Son Güncelleme: Salı 29.07.2014
'Paralel polislerin hedefi Erdoğan'dı'
Tevhit-Selam Grubu davasının Avukatı Cüneyt Toroman ile geçtiğimiz Mayıs ayında röportaj yapmıştık. Paralel yapının Tevhit Selam Grubu davasını paravan olarak kullandığını, bu dava üzerinden 3,5 yıl boyunca binlerce kişinin dinlendiğini, darbe, resmi evrakta sahtecilik, yasadışı dinleme ve iftira suçu işlendiğini söylüyordu. Aynı gün bununla ilgili bir suç duyurusunda bulundu.
Cüneyt Toroman'ın başlattığı hukuk mücadelesi, mağdurlardan gelen şikayetler ve medyada yeralan haberler sonuç verdi ve 22 Temmuz 2014 tarihinde Tevhit-Selam Örgütü soruşturmasını yürüten polisler bir operasyon ile gözaltına alındı.
Cüneyt Toroman ile Tevhit-Selam Örgütü davasını ve paralel emniyet ve yargı ile mücadeleyi konuştuk.
Röportajın tamamını izlemek için tıklayınız:
TEVHİT-SELAM ÖRGÜTÜ EMNİYETTE KURULDU
-Tevhit-Selam Örgütü isminde bir örgüt var mı?
Refahyol Hükümeti'ni düşürdükten sonra freni boşalmış bir kamyon gibi saldırıya geçtiler. 2000 yılında MGK tarafından 18 tane irticai terör örgütünün olduğu açıklandı. Bu listede Tevhit-Selam Grubu'nun da adı yeralıyordu. Aslında o güne kadar Selam-Tevhit diye bir örgüt yoktu.
-Peki nereden çıktı bu örgüt?
Bu insanlar 1992'de Tevhit Dergisi'ni çıkarmıştı. Sonra Selam Gazetesi yayınlandı. İkisi de son derece mütevazi yayınlardı. Bu örgüt emniyette kuruldu ve emniyette Tevhit-Selam örgütü adını verdiler. Çok ağır işkencelere rağmen silahlı terör örgütü iddiasını kanıtlayacak tek bir silah hatta bir çakı bile bulunamadı. Savcılar istedikleri ifadeyi alamayınca yeniden işkence yapılması için Terörle Mücadele'ye gönderdiler. Akıllara durgunluk veren işkenceye maruz kaldılar. Sonra hem imzalattılar hem de bir tiyatro gibi olay yerinde tatbikat yaptırdılar. Tatbikat yaptırdıkları Abdulhamid Çelik'in Uğur Mumcu suikastinin işlendiği gün düğünü olduğu anlaşılınca kumpas tersine döndü.
SAADETTİN TANTAN DOĞRU SÖYLEMİYOR
-Peki 2000 yılında bu gruba karşı neden operasyon yapıldı?
Bunun 3 sebebi var. Birincisi dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in İran ziyaretini engellemek. İkincisi faili meçhul olan Uğur Mumcu suikastini müvekkillerimin üzerine yıkmak. Üçüncüsü ise Susurluk davasında kayıp olan silahları müvekkillerim ile ilişkilendirmekti. Sanıklar bas bas bağırdılar. Bu silahlarla ve bu suikastlerle ilgilerinin olmadığını söylediler. Ama yıllarca hapis yatmaktan kurtulamadılar. Şimdi devlet Tevhit-Selam Örgütü'nün olmadığını, bunun bir komplo olduğunu kendisi itiraf ediyor. Tamamen konjonktürel bir davaydı.
-Dönemin İçişleri Bakanı Saadettin Tantan'ın geçtiğimiz günlerde "Tevhit-Selam Grubu çok tehlikeli bir örgüttür" şeklinde açıklamaları oldu. Bu konuda ne söylemek istersiniz?
Saadettin Tantan "Bu kez Uğur Mumcu'nun katilleri yakalandı" diye açıklama yaptı. Katil dediği kişi Abdulhamid Çelik'ti. Birkaç gün sonra o kişinin Uğur Mumcu suikasti ile ilgisinin olmadığı anlaşıldı. "Tehlikeli örgüt" dediği kişiler tek bir eylemi olmayan gazete çalışanlarıydı. Bunlar İstanbul'dan getirilen insanlardı. Tek bir eylem iddiası yoktu bu insanlar hakkınd. Sadece örgüt yöneticiliğinden mahkum oldular. Tantan inandırıcılığını yitirmişti o yüzden bu davaya sığındı. Hala ısrarla masum inanları suçlamayı sürdürüyor.
EN SON HABERLER
- 1 Selin vurduğu Kenya'da can kaybı 76'ya yükseldi
- 2 Adalet Bakanı Tunç'tan UCM'ye tarihi çağrı: Netanyahu mahkemeye çıkarılmalı
- 3 Bakan Yerlikaya başkanlığında "Güvenlik Toplantısı"
- 4 Uluslararası özgürlük filosunun engellenmesine tepki
- 5 Belçika'da Nevruz kutlamaları sonrasında çıkan olaylarda PKK/KCK izine rastlandı
- 6 Belçika olaylarında PKK/KCK izi
- 7 AK Partili milletvekillerinden Beypazarı Soda'ya destek ziyareti
- 8 İstanbul’da organize suç örgütlerine darbe
- 9 İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya duyurdu: "Mahzen-33" operasyonlarında 16 şüpheli yakalandı
- 10 Kürecik üzerinden yeni provokasyon: Zamanlaması manidar alçak saldırı! Kara propaganda çöktü