Son Güncelleme: Pazartesi 21.07.2014
Batsın bu dünya!
Başbakan, Ordu mitingi dönüşü gündemi değerlendirdi: Cumhurbaşkanı olursam başbakanın yerine oturacak değilim. Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nı MİT'e bağlamak gerekiyor
Erdoğan: Meydanların dili onu gösteriyor. Kamuoyu araştırmaları da dediklerinizi doğruluyor. Yaptırdığımız araştırmalarda, bana oy vereceklerin oranı yüzde 55-56 çıkıyor.
Erdoğan: Doğru, öyle.
Erdoğan: Meydanlara bakılırsa, kamuoyunda rehavet yok. Diri, inanmış kitleler görüyorum. Mevsim koşullarına ve Ramazan'a rağmen. Bugüne kadar 11 il ve 4 ilçede miting yaptık. (Not: Dün Hatay mitingi ile 12 ile yükseldi.) Kampanya sonuna kadar 30 büyükşehirin hepsine gitmiş olacağız. Diğer adaylar kampanya yapmıyor. "Bayramdan sonra meydanlara çıkacağız" diyorlar. İyi ama bayramdan sonra seçime kadar 8-9 gün kalmış olacak.
Erdoğan: Evet... Arda 6 yaşında zeki mi zeki, hiperaktif bir çocuk. Vilayetin karşısındaki apartmanda oturuyor. Valiliği ziyaretim sırasında bana el salladı, "Yanınıza gelebilir miyim" dedi. "Gel" işareti yaptım, geldi. Babası CHP'li, dedesi MHP'liymiş. "Size oy vermiyorlar, ama ben sizi çok seviyorum" dedi.
Erdoğan: Birinci derecede MHP tabanından gelir, ondan sonra da CHP'li seçmenlerden. Güneydoğu'dan da çok oy gelecek gibi. Kamuoyu araştırmaları öyle gösteriyor.
Erdoğan: Beni Batı değil, Anayasa ilgilendirir. Ben ülkeme hizmet edeceksem, teamüllerin değil, Anayasa'nın belirlediği kurallara göre davranırım. Ben bürokrasinin değil, siyasetin içinden geliyorum. Halkın seçtiği cumhurbaşkanı olarak farkımı koymalıyım. Ve daha önemlisi iki hayati konuda çalışmalarımı aynı kararlılıkla götürmek zorundayım. Bunlardan birincisi barış sürecini sonuçlandırmak. İkincisi, Paralel Yapı ile mücadeleyi sürdürmek. Diğer adayların öyle bir hassasiyetleri yok. Zaten Türkiye'de dikili taşları da yok. Ben ise 12 yıllık değişimin devamını omuzlamak zorundayım. Bir aday (Not: Ekmeleddin İhsanoğlu), "Ben bu işlerin içinde olmam" diyor. Biri de çıkıp "Devletin başı olarak nasıl bu işlerin içinde olmazsın" diye sormuyor.
Erdoğan: Ben onca yıl başbakanlık yaptım, gördünüz. Cumhurbaşkanı olursam, başbakanın yetkilerini elinden almak sözkonusu olamaz. Seçilmiş bir cumhurbaşkanı, seçilmiş bir başbakan, seçilmiş bakanlar, hükümet... Hep birlikte Türkiye'yi uçururuz. Cumhurbaşkanının yürütmenin başı olması, her hafta bakanlar kuruluna başkanlık edeceği anlamına gelmez. Herhalde başbakanın yerine oturacak halimiz yok. Zaman zaman oturur, konuşuruz. Öyle götürürüz.
Erdoğan: Mahmut Abbas bunu duyunca gülmeye başladı, "Yok öyle bir şey" dedi. Aslında yoğun ve ısrarlı çabalarımızla birleşmeyi biz sağladık. Ona (Not: Ekmeleddin İhsanoğlu) Filistinliler nişan vermişler. Mahmut Abbas "Biz emekliliği yaklaşmış uluslararası bürokratlara nişan veririz, bu da onlardan biri" dedi. Bana verilen Yahudi nişanlarını dillerine doluyorlar. (Not: 26-30 Ocak 2004'te ABD ziyareti sırasında New York'ta Amerikan Yahudi Kongresi'nin verdiği "Cesaret Ödülü" ile 10 Haziran 2005'te yine New York'ta "Anti Defamation League", Türkçesi ile ifade etmek gerekirse "İftira ve İnkarla Mücadele Birliği"nin verdiği "Üstün Cesaret Ödülü"nü kastediyor.) Başbakanlığımın ilk yıllarında verilen nişanlar... İyi ama o tarihte İsrail'le aramız böyle değildi ki... Ayrıca Filistin'in İsrail'le ilişkileri de bugünkü gibi değildi. Sonra ne oldu? Mavi Marmara baskını, Gazze katliamı... O nişanı hediye veya rüşvet kabul edip sustuk mu? Bugün de Gazze'deki katliama karşı en yüksek ses benden çıkıyor. Benim ifadelerim ABD'ye değil, İsrail'e yönelik. 300'ü aşkın Filistinli öldürülecek, bizden birileri çıkıp (Not: CHP'yi kastediyor) "İsrail'in savunma hakkı" diyecek... Ayıp! Bakın. Mısır, Gazze'ye açılan kapıları kapattı. İsrail zaten hep kapalı tutuyor. Gazze açıkhava cezaevi gibi oldu. Ayrıca İsrail, "Bende her türlü silah olacak. Atom bombası da olacak, fosforlu bomba da" diyecek, ama Filistin'in, Gazze'nin hiç silahı olmayacak. Onun için Orhan Baba (Not: Orhan Gencebay) gibi "Batsın bu dünya" diyorum.
Erdoğan: Çalışıyoruz. Ateşkesi temenni ediyoruz. Temsilcilerim sürekli temas halindeler. 2012 ateşkesine İsrail uymadı. Kerry (Not: ABD Dışişleri Bakanı John Kerry) bunu biliyor. Türkiye, Filistin, Katar, ABD olarak ateşkes için birlikte çalışıyoruz. Bu çalışmanın içinde Mısır da var. Mısır'la çalışmaları tarafların istihbarat organları yürütüyor.
HASSAS REHİNE SÜRECİ...
Erdoğan: Çok hassas bir çalışma yürütüyoruz. Takipteyiz. Sağ salim eve dönmeleri için uğraşıyoruz. Hatırlarsınız, pilotlarımız iki ay kadar rehin kaldılar. O süreçte çok hassas adımlar attık, yurda getirdik. Bunda da tavrımız bu.
Erdoğan: Çok farklı şeyler. HSYK'nın 22 üyesinden 4'ünü Cumhurbaşkanı, birini Adalet Bakanı, birini Adalet Bakanlığı Müsteşarı, birini Türkiye Adalet Akademisi Genel Kurulu, 3'ünü Yargıtay Genel Kurulu, 2'sini Danıştay Genel Kurulu seçiyor. Geriye kalan 10 üyeden 7'si birinci derece adli yargı hakim ve savcılarınca, 3'ü ise birinci derece idari yargı hakim ve savcılarınca belirleniyor. HSYK'nın yeni tablosunu 12 Ekim'de göreceğiz.
Erdoğan: HSYK'nın elinde olanlar çok sınırlı. Zaten şimdi yargı süreci başlıyor. Sulh ceza hakimleri götürecek. Bugüne kadar toplanan tüm deliller, Paralel Yapı olgusunu "Şayia"dan "Vakıa"ya dönüştürdü. Bunun yanı sıra TİB'le (Not: Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı) ile de ilgili bir çalışmamız var. Belki de kaldırırız. Böyle bir TİB olamaz. Zaten MİT bu işi yapıyor. Benim kanaatim, TİB'i kurumsal olarak MİT'e devretmek yönünde...
FOTOĞRAFIN ÖYKÜSÜ
Bu fotoğrafı Başbakan Erdoğan'ın danışmanı Mustafa Varank, Ordu mitingine giderken uçakta biz gazetecilere dağıttı. Erdoğan'ın hatları o kadar yumuşaktı ki, "Sakin güç" mesajını hiçbir şey bundan daha iyi veremezdi. Erdoğan'la dönüş yolunda bir araya gelince sordum: "Bu fotoğrafı Kayhan Özer mi çekti?" Başbakan Erdoğan, "Hayır, Kayhan çekmedi ama çok sayıda fotoğraf arasından bunu o seçti. O yüzden emeği çok fazla." "Sizi hiçbir fotoğrafınızda bu kadar sakin bir ifadeyle görmedim. En gülümseyen fotoğraflarınızda bile az da olsa sert bir yan var" dedim. Erdoğan, "Ne olacak benim halim" diye iç çekti, "Aslında o kadar sık ve çok tebessüm ediyorum ki..." Başbakan'ın tanıtım ve reklam sorumlusu Erol Olçak, "Bu fotoğraf 5 yıl önce çekildi" diye araya girdi. Ancak Erdoğan "Hayır" anlamında başını salladı, "Yeni çekildi, yeni. Bak bu kravatı yeni yeni takıyorum..." Hep birlikte gülüştük... O sırada "Ana" uçağı Esenboğa'ya inmek üzereydi...
EN SON HABERLER
- 1 Bakan Güler, Irak Türkmen Cephesi Siyasi Büro Üyesi Aydın Maruf ile bir araya geldi
- 2 Milli Savunma Bakanı Güler'den Harita Genel Müdürlüğüne ziyaret
- 3 SON DAKİKA | Başkan Erdoğan: İsrail ile ticaretin durdurulması örnek teşkil edecek
- 4 Firari Erk Acarer gizli tanığı yayına aldı: Acarer 15 Temmuz için yönlendirme sorular sordu!
- 5 Diyanetten Sözcü’nün "makam aracı" haberine yalanlama
- 6 Başkan Erdoğan ile Özgür Özel görüşmesinin şifresi: İşte 6 yıl arayla CHP’nin parti dilindeki değişim!
- 7 AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'ten 'Gazze' mesajı: Üniversitelerimizde vicdan eylemlerini ayakta tutan herkesi tebrik ediyoruz
- 8 Bakan Tekin, Diyarbakır annelerini ziyaret etti
- 9 Ünlü çete lideri Türkiye’de yakalandı
- 10 Şehit Jandarma Kıdemli Başçavuş Yaşar toprağa verildi