Bugünün yol haritası Pınarhisar'da çizildi

2000'lerin başı Türkiye için çok zor günlerdi. 1999 Marmara Depremi yaşanmış ülke ekonomisi küçülmeye başlamıştı. 19 Şubat 2001'deki MGK toplantısında dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, dönemin Başbakanı Bülent Ecevit'e anayasa kitapçığı fırlatınca, ekonomik kriz doruk noktasına ulaştı. Türkiye nerdeyse yüzde 10 küçüldü. Bu kriz ortamında, Türk halkının umudu olarak bir isim işaret ediliyordu: Tayyip Erdoğan... Erodoğan'ın bir okul olarak gördüğü Pınarıhisar Cezaevi'ndeki 4 aylık sürede çizdiği yol haritası yeni bir harekete dönüştü. 14 Ağustos 2001'de kurulan Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AK Parti) genel başkanı oldu. Partinin amblemi aydınlığı simgeleyen ampul ve Türkiye'nin 7 bölgesini anlatan 7 ışık huzmesi oldu. Erdoğan gittiği her yerde coşkuyla karşılanıyordu. 3 Kasım 2002 genel seçimlerinde Erdoğan, yasaklı olduğu için milletvekili seçilemedi ama partisi tek başına iktidar oldu. Gazete manşetlerinde Erdoğan'ın "Anadolu İhtilali" vardı. Yasal düzenlemeyle milletvekilliği engeli kaldırılan Erdoğan 9 Mart 2003'te Siirt'te yenilenen seçimlerde Meclis'e girerek Türkiye'nin 59. Başbakanı oldu. Her alanda reformcu bir anlayış izlenirken, 1 yıl sonraki yerel seçimden de AK Parti yine zaferle çıktı.
KAPATMA DAVASI
Erdoğan'ın başarısı belli çevreleri huzursuz ediyordu. 2007'de Cumhuriyet mitingleriyle AK Partili cumhurbaşkanı seçilmesi önlenmek istendi. 367 dayatmasıyla Meclis'in Cumhurbaşkanı seçimi engellenince erken seçim kararı alındı. Hemen ardından Cumhurbaşkanı'nı halkın seçeceğine dair anayasa değişikliği yapıldı. Halk yüzde 47 oyla AK Parti'yi yeniden iktidara getirirken, 3 ay sonraki referandumda yüzde 68 oyla Cumhurbaşkanı'nın kendisinin seçeceğini belirtti. Bu kez 2008 Mart ayında "Laikliğe aykırı fiillerin odağı haline geldiği" gerekçesiyle AK Parti'ye kapatma davası açıldı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Erdoğan'a siyaset yasağı konulması talep edildi. Anayasa Mahkemesi üyelerinden 6'sı kapatılsın, 5'i ise kapatılmasın dedi. Parti kapatılmaktan kurtulmuş ancak Hazine yardımı kesilmişti. 2008'de ABD'de başlayan kriz tüm dünyaya yayılmıştı. Türkiye, ekonomi politikasında sağlam durarak bu krizi de en az zararla atlattı. Erdoğan, bu süreçte uluslararası arenada da öne çıktı. 2009 Davos Ekonomik Forumu'nda İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'e 'One minute' çıkışı, Filistin'in sesinin tüm dünyada yankılanmasına neden oldu. 2009 yerel seçimlerde de ipi göğüsleyen Erdoğan, 2010'daki anayasa değişikliği referandumundan da yüzde 58 oy aldı. 2011 seçimlerindeki yüzde 50 oy almasıysa başarısını perçinledi.
HAYALLER GERÇEK OLDU
Girdiği 3 genel seçim, 3 yerel seçim, 2 referandum ve 1 cumhurbaşkanlığı seçiminden zaferle çıkan Erdoğan pek çok alanda reformlara imza attı. Türkiye'nin 153 yıllık hayali olan ve iki kıtayı deniz altından birbirine bağlayan Marmaray gerçek oldu. Türkiye, yüksek hızlı trenle tanıştı. 17 bin km duble yol yapıldı, havayolu halkın yolu oldu. Milli gemi, insansız hava aracı, tank projeleri yapıldı. İstanbul'a 3. havalimanı, 3. köprü, ikinci tüp tünel adımları atıldı. Başörtülülere üniversite ve kamuda özgürlük geldi, çözüm süreci başatıldı, OHAL kalktı, farklı dil ve lehçelerde eğitim imkanı sağlandı, işkenceye sıfır tolerans uygulandı, Azınlıklara mülkleri geri verildi.
DARBE PLANLARINI BOŞA ÇIKARDI
Başbakan Erdoğan siyasette önemli başarılar elde ederken, bazı çevreler farklı yöntem ve aktörlerle onu devreden çıkarmanın hesabını yapıyordu. 30 Mart öncesi 17-25 Aralık darbe planı çıktı. Düzmece oyunlarla Erdoğan'ı itibarsızlaştırarak devirmeyi planlayanlar başarıya ulaşamadı. Millet, yerel seçimlerde AK Parti'ye yüzde 45 oy vererek Erdoğan'a "Yola devam" dedi. Erdoğan, 10 Ağustos'ta halkın ilk kez cumhurbaşkanı belirleyeceği seçimde aday oldu. CHP ve MHP'nin başı çektiği 14 partinin çatı adayla girdiği seçimde Erdoğan, ilk turda seçilerek Türkiye'nin 12. Cumhurbaşkanı oldu.