Cuma 28.03.2014
Son Güncelleme: Perşembe 27.03.2014

CHP siyasetten umudunu kesiyor

Seçimlere artık iki gün kaldı. Muhalefet 30 Mart'ı, yolsuzluk iddiaları ve gizli telefon dinleme kayıtları ile bu sefer AK Parti'yi iktidardan etme inancı oluşturuldu. Ana muhalefet bu sefer Fetullah Gülen Örgütü'nü de arkasına alarak açık bir ittifak ile seçimlere giriyor olması morallerinin yükseltti. Fakat zaman ilerledikçe yapılan araştırma ve miting alanlarındaki kalabalıklar işlerin hiç de istenildiği gibi gitmediğini gösterdi. 17 Aralık operasyonundan sonra Başbakan Erdoğan'ın performansı halk nezdinde büyük bir kenetlenmeye ve desteğe dönüştü. Seçimlere haftalar kala muhalefet için evdeki hesap çarşıya uymadığı, CHP – Gülen ittifakı kamuoyunda beklenen aksı yapmadığı gözlendi. Hatta tepki olarak Ak Parti güçlenmeye de başlamış oldu.
ARTIK SİYASETEN YENİLMİYOR
17 Aralık, TIR Operasyonları, CHP- Gülen ittifakı, yasadışı dinleme kayıtları… Bütün bu malzemeler paralel devletten servis edilirken Doğan, Ciner, Demirören grubu ve Fetullah Gülen Örgütü medyası hep bir ağızdan yasa dışı tapeleri yayınlayarak hükümeti zayıflatmaya çalıştılar. Bunların hiç biri AK Parti'nin oyunu düşürmedi. Seçmen tıpkı 27 Nisan sürecinde olduğu gibi 17-25 Aralık, TIR operasyonlarının, yasa dışı tape kayıtlarının yolsuzluğu ortaya çıkarma amaçlı olmadığını, siyasete açık bir müdahale olduğunu düşündü. Pazartesi günü Mahmut Övürle konuşan 70 yaşındaki yaşlı adam, ''…Türkiye'ye ve Tayyip beye çelme takmak istediler. Ama düşüremeyecekler…''dedi. Halk bu gün bu olayları siyaset dizayn edicilerin bir planı olduğunu düşünüyor. Onun için meydanları yüzbinler doluyor. Onun için alanları dolduranlarda heyecan var. İstanbul mitingindeki kalabalığın coşku ve heyecanı bundan.
DÜN YÜZDE 20 İLE İKTİDAR OLUNUYORDU
Necmettin Erbakan'ın partisi Refah Partisi 1995 genel seçimlerinde yüzde 21 ile en fazla oy alarak, üç ay gecikme ile başbakanlık koltuğuna oturmuştu. Bülent Ecevit'in, 18 Nisan 1999 tarihinde PKK lideri Öcalan'ın yakalanıp Türkiye'ye teslim edilmesi rüzgarını arkasına alan Demokratik Sol Parti ise yüzde 22.19 oy oranı ile en fazla oyu alarak başbakanlık koltuğuna oturmuştu.
2002 yılından beri yapılan bütün seçimleri AK Parti oyalarını artırarak kazandı.
• 2002 yılında AK Parti 34.28, CHP 19.38, MHP 8.35 oy aldı.
• 2004 yerel seçimlerinde AK Parti 40.18, CHP 20.70, MHP 10.12,
• 2007 seçimlerinde AK Parti 46.66, CHP 20.85, MHP 14.79,
• 2009 yerel seçimlerde AK Parti 38.70, CHP 24.58, MHP 16.50,
• 2011 seçimlerinde ise AK Parti 49.88, CHP 25.96, MHP 13.01 oy aldı.
2002 yılından bugüne kadar yapılan tüm seçimlerin ortalaması AK Parti 41.94, CHP 22.99, MHP 12.55.İşte bu şartlar altında 30 Mart seçimlere gidiliyor.
AK PARTİ – CHP ARASINDAKİ FARK YÜZDE 25
Dün Türkiye'de yüzde 20 oy alan siyasi parti başbakanlık koltuğuna oturmaya hak kazanırken, bugün birinci parti ile ana muhalefet arasındaki fark 25 puan. 2002 yılında yapılan seçimlerde AK Parti ile CHP arasında 15 puan vardı. Son seçimlerde yüzde 25'e dayandı. Bu bir kopuştur. Morallerin bozulmasıdır… Umudun yok olmasıdır… Yarın seçimlerde biz iktidar olabiliriz inancının yitirilmesidir... Daha açık söylersek sandık ile AK Parti'yi yenmenin mümkün olmadığının inançsızlığının yerleşmeye başlamasıdır. Bu siyaseten çok tehlikeli bir durumdur. Burada 'AK Parti'nin neden bu kadar başarılı oluyor diye tartışmak yerine' CHP nerede hata yapıyor sorusu artık sorulmalıdır. Halk neden muhalefete inanmıyor? Neden muhalefet partisini umut olarak görmüyor? 12 yıllık iktidar partisi yorgunluğuna rağmen neden hükümetten vaz geçmiyor, neden her seçimde oyunu artırıyor? Muhalefetin oyu neden artmıyor?
BERK'İN CENAZESİ VE SOKAK ÇATIŞMASI
Toplumun küçümsenemeyecek bir kesiminde sandık yolu ile iktidarı değiştirme umudunun yok olması, siyasetin dışında iktidar aramaya neden olmaktadır. Berk'in cenazesinin bu kadar politikleşmesi ve arkasından milliyetçi- muhafazakar bir ailenin genç bir çocuğunun silahla vurularak katledilmesi bunun açık bir göstergesidir. Siyasetin yerine sokak çatışmaları ile iktidarı devirmeye umut beslemek…

İşin iyi tarafı ise MHP'nin Meclis'te ve genel başkanlık koltuğunda da Devlet Bahçeli gibi birinin oturuyor olması, siyaset mühendislerinin umudunun kursaklarında kalmasına neden oluyor. Burada Kürt hareketini ve Öcalan faktörünü, bütün kışkırtmalara rağmen barış sürecinden vazgeçmemesi, sokak çatışmalarına girmemesi tavrı göz ardı edilemez.
Dün 28 Şubat'ta, 27 Nisan'da laik ve cumhuriyetçi kesim sandıktan umudunu kesip siyasete müdahale ile iktidar olmayı planlamıştı. Halk iradesine sahip çıkınca bu istek gerçekleşmemişti. Bugün ise Gülen Örgütü ile siyasete açık bir müdahale edilerek siyaseti dizayn etme planları görülen o ki yine başarılı olamadı.
Sorun AK Parti'nin sürekli kazanan taraf olması değil, sorun muhalefetin siyaset üretememesi, halka güven verememesi, inandırıcı olmayışıdır.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.