Pazartesi 28.04.2014
Son Güncelleme: Pazartesi 28.04.2014

Türkiye solu,1 Mayıs 1977'de Taksim'de öldü

Taksim'deki kanlı 1 Mayıs'ı yaşayanlardan Prof. Dr. Halil Berktay: O katliam sol gruplar arasındaki çatışmanın ürünüydü. ABD parmağı, derin devlet, fabrikasyon masallar... Türkiye solu, enkaz halindeki geçmişi için bir mağduriyet hikâyesine ihtiyaç duydu

Dünyanın birçok ülkesinde 1 Mayıs İşçi Bayramı'nın gergin geçtiğini, polis ve işçiler arasında çatışmalara sahne olduğunu takip ederiz. Ancak ülkemizde 1 Mayıs İşçi Bayramı'nın tarihinde Taksim Meydanı'nın farklı bir yeri var. Bu meydanda, 37 yıl önce açılan ateş sonucu 34 kişi yaşamını yitirdi, 136 kişi de yaralandı. Olayların ardından 470 kişi gözaltına alındı. Ateşi kimin açtığı ise geçen 37 yıla rağmen tespit edilemedi ve 1 Mayıs 1977 dosyası kapatıldı.
Türkiye'deki sol örgütler, olayların derin devlet ile dış istihbaratın ortak bir organizasyonu olduğunu yıllarca tekrarladı. O dramatik günü Taksim Meydanı'nda yaşayan eski Aydınlıkçı Prof. Halil Berktay ise bu ezberi bozarak, yaşamını yitiren 34 kişinin sol gruplar arasındaki çatışmanın kurbanı olduğunu yazdı. Dahası, bu senaryoyu sol örgütlerin birlikte yazdıklarını iddia etti. Sol gruplar arasında tartışmaya neden olan bu yazıyı ve 1 Mayıs 1977 gününü Berktay ile konuştuk.

77 olayları ile ilgili sol grupların anlattığı "derin devlet-dış istihbarat" senaryosu var.
Bu hikâye tamamen fabrikasyon. Solun ve belli başlı fraksiyonların suçluluk hisleri ile uydurdukları bir masaldan ibaret. Bunun yalan olduğunu söyleyerek bana saldıranlar da söylediklerimin doğru olduğunu biliyorlar.
O meydanda hangi sol örgütler ve fraksiyonlar vardı?
Belli başlı 4 ana akım vardı. Bir de bunların alt unsurları vardı. Birinci grup, eski ve en barışçı, demokratik ve reformucu bir çizgide olan, Avrupa komünizmini savunan Mehmet Ali Aybar ve çevresi. Yani eski TİP önderliği. İkinci grup, esas karargahı yurtdışında olan, Türkiye içinde yarı legal bir örgütlenmesi olan Türkiye Komünist Partisi'ydi. Üçüncü grup ise TKP'nin zıt kutbunda, maalesef, benim de içinde bulunduğum, Çin taraftarı Maoculuk'tu. Şimdi bunları anlatırken kendi kendime bu zırvalara bir dönem nasıl inandığımı düşünmeden edemiyorum. Bunun dışında Halkın Kurtuluşu, Halkın Yolu ve Halkın Birliği grupları vardı. Deniz Gezmiş, Mahir Çayan ve İbrahim Kaypakkaya'nın uzantısı gruplardı bunlar. Bunlar da farklılıkları olmakla birlikte Maocu çizgide yer alıyordu. Herkes yüzde yüz saf Marksizm'i arıyordu. Her fraksiyon kendi örgütüne yakın olduğu ülkeye olağanüstü bir bağnazlık ve dogmatizmle sarılıyordu. Diğerleri emperyalizmin ajanı olarak görülüyordu. Bütün bu örgütler arasında korkunç bir düşmanlık vardı. Solun büyük kesimi silahlıydı. Şiddeti tümüyle reddeden barışçıl bir sol o dönemde varolamadı.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.