorlar... vermezler...
Kendilerini kim eleştirdiyse yıllardır işsiz kaldı. Yazı yazdırmadılar, ekranlara çıkarmadılar...
Başbakan Erdoğan'a illa bir şey diyecekseniz mesela "medyada Üst Yapı, Paralel Yapı'nın işgalini neden önlemiyorsun" diye sorun.
Şamataya Bakıp Aldanma!
Fatih Saraç, HaberTurk'teki işgali önlemek istediği için hedef.
Sabah-ATV'yi, 17 Aralık sonrası Paralel Yapı'nın üzerine gittiği için "havuz"da boğmak istiyorlar.
Anadolu sermayesine "sakın ha... medyaya yatırım yapma" diyorlar.
Yaptıkları gürültü medya kontrollerinden çıktığı içindir.
Duyduğumuz sesler, esarete isyan çığlığı değil kaybettikleri şeyler için yakılan bir ağıttır.