Bağış oyunu davalık oldu

İzmir'de yaşayan müteahhit Binali Ünal, memleketi Erzurum'da annesinin adının verilmesi şartıyla Gülen grubu kanalıyla okul ve yurt yaptırdı. Ünal, binanın tabelasından annesinin adının silinmesi, okulun da dershane ve özel yurda dönüştürülmesi üzerine mahkemeye başvurdu. İzmir'de 26 yıldır müteahhitlik yapan Palandöken ve Hakbir İnşaat'ın sahibi 61 yaşındaki evli 5 çocuk babası Erzurum Aşkaleli Binali Ünal, Gülen grubuna bağlı Akyazılı Vakfı tarafından dolandırıldığını savunarak tazminat davası açtı. Yaşadığı kandırılma sürecini ve başından geçenleri ilk kez SABAH'a anlatan Ünal, bir dönem Gülen'in İzmir'deki sohbetlerine katıldığını, dolandırılana kadar cemaatten biri olduğunu söyledi. 1992 yılında Kurban Bayramı'nda akrabalarını ziyaret etmek için memleketi Erzurum Aşkale'ye gittiğini anlatan Ünal, "Burada Akyazılı Vakfı'nın mütevelli heyetinde bulunan bacanağım Hikmet Şenyurt, ilçeye Fen Lisesi ve yurt yapmayı düşündüklerini ve yardım topladıklarını söyledi. Arsayı ayarladıklarını ancak inşaata başlayacak paraları olmadığını anlattı. Bunun üzerine inşaatın bütün demirlerini ben bağışlayıp İstanbul'a döndüm. Haber geldi, 'kerestemiz yok' dediler, gönderdim. Yaptığım yardımlarla binanın temelini attılar ama sonunda para bulamadıkları için inşaat yine durdu" dedi.
TABELAYI İNDİRDİLER
Bir süre sonra çok sevdiği bacanağının öldüğünü, ona söz verdiği için inşaatı devraldığını söyleyen Ünal, "Binayı temelden çatıya kadar yaptırıp vakfa bağışladım. Onlara iki şart koştum. Birincisi annemin adını vermeleri, ikincisi de üstü Fen Lisesi altı da yurt olacaktı. Ama okulu yine açamadılar. 'İçini dolduramadık' dediler. Kefil oldum malzemeleri aldılar. Sonra onun parasını da ödemediler, tüm borcu ben kapattım. Toplam 6 milyon lira harcadığım okul 1994'te, dönemin Erzurum Valisi Mehmet Ağar tarafından, Makbule Ünal Fen Lisesi ve Erkek Öğrenci Yurdu adıyla açıldı. Ama açılıştan kısa süre sonra tabela indirildi ve Gülen grubuna özel bir öğrenci yurdu ve dershane olarak hizmet etmeye başladı. Beni dolandırıp, kandırdılar. Çevreye de 'parasını kendisine ödedik' diye yaydılar. Bunun üzerine cemaatle bağlantımı kopardım. 'Allah doğruyu biliyor' diye sustum ama yıllarca kendimi aptal yerine konulmuş gibi gördüm" diye konuştu.
İTİBARIMLA OYNADILAR
Son olaylardan sonra çevresinin de telkinleriyle olayın gerçeğini anlatarak hakkını hukuk yoluyla aramaya karar verdiğini söyleyen Ünal, Akyazılı Vakfı hakkında tazminat davası açtı. Ünal, İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi'ne verdiği dava dilekçesinde şunları yazdı: "Sadece, memleketime yatırım olsun, hayrım dokunsun diye girdiğim işte okul inşaatı ve sonraki giderlerin tamamını karşıladım. Bu miktarın bir bölümünü kredi olarak kullandım. Ama ne annemin adı kaldı ortada, ne de okul ve yurt. Bu da yetmemiş gibi Aşkale'de 'biz bu yurdun parasını Binali Ünal'a ödedik' diyerek itibarımla oynadılar"