Süreci sabote edene 'Kürt düşmanı' denir
Çözüm sürecini sabote edenin en büyük Kürt düşmanı olarak tarihe geçeceğini belirten Bakan Çelik: Bir üst akıl batıda MHP'yi, doğuda Hüda Par'ı sokağa çekmeye çalıştı
Çözüm süreci başladığında asker-sivil ilişkileri konsolide olmamıştı. Türkiye'de kafalarda, "Postmodern darbe olur mu?" diye bir tereddüt her zaman var. Cumhurbaşkanımızın bu süreçte inisiyatif alması siyasi cesareti, kararlılığı ve samimiyeti gösterir. Geçmişte bu işi çözmeye kim yaklaşmışsa başına bir iş gelmiş, hükümetler tasfiye edilmiş, çözüm iradesi üzerinden darbe ortamları oluşturulmuş.
Süreç başlangıçta çok hızlı ilerledi. İşin ilk akamete uğradığı yer, silahlı unsurların ülke dışına çıkma takvimine uyulmamasıdır. Silahlı örgütün pratikte çözüm niyeti taşımaması ve dış etkilerle başka hesaplara girmesi süreci enfekte etti.
Kürtler tarih boyunca ezilmiş bir halk. Çözüme sıkı sıkıya sarılan büyük kitle var. Onlar, kimlikleri ve dillerinin yasaklanmayacağı bu demokratik süreci destekliyorlar.
Süreç, 6-7 Ekim olaylarında büyük darbe almıştır. Avrupa demokrasi retoriğini kullanarak cumhurbaşkanlığı seçiminde aday çıkarmış HDP, 6-7 Ekim'de Kamboçya'daki Pol Pot'a benzer bir retorik kullandı. Bunların dili demokrasi ile şiddet dilini birbiriyle dans ettiren melez bir dil.
Bir yandan birinci sınıf demokraside, birinci sınıf insan hakları üzerinde bir kimlik politikasından söz ediyorlar. Bunun yanında cumhuriyetin kuruluş yıllarında yanlış ulus devlet mantığı içinde oluşmuş, Türk ulusçuluğunun ötekileri dışlayan yaklaşımını bir Kürt ulusçuluğu olarak 21. yüzyılda üretmeye çalışıyorlar.
HDP, "Erbil düşerse çözüm süreci biter" demedi ama "Kobani düşerse çözüm süreci biter" dedi. Bu, PKK'nın hakim olduğu bir kanton yapısını Kürtlerin kazanımlarının üzerinde görmektir. İlkel, ulusçu kafanın Kobani'de kantonal hayali bir ulus devlet yapısını kutsamasıdır.
"Siyaseti muhatap alın" deniliyor. Önce o siyasi kurumun kendi muhataplığına kendisinin saygı göstermesi gerekir. Kandil'in "sokacağa çıkın" çağrısını katılıyorsanız, siyasete ne gerek var?
Örgüt mevzi kazanımlarına bakıp vatandaşın kazanımlarını önemsemediğini bir kez daha gösterdi. Aynı yerde değiliz şu anda. Çözüm sürecinden önce nesne olan Kürt kitlesi bugün özne oldu. Burada sadece tek tek oylarıyla kendini belli eden bir kitleden değil, sürecin başat aktörü haline gelen bir yapıdan bahsediyoruz. Çözüm sürecini sabote eden en büyük Kürt düşmanı olarak tarihe geçer. Sürece darbe vuran tarafın oyu düşer. İradesini koruyanın desteği artar.
Cumhurbaşkanımızın bahsettiği üst akıl, provokatif saldırılarla batıda MHP'yi, doğuda Hüda Par'ı sokağa çekmeye çalıştı.
Kürt vatandaşın korkuları niye var? Korkusu Türklerden değil, onu temsil ediyorum diyen temsil kabiliyeti ve yetkisi olmayan çeteler. Meselenin sosyolojisinde Türk-Kürt düşmanlığı yok.
'YENİ BAAS SİSTEMİ'
Silahlı örgütler için demokrasi, kimliklerin özgürlüğü araçsal meseledir. Bu tip konular onlara mevzi kazandırdığı için vardır. Esad'ın yaptığı gibi başka mevzi imkanları çıktığı zaman oraya saldırırlar. Şu anda, Kürtlerin elde ettiği kazanımlar yeni bir Baas organizasyonuna dönüştürülerek heba edilmek isteniyor."
EN SON HABERLER
- 1 Dünyanın en çok kazandıran brokeri olarak gösteriliyordu... Emlak kralına 6 yıl hapis
- 2 Kabine yarın toplanıyor! Gözler Başkan Erdoğan’da: Öğretmen atama takvimi belirlenecek mi?
- 3 Lüks sitenin havuzunda sır ölüm
- 4 1 Mayıs’ta gösteri yapan 12 kişi daha gözaltına alındı
- 5 MSB duyurdu: 4 PKK/YPG'li terörist etkisiz!
- 6 Devrilen teleferik direğinin tüm vidaları gevşemiş
- 7 Emine Erdoğan'dan Dünya Ebeler Günü paylaşımı
- 8 İstanbul’daki 1 Mayıs olaylarına ek gözaltı kararı
- 9 Melih Gökçek, Yavaş’ın mazgal temizliği algısını rakamlarla çürüttü
- 10 Eşine kızıp kendini vurdu! Polise gidip beni vurdular dedi