Aleviler için 'çözüm süreci' başlıyor
Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, A Haber Ankara Temsilcisi Murat Akgün’ün sorularını yanıtladı. Türkiye'nin mezhepçilikle mücadele adımlarını değerlendiren İşler; Başbakan Erdoğan'ın hem Şii ve Sünni İslam alimleriyle, hem de Türkiye’deki Alevi önderlerle bir araya geleceğini açıkladı...
ALEVİLER İLK DEFA BİZİM DÖNEMİMİZDE MUHATAP ALINDI
Başbakan Erdoğan'ın Alevi önderleriyle iftar yapıp yapmayacağının sorulması üzerine İşler, "Allah nasip ederse Sayın Başbakanımız pazartesi akşamı Ankara'da Alevi önderleriyle bir araya gelecek. Bir iftar yemeğinde buluşup ardından da bir istişare toplantısı yapılacak. Bu toplantının ülkemiz açısından hayırlara vesile olacağını düşünüyorum" ifadesini kullandı.Eski Türkiye'de aralarında Kürtlerin, Alevilerin olduğu pek çok kesimin ötekileştirildiğini belirten İşler, AK Parti döneminde söz konusu kesimlere ilk defa devlet elini uzatan hükümet olduklarını vurguladı.
İşler şöyle konuştu: Bu ötekileştirilen kesimlere devlet elini uzatan hükümet biz olduk. 2008 – 2009 yıllarında 7 tane Alevi çalıştayı yaptık. Aleviler ilk defa bizim dönemimizde devlet tarafından muhatap alındı ve çok güzel ilişkiler geliştirildi. Bir istişare toplantısı yapacağız, istişareden sonra ona göre yol haritası olur. Uzun zamandır bir araya gelinmemişti, bir fırsat olacağını düşünüyoruz.
KILIÇDAROĞLU, SAYIN BAŞBAKANIMIZI DİKTATÖR OLMAKLA SUÇLARKEN KENDİSİNİN DİKTATÖR OLDUĞUNU ORTAYA KOYDU
Sayın Kılıçdaroğlu zaman zaman açıklamalar yapıyor, çoğu zaman akla ziyan açıklamalar yapıyor. Sayın Başbakanımızı uzun zamandır diktatör olmakla suçluyor. Ortada gerekçe yok. Ama kendisinin bu cumhurbaşkanlığı aday belirleme sürecine baktığımız zaman veya aday belirlendikten sonraki tavırlarına baktığımız zaman, kendisinin ne kadar diktatör olmaya aday olduğunu ortaya koydu. Milletimiz de bunu çok net bir şekilde gördü.
CHP, BİR BUÇUK AY SONUNDA KAMUOYUNUN TANIMADIĞI BİRİNİ DAYATMA İLE ADAY OLARAK ÇIKARTTI
Cumhurbaşkanlığı aday belirleme sürecine baktığımız zaman bir buçuk ay kamuoyunu 'çatı aday bulacağız' diye oyaladılar. Pek çok isim gündeme geldi, ziyaretler oldu, görüşmeler yapıldı. Sonra birden bire, hiç kimsenin aklında olmayan, kamuoyunun bilmediği, tanımadığı birisini dayatma ile aday olarak açıkladılar. Bu tavır sizce demokratik bir tavır mıdır, yoksa diktatörlüğe eğimli bir tavır mıdır? Öncelikle bunun bir defa altını çizmesinde yarar görüyorum. Ardından adayı açıkladılar, adayın tutmadığını görünce de bu sefer kendi tabanını bir arada tutabilmek için grupta 'tıpış tıpış gideceksiniz, talimat vererek adeta' konuşmasını yaptı. Daha sonra kendisi de tıpış tıpış gideceğini ifade etti. Kılıçdaroğlu bir çaresizlik içerisinde, ne yaptığının farkında olmadığını düşünüyorum.
KILIÇDAROĞLU ÇATI ADAY MESELESİYLE SİYASETEN İNTİHAR ETTİ VE ŞU ANDA BUNUN ACISINI YAŞIYOR
Bu çatı aday meselesiyle aslında siyaseten intihar etmiştir. Şu anda bunun acısını yaşıyor. Ondan dolayı da dün yapmış olduğu açıklamalar 'demokrasiye inananlarla inanmayanlar arasında geçecek' şeklinde bir söylemle tabanını bir arada tutmak ve tabanını sandığa götürme çabası içerisinde. Bunu yaparken de 10 Ağustos'tan sonraki kendi siyasi geleceğini düşünerek bu hareketlerde bulunuyor.
KILIÇDAROĞLU'NUN TAVIRLARI, CHP'NİN GEÇMİŞTE SERGİLEDİĞİ TAVIRLAR
Kılıçdaroğlu'nun bugüne kadar sergilemiş olduğu tavırlar diktatörlüğe gayet eğimli olduğunu, grupta kendisine itiraz eden birisi olduğu zaman 'atın bu adamı dışarıya' şeklindeki tavırlarıyla da bunu net bir şekilde ortaya koyuyor. Aslında bu yadırganacak bir tavır değil. CHP'nin geçmişine baktığımız zaman, Kılıçdaroğlu'nın bugün sergilemiş olduğu tavıralar, CHP'nin geçmişinde olan ve herkes tarafından bilinen tavırlar.
EŞİT ŞARTLARDA BİR ADAYLIK YARIŞI YOK
Sayın Cumhurbaşkanımız, milletimizin sevdiği, saydığı bir siyasi figür. Sayın cumhurbaşkanımızın açıklamalarını bende okudum. Açıklamaları ne anlama geliyor, bunun sahaya yansıması nasıl olacak? onu zaman gösterecek. Net bir ifade ortaya koymadı. Daha önce gelecekle ilgili bir siyasi planı olmadığı şeklinde bir açıklaması olmuştu. Çok net bir açıklamaydı. Zaman içerisine görüşünde bir değişiklik var mı yok mu bunu cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra görüp ve ne olacağını hep birlikte göreceğiz. AK Parti olarak şunu net bir şekilde söyleyebiliriz; AK Parti olarak cumhurbaşkanlığı seçimine odaklanmış durumdayız. Sahadaki durumumuz fevkalade güzel. Allah nasip ederse benin hedefim Sayın Başbakanımız %55'in altına düşmeyerek ilk turda cumhurbaşkanı seçilecek. Benim kanaatim %55'in altına düşmeyeceği şeklinde. Kamuoyu yoklamaları da %55'in üzerine çıkmaya başladı. Aday profilleri de ortada. 'Eşit şartlarda yürütülen bir kampanya yok' gibi bir takım ifadeler kullanılıyor. Adaylara baktığınız zaman, evet eşit şartlarda bir adaylık yarışı olmadığını ben düşünüyorum.
ŞARTLAR BAŞBAKANIMIZIN LEHİNDE
Bir tarafta dünyaya mâl olmuş, 12 yıl başbakanlık yapmış, karizması ortada, vizyonu ortada, başarılarla dolu bir siyasi geçmişi olan lider var. Diğer tarafta da iki tane aday var. Onların da durumu ortada. Şartlar Sayın Başbakanımızın lehinde. Halkımız da yaşanan olayları görüyor. Özellikle bu çatı aday dayatmasına halkın büyük bir tepkisi olduğunu ben düşünüyorum. Halkın arasına girdiğiniz zaman, bir alay konusu, dalga konusu olduğunu tespit etmiş durumdayız. Şartlar gayet elverişli ve Sayın Başbakanımız ilk turda büyük bir oy oranıyla inşallah cumhurbaşkanı olarak seçilecek. AK Parti olarak da biz yolumuza ve geleceğimize bakacağız. Ben partide hiçbir sıkıntı olmayacağı kanaatindeyim. AK Parti'nin artık kurumsal kimliği oluşmuştur. AK Parti'de ortak akla önem verilir. İnşallah kurullar toplanıp gerekli karar verilir ve yolumuza devam ederiz çünkü önümüzde 2015 seçimleri olacak. Bizim 2015 seçimlerinden çok güçlü bir şekilde çıkmamız lazım çünkü yeni Türkiye'nin sivil, demokratik bir anayasaya ihtiyacı var. 2011 seçimlerinden önce bütün siyasi partiler yeni bir anayasa vaat ettiler, anayasa uzlaşma komisyonu kuruldu, iki yıl çalışmalar yapıldı ama başarısızlıkla sonuçlandı. Biz AK Parti olarak millete vermiş olduğumuz sözü tutma ve yerine getirme gayreti içinde olduk. Bizim sayısal olarak anayasayı değiştirecek bir gücümüz yok. Referandum'a götürecek 330 çoğunluğumuz da yok. Biz gidip halktan yeniden yetki isteyeceğiz ve Türkiye'ye yeni bir sivil anayasa, demokratik anayasa sözünü vermiştik, bunu hatırlatacağız. Yeniden oy isteyeceğiz. Bu güçlü, 2023 hedeflerini gerçekleştirecek Türkiye'yi de hep birlikte inşallah kuracağız.EN SON HABERLER
- 1 FETÖ’cü Adem Yavuz Arslan ABD’den saldırmaya devam ediyor! Gazi Turgut Aslan üzerinden algı operasyonu
- 2 Bakan Tunç: Noter sayısı 2 bin 385'e çıktı
- 3 Bakan Fidan: İki devletli çözüme gitmezsek bu son Gazze savaşı olmayacak
- 4 İçişlerinden Ankara Emniyetindeki iddialara ilişkin açıklama: “Mülkiye müfettişi görevlendirildi”
- 5 MSB duyurdu: Edirne sınırında 9 terörist yakalandı!
- 6 Dünyanın en çok kazandıran brokeri olarak gösteriliyordu... Emlak kralına 6 yıl hapis
- 7 Dev ateş yandı, şenlik başladı! Kakava Şenliği'nde binlerce kişi gönüllerince eğlendi
- 8 Kabine bugün toplanıyor! Gözler Başkan Erdoğan’da: Öğretmen atama takvimi belirlenecek mi?
- 9 DEM belediyesinden çalışanlara mobbing
- 10 Lüks sitenin havuzunda sır ölüm