Perşembe 21.08.2014 00:00
Son Güncelleme: Perşembe 21.08.2014 20:09

Başbakan Ahmet Davutoğlu kimdir

Ahmet Davutoğlu'nun bilinmeyen hayat hikayesi.

Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı seçilmesiyle boşalan Başbakanlık ve genel başkanlık koltuğuna Ahmet Davutoğlu oturdu. Abdullah Gül, Çankaya'daki veda resepsiyonunda "Görünüyor ki Ahmet Bey Başbakan olacak" diyerek o da Davutoğlu'nu işaret etmişti. Türkiye Cumhuriyeti'nin yeni başbakanı olan Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu (55), beş yıldır Dışişleri Bakanlığı yapıyor.
TAŞKENT'TEN BAŞBAKANLIĞA GİDEN YOL

Dışişleri ve diplomasinin gerektirdiği yoğun tempoyla yaşıyor. Yakın çevresi ona 'Hoca' diyor. İstanbul Bahçelievler'de 40 yıl aynı evde oturdu. Siyasete atılıp bakan olunca o eve artık uğramaz oldu. İstanbul Erkek Lisesi ve Boğaziçi Üniversitesi'nde, aktivitelere katılan sosyal bir genç değildi. Kitaplara gömülmüş, Batı ve Doğu kültürü arasında bir sentez bulmaya çalışan tipik bir akademisyen adayıydı. İşte Ahmet Davutoğlu'nun Konya'da, Toroslar'ın zirvesindeki Taşkent adlı bir kasabada başlayıp önce gizli, sonra resmi Dışişleri Bakanlığı'na ardından Başbakanlığa uzanan hayatı...
DERİN DÜŞÜNCELİ BİR GENÇ
Fatih'ten Sultanahmet'e kadar yürümekten büyük bir haz alıyordu. Geçtiği sokaklardaki tarihle büyülenerek atıyordu adımlarını. Kütüphaneleri, camileri, hamamları, Osmanlı dönemi yapılarını gördükçe kimliğinin köklerine dönüyordu. Soru işaretleriyle doluydu kafası. Ahmet Davutoğlu, henüz bir ortaokul öğrencisiydi o günlerde. Bu denli erken yaşta kimliğiyle ilgili derin düşüncelere dalmasının nedenlerinden biri İstanbul'un tarihi atmosferi ise diğeri de öğrencisi olduğu İstanbul Erkek Lisesi'ydi.
İKİ CEPHELİ BİR YÜZLEŞME YAŞADI
İkili bir kültürel yapısı vardı İstanbul Erkek Lisesi'nin. Cumhuriyetin ilk kuşağından Türk öğretmenlerden ders alıyor, güçlü bir tarih bilinci ile donanıyorlardı öğrenciler. Bir yandan da Almanca öğretmenlerden Batı kültürünü, asıl olarak da Alman kültürünü ve edebiyatını öğreniyorlardı. Yatılı okula 12 yaşında girdiği ilk günlerden itibaren klasikler ile yüzyüze gelmişti. Diğer öğrenciler gibi o da hemen Kafka'yı, Goethe'yi okumaya başlamıştı. Berthold Brecht'in eserlerini tanımıştı. Kitaplarda yeni bir dünya bulmuştu. İki cepheli bir yüzleşmeydi yaşadığı. Batı kültürünün temel eserlerini okumakla kalmıyor, Türk öğretmenlerinin teşvikiyle Türk edebiyatını hatmediyordu. Ahmet Hamdi'den Fuzuli'ye, Farabi'den Ahmet Cevdet'e kadar eserleriyle tanışmadığı isim kalmamıştı.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.