Başbuğ 'Bugün bize yarın size' demişti
Askerlerin tutuklandığı süreçte İlker Başbuğ'un kendisine "Bugün bize yarın size" dediğini belirten Erdoğan, Ali Fuat Yılmazer hakkında ise 'Bütün pisliklerin içinde' yorumunu yaptı
Kendimi onunla karşılaştırmak istemiyorum ama Diyarbakır'da Demirtaş ve benim adım geçiyor. Güneydoğu'nun genelinde zaten durum böyle ama Gaziantep, Şanlıurfa, Adıyaman'da Diyarbakır'ın tam tersi... Oralarda açık ara biz öndeyiz.
Malum Ekmel Bey de esnaf ziyareti yaptı burada ama esnaf ziyaretinde mahvetmişler. Bizde dikkat ettiyseniz caddelerde ilgi alaka çoktu. Buradaki vatandaşlarımızın nihai noktada teveccühünü gösteriyor. Ama temennimiz odur ki ikinci tura kalmadan seçimi kazanacağız.
Anketlere göre yüzde 54-56 oranında bir oy bekliyoruz.
Var, tırmanış devam ediyor. Öyle zannediyorum ki 2015 seçimleri daha da iyi olacak.
Şimdi İlker Paşa'nın söylediği sözün detaylarını okumadım ama İlker paşa ile ilgili görevde olduğu sürede bana söylediği bir sözü vardı. Onu ben burada söyleyeyim. O da şuydu 'bugün bize yarın size' demişti. O zaman tabii daha genelkurmay başkanıydı. Toplamalar malum başlamıştı. Ben de tabii o zaman, 'bunları bile yapıyorlar' demiştim. Ama tabii bilesiniz ki biz elimizden geleni bu noktada ardına koymayız. Ve hakikaten dediği oldu. Herhalde onlar da kendilerine göre sinyaller alıyorlardı ki bu endişeyi taşıyorlardı. Sonra ne oldu? Bu işte Hakan Fidan meselesi çıktı. Sıradan bir olay değildi. Hatta içeri girdiklerinde falan da bizim gönderdiğimiz insan hakları komisyonu üyelerine de işte 'Hakan Beye sahip çıktığı kadar bize sahip çıkmadı' gibi bir ifade kullanıldı. Şimdi tabii Hakan Fidan'la onların konumu çok farklı. TSK mensuplarının bu noktadaki beklentileriyle sivildekilerin beklentisi farklı.
Evet, o vardı tabii. O zaten bizim de gündemimizdeydi. Onu ben de duymuştum ve zaten aynı şeyi ona ben de söylemiştim. Şimdi de kalkmış kelepçelerle falan şov yapıyor. Bu işlerin İstanbul ayağının bütün pisliklerinin içinde var.
Olayı Dink davasına indirgemek küçültmek olur. Hrant Dink davası bence kişiselleştirilmiş davadır. Dink'in yazılarını, onun düşünce dünyasını kabullenmemek gibi bir nedenle yapılmıştır. Paralel yapı meselesinde ise devleti ele geçirme, ulusal güvenliği tehdit gibi büyük bir amacı var. Dink'in bu amacı gerçekleştirmelerini kolaylaştıracak devlette bir konumu yoktu ki.
Bana bu adam 2-3 kez gelmiştir. Geldiğinde ona ait bilgiler bir genelleme yapabileceğimiz fikirler, şimdiki gibi rahatsız edici değildi. Çok basit kişisel bazı duyumlardı. Ama son görüşmede baktım ki, biraz farklı bir görüntü veriyor. O zaman diyalogu kestim. Konu olarak farklı şeylerden bahsetmeye başlayınca, 'sen artık görevine dön' dedim.
HANGİ DİKTATÖRLÜKTE O RESMİ ÇEKTİREBİLİRSİN?
Bilinen bir şey var. Bunlar işin bir ayağı. Ama ben inanıyorum ki, şu anda yurtdışında olanlar var, meslektaşlarınız var, meslektaşlarınızın içinde burada olan var kaçan var. Hepsinin üstlendiği görevler, roller var. Mesela şimdi bizden ayrılan milletvekilinin gözaltındayken gidip resim çektirmesi... Yani bu hangi diktatörlükte sen gidip böyle resim çektirebilirsin. Adam gidiyor gözaltında olanlarla resim çektirip şov yapıyor, hale bak! Ama nedir bunların hepsi haneye yazılacak.
EN SON HABERLER
- 1 Başkan Erdoğan'dan Avrupa Türk toplumuna mesaj: Milletçe güçlü olmak zorundayız
- 2 Şırnak Jandarma’dan YPS operasyonu:10 gözaltı
- 3 Başkan Erdoğan Barrow ile görüştü
- 4 Kılıçdaroğlu’nun 2 yıl 4 aya kadar hapsi istendi
- 5 MSB detayları duyurdu! Terör örgütü PKK'ya ağır darbe
- 6 Akıl almaz cinayet planı Para için önce sahte ilan verdi sonra cinayeti işledi
- 7 Ruşen Çakır’a 10 milyon fon daha! İsviçre, Belçika, ABD fonlanmaya devam ediyor
- 8 1 Mayıs gözaltılarıyla ilgili flaş açıklama!
- 9 Şanlıurfa ’de kamyonet ile otomobil çarpıştı: 4’ü ağır, 16 yaralı
- 10 Polis Alp Efe Bekit’i şehit eden sanığın müebbet hapsi istendi