Vesayet dönemi kapanıyor
Başbakan Erdoğan, "Eğer milletim seçerse" diyerek cumhurbaşkanlığının nasıl olacağını anlattı: Devlet ile milleti kucaklaştıran bir cumhurbaşkanı olacağım. Seçilmiş cumhurbaşkanı ve başbakan Türkiye'yi uçurur
ALLAH VE MİLLET İÇİN SİYASET: Biz siyaseti temiz yürekler için yaptık. Vatanı için toprağı için bayrağı için canını veren şehitlerimiz için yaptık. 20 yaşındaki yavrusunu, askere gönderip ay yıldızlı tabut içinde şehit bedeni teslim alan, 'Vatan sağolsun' diyen o kahraman yürekli, anne baba yüreklerini hiçbir zaman unutmadık. Biz siyaseti maden ocaklarında alın teriyle helal rızık kazanma peşindeki işçi kardeşlerimiz için yaptık. Biz siyaseti İstanbul Sultangazi'deki, Ankara Altındağ'daki, Diyarbakır'ın Benusen mahallesindeki Türkiye'nin tüm kenar mahallelerindeki yoksullar için yaptık. Diyarbakır Cezaevi'ndeki işkencelerin, Metris'teki adaletsizliğin hesabını sormak için siyaset yaptık. Başörtülü olduğu için üniversite kapılarından döndürülen, gözü yaşlı kızlarımız için bu siyaseti yaptık. Cezaevinde evladını ziyarete giden Kürtçe'den başka bir dil bilmeyen, evladıyla sadece bakışarak sohbet etmek zorunda kalan anneler için siyaset yaptık. Ortadoğu'da, mağdurlar için Filistin, Mısır, Suriye, Irak, Somali, Afganistan'ın mazlumları için siyaset yaptık. Biz siyaseti Allah için, millet için yaptık.
KUTUPLAŞTIRMADIK: Bizi sevmeyenleri de sevdik, bize oy vermeyenlere de ayrım yapmaksızın hizmet götürdük. Türk, Kürt, Müslüman, Hıristiyan, Musevi, Sünni, Alevi demedik insana insan olduğu için değer verdik. 780 bin kilometrekareye barışın hâkim olduğu bir Türkiye hayal ettik. Hiçbir zaman kutuplaştıran olmadık. Bize yapılanı başkasına yapmadık. Asimilasyon yoluyla hiç kimseyi kendimize benzetmenin peşinde olmadık.
SİZ KİMSİNİZ DEDİK: Onlar kutuplaştırdılar, biz birleştirmenin mücadelesini verdik. Onlar ayrıştırdılar, biz kardeşliğin mücadelesini verdik. Biz, başı dik bir Türkiye hayal ettik. 200 yıldır özgüveni hırpalanan, hem içeriden hem dışarıdan tartaklanan ve yağmalanan bir Türkiye'den kendi ayakları üzerinde duran bölgesinde ve dünyada "Ben de varım" diyerek iddia sahibi olan bir Türkiye hayal ettik. 200 yıldır sistemli şekilde bizim özgüvenimizi kırmak istediler. Bizi tarihimizden, ecdadımızdan koparmak istediler. Herkesin karşısında elpençe divan durmamızı istediler. İşte biz, siyasi tarihimiz boyunca cesaretle, korkmadan, çekinmeden 'Siz, kimsiniz' sorusunu sorduk. Evet, siz kimsiniz? Bize tepeden bakma, bize kibirle bakma cüretini nereden buluyorsunuz? Size bu hakkı kim veriyor?
ALPARSLAN'IN FATİH'İN MİRASÇISI: Biz, halkız. Biz, Alparslan'ın, Kılıçarslan'ın, Süleyman Şah'ın, Ertuğrul Gazi'nin, Osman Gazi'nin torunlarıyız. Fatih'in, Kanuni'nin, Yavuz Sultan Selim'in mirasçılarıyız. Gazi Mustafa Kemal'in, Adnan Menderes'in, Turgut Özal'ın, Necmettin Erbakan'ın hatırasını muhafaza edenlerdeniz.
SADECE CUMHURBAŞKANI DEĞİL: 10 Ağustos'ta sadece 12. cumhurbaşkanı seçilmeyecek, 10 Ağustos'ta cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi ile aynı zamanda kara bir dönem, vesayetler dönemi de kapanmış olacak. Siyasi iktidarın karşısında duracak, halka karşı devleti temsil edecek cumhurbaşkanı seçmiyoruz. Halkın seçtiği, halktan bir cumhurbaşkanı göreve gelecek, fark bu. Şu anda çatı ne diyor? Cumhurbaşkanının siyaset dışı olmasını savunuyor. Cumhurbaşkanının siyaset dışı olmasını savunmak, bir defa siyaseti inkâr etmektir. Cumhurbaşkanının siyaset dışından olmasını savunmak, İsmet İnönü'nün, Cemal Gürsel'in yaptığı gibi vesayeti savunmaktır.
VESAYET DÖNEMİ KAPANIYOR: Eski Türkiye'nin parametreleri ile hareket eden millet karşısında devleti temsil edecek cumhurbaşkanı arayan muhalefet, en başta kendini inkâr ediyor, siyasetin içindeymiş gibi görünüp, siyasetin dışında duruyor. Siyaset dışı bir cumhurbaşkanı ile eski Türkiye'nin ruhunu çağırabileceklerini sanıyorlar. Cumhurbaşkanı tarafsız olsun derken esasen cumhurbaşkanının devletin tarafında, milletin karşısında durmasını istiyorlar. Bu dönem artık kapandı. Millet meseleye el koydu. Meclis'i seçen, hükümeti belirleyen millet, inşallah cumhurbaşkanını da kendi iradesiyle belirleyecek.
BU KARDEŞİNİZ SEÇİLİRSE: Eğer cumhurbaşkanlığına bu kardeşinizi getirirse devlet ile milleti kucaklaştıran, milletin ve demokrasinin tarafını tutan bir cumhurbaşkanı seçilmiş olacaktır. Halkın seçtiği cumhurbaşkanı herkesin cumhurbaşkanıdır. Yetkilerini millete karşı değil, millet için kullanan cumhurbaşkanıdır. Cumhurbaşkanı, cumhuriyeti, cumhuru ve cumhurun birliğini temsil eder. Kimse kimseyi aldatmasın. Görevi budur. Halk tarafından seçilmesi cumhurbaşkanlığı makamına çok daha güçlü bir demokratik meşruiyet sağlayacak. Bu sayede cumhurbaşkanlığı makamı asıl anlamını bulacaktır. Erkler arasında daha sağlıklı bir denge kurulacaktır. Kamu kurumları da cumhurbaşkanının bu yeni konumuna uygun şekilde hareket edecek, Türkiye'nin geleceği için çok daha verimli çalışacaktır.
EN SON HABERLER
- 1 CHP’li Köyceğiz Belediye Başkanından işçilere görülmemiş zulüm!
- 2 Cevdet Yılmaz, KKTC Başbakanı Üstel'i ağırladı
- 3 Bakan Güler, Irak Türkmen Cephesi Siyasi Büro Üyesi Aydın Maruf ile bir araya geldi
- 4 Milli Savunma Bakanı Güler'den Harita Genel Müdürlüğüne ziyaret
- 5 SON DAKİKA | Başkan Erdoğan: İsrail ile ticaretin durdurulması örnek teşkil edecek
- 6 Firari Erk Acarer gizli tanığı yayına aldı: Acarer 15 Temmuz için yönlendirme sorular sordu!
- 7 Diyanetten Sözcü’nün "makam aracı" haberine yalanlama
- 8 Başkan Erdoğan ile Özgür Özel görüşmesinin şifresi: İşte 6 yıl arayla CHP’nin parti dilindeki değişim!
- 9 AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'ten 'Gazze' mesajı: Üniversitelerimizde vicdan eylemlerini ayakta tutan herkesi tebrik ediyoruz
- 10 Bakan Tekin, Diyarbakır annelerini ziyaret etti