Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci, tarihte Haşhaşilerle devletlerin ittifaklarına dikkat çekerken "Böl-Yönet siyasetindeki İngiltere, Haşhaşiler ve uzantısı İsmaililerle müttefik halindeydi" dedi.
"İNGİLİZLER BİR ÜLKENİN KİMLİĞİNİ TARAR"
İngilizlerin bir hususiyeti var. Gittikleri yerde aykırı toplulukları her zaman tespit ederler ve bunlara yatırım yaparlar. Bir memlekete geldikleri zaman orada ırk, şive, din, mezhep ayrılıklarını tespit ederler. Ve bunların arkasında tarihi ayrılıkları da tararlar. İhtiyaç olduğu zaman bu hadise gündeme getirilerek orada karışıklık çıkartılır, o karışıklıktan istifadeyle İngilizler oraya hakem olarak gelirler ve orada hakimiyet kurarlar. Bu çok eski bir doktrindir. İngilizler böl-yönet-bekle-gör siyasetini keşfediyor İsmaililer, Ağa Han. O zaman Hindistan kimin elinde? Sünni Türklerin elinde. Babür İmparatorluğu'nun elinde. "Ama ülkede hatırı sayılır Hindular da var. Müslümanların içinde de alternatif grup bulmalıyız" dediler. Bu grup İsmaililerdir. Bir gelenekleri var. Aktif ve zengin insanlar bunlar. İngilizler o dönem Ağa Han'a prens unvanı verdiler ve onu çeşitli diplomatik faaliyetlerde kullandılar. İngiltere Hindistan'ı işgal edince bunlar İngiltere'nin en samimi müttefikleri oldular. Yani İngilizlerin müttefiki Haşhaşilerin devamı İsmaililer oldu.
"AĞA HAN'I KULLANDILAR"
İngiliz hakimiyeti zamanında çok rahat yaşadılar. Ağa Han'ın yakın tarihimizde de rolü vardır. 1 Kasım 1922 yılında Saltanat kaldırıldı. Sultan Vahdettin yurt dışındaydı. Halifelik devam etti. Abdülmecit Efendi halife tayin edildi. Memlükler dönemine benzedi. Ama dünyevi gücü yoktu, ruhani liderdi. İngilizler bundan bile rahatsız oldu. Çünkü halifeliğin dünya Müslümanları üzerinde çok büyük bir nüfuzu vardı. Her ne kadar yakın tarihimizdeki ideolojik söylem, halifeliğin hiçbir gücü kalmamıştı, Araplar bizi arkadan vurdu diyorsa da bu doğru değildir. Arapların Osmanlı'ya ayaklanması halifeliğe değil İttihat ve Terakki Fırkası'na ayaklanmadır. Halifenin zaten o dönem gücü kalmamıştı.