Cumartesi 29.03.2014 00:00
Son Güncelleme: Cumartesi 29.03.2014 16:50

Zaman Yazarı Mahçupyan kararını verdi

17 Aralık operasyonunun başından bu yana Gülen grubuna eleştirileri ile gündeme gelen Zaman yazarı Etyen Mahçupyan, yerel seçimlere saatler kala Sabah.com.tr’ye konuştu: "20 yıldır Erdoğan’a oy veriyorum. 8. defa yine AK Parti diyeceğim."

Türkiye yaklaşık 6 aydır Gülen grubu - AK Parti kavgasına kilitlenirken, cemaat medyasından çok az sayıda da olsa aykırı sesler duyabiliyoruz. Bu isimlerden biri Zaman yazarı Etyen Mahçupyan.
17 Aralık operasyonundan bu yana Gülen grubunun operasyonel kanadını eleştiren Etyen Mahçupyan, son dönemde medyada dikkatlerini üzerinde toplayan bir isim olmuştu.
Etyen Mahçupyan ile 17 Aralık operasyonunu, yasadışı dinlemeleri, sosyal medyadaki kısıtlamaları, 30 Mart seçimlerini ve sonrasını konuştuk.

AK PARTİ 10 YIL DAHA İKTİDARDA

-Bu konuda çok şey yazıldı çizildi. Seçimlere saatler kala, bugünden bakıldığında cemaat-AK Parti kavgasının neden çıktığı konusunda ne düşünüyorsunuz?

-Bu kavganın en önemli nedeni AKP nin alternatifsiz hale gelmesi, giderek de kendi tabanını genişleterek iktidarını sürdürme yeteneğini kazanması. AK Parti'nin %30'lardan başlayıp %50'lere gelme süreci insanların Müslümanlaştığını göstermiyor. Aksine toplum sekülerleşirken AK Parti oyunu artıyor.

-2002 yılından bu yana sayısız kez bu yükselişin önüne geçilmeye çalışıldı. 17 Aralık operasyonu da bunlardan biri. Neden başarısız olundu?

Bu yükselişin önüne geçmek için AK Parti'den daha ilerici, reformist ve demokrat olmanız gerekir. Öyle bir parti yok şu an ortalıkta. O zaman bu AK Parti ile daha ne kadar yaşayacağız diye sorabilirsiniz. Ben 2002'de ilk kazandığı zaman en az 4 seçim daha alır demiştim. Bu gözüken bir sosyolojiydi. Şu anda önünde en az 10 yıl daha var.

İŞTE MAHÇUPYAN'IN CEMAAT ANALİZİ


CEMAAT 2011'DEN BU YANA MÜHİMMAT BİRİKTİRMİŞ

İslami kesim, merkezi kendi oluşturduğu ağ üzerinden inşa etti. Dolayısıyla o ağlar iktidar üreten ağlar. Orada paylaşamazsanız şu anki gibi kavga çıkar. Böyle bir kavga potansiyeli her zaman vardı. Bu tapelerin 2011'den beri tutulduğunu gördüğümüzde, o zamandan itibaren bir ayrışmanın başladığını anlıyoruz. Cemaatin en azından bir bölümü bununla ilgili bir mühimmat biriktirmiş.

-Suriye gibi milli güvenliği doğrudan ilgilendiren bir meselede MİT Müsteşarı ve Dışişleri Bakanı'nın dinlenmesi toplumda büyük bir tedirginlik yarattı. Bu dönüm noktasıydı. Bence toplum artık paralel yapıya "artık yeter" dedi. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

-Bu dinlemelerin varlığını bilsek de rahatsız olmuyorduk. Çünkü görmüyorduk. Ama şimdi gördüğümüzde rahatsız oluyoruz, çünkü ilave bir anlam taşıyor. Yani "Ben seni dinliyorum" demenin ötesinde, "Ben sana dinlediğimi söyleme cesaretine sahibim, sıkıysa çık meydana" anlamı var burada. Davutoğlu'nun "Bu bir savaş çağrısıdır" demesi de doğru. Bu tabi insanı tedirgin eden bir şey. Çünkü Türkiye'yi Ortadoğu'da belirli noktalara doğru çekmek, istikrarsızlık yaratmak, çözüm sürecini baltalamak istedikleri çok açık ortada.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.