Son Güncelleme: Çarşamba 17.12.2014 09:21
Büyük ihanetin 1. yılında 17 Aralık'ı yazdılar
SABAH'ın usta yazarları 17 Aralık darbe girişiminin yıl dönümünde büyük ihaneti kaleme aldılar. İşte paralel yapının iç yüzü.
Bu işlere aklı erenler Cemaatin/ Hizmet'in ciddi bir hata yaptığını, gücünü iktidara dayanarak oluşturmuş bir hareketin ondan mahrum kaldığında zayıflayıp çökeceğini düşünemeden hareket ettiğini ve gidip sert kayaya başını vurduğunu yazıyorlar. Tabii ki, doğru bir değerlendirme. Ama ben işi biraz daha derinleştirip bu Cemaat- hükümet/ iktidar çatışmasının başka boyutları olduğunu da belirtmek isterim.
Bir kere Cemaat, büyük ölçüde Anadolu sermayesiyle hareket ediyordu. O sermayenin büyümesi, güçlenmesi, gelişmesi ve büyük şehirde kendisine yer edinmesi için çalışıyordu. Onun sağladığı güçten pay alarak kendisi de yerini, varlığını pekiştiriyordu.
Türkiye'deki bütün Müslüman hareketlerin çekirdeğinde bu anlayış yatar. Bugünkü hükümeti de bu büyük hamle doğurmuştur. Fakat o hareketler, bırakın dışında kalan kuvvetlerle olan çelişkisini, kendi içinde bile zaman zaman bu stratejiden kaynaklanan çatlamalar yaşamıştır. Öncelikle, küçük Anadolu sermayesiyle büyük şehre yerleşmiş büyük Anadolu sermayesi arasındaki zıtlaşmadır o.
Ak Parti bu gelişmenin doruk noktasıdır. Bu yönde ileride daha ayrıntılı bazı analizler yapmak istesem de, şuracıkta belirteyim, Anadolu sermayesinin güçlendirilmesi, büyük şehre taşınması ve nihayet küreselleşmesinde Ak Parti nihai rolü oynadı, son noktayı koydu. Bugün Anadolu sermayesinin dışında kalan farklı (küresel diyorum ona) bir sermaye daha oluştu Türkiye'de ve Ak Parti onunla elbette sistemin gerekli kıldığı şekilde temas halinde.
Cemaatin görmediği bu gelişmeydi. Sadece Anadolu sınırları içinde kalarak ve o sermayeyi dünyaya niteliğini değiştirmeden açabileceğini sanarak hareket etti. Veya içine kapalı, kendisine ait, küresel sermaye ve ideolojisinden hiç etkilenmeyen bir sermaye hareketini sonuna kadar sürdüreceğini varsaydı. Bunu temellendirmek maksadıyla da modernleşmenin kendisini bir tarafa bırakıp, modern bir İslam yorumuna sahip çıktı. Halbuki, modernleşme, İslam'ı da kuşatacak bir dinamikle Türkiye'deki Müslüman çevreleri dönüştürüyordu. Bunu da Müslüman/ İslami ideolojinin küreselleşmesi olarak kaydedelim.
Hizmet, pozitivist bir anlayışla ama onunla da sınırlı kalarak hareketi yürütmeyi yeterli görürken, bunun aracı (haydi, şatafatlı kavramıyla söyleyeyim modus vivendi'si) devleti kontrol etmekti. Bu, geleneksel bir yöntemdi. Gerektiğinde o devleti ve araçlarını müttefiklerine karşı da kullanabilecekti hareket.
Ne var ki, o model, hareketin gizli, örtülü, yer altında kalmasını zorunlu kılıyordu. Oysa Türkiye'deki dinamikler Ak Parti iktidarını desteklemiş, onun büsbütün güçlenmesine yol açmıştı ve iktidar, tabanına, devlete hâkim olduğunu doğrudan doğruya, apaçık bir biçimde, bir iktidar ifadesi olarak belirtiyordu. Bu, dört başı mamur bir pozisyondu. Hem sermayesi vardı, hem devleti gerçek bir iktidar manasında kontrol ediyordu hem de iktidarını açık, berrak şekilde ortaya koyuyordu; yani siyasal bir hareket kuruyordu.
Böyle bakınca, Cemaatin sermaye, model ve ideoloji olarak bütün dayanaklarının çöktüğünü görmek kabil. Bunu fark edemeyince harakiri mantığı içinde kontrol ettiği devlet mekanizmalarını hükümete karşı acımasızca kullanmayı tek imkân olarak gördü ve kullandı.
Devletin iç organlarına, dehlizlerine ulaştığı ve onları denetlediği ve kullandığı için de trajik biçimde derin devlete dönüştü. Baştan beri meşruiyetini ve varlığını açık siyaset, ideolojik tutum ve devletle çarpışmak olarak konumlandırmış, kitleleri devlete karşı siyasallaştırmış Ak Parti'ye karşı devletin içinde örgütlenen, devletle bütünleşen ve böylece kitlelerle çelişen Cemaat anlayışı iktidar tarafından zorunlu bir politik yaklaşım olarak hedef alındı.
İşin özü, devletçi bir kesimle devlet karşıtı, küçük sermaye yanlısı bir kesimle küresel sermayeyi kavramış bir kesim arasındaki zıtlaşmaydı bu. Sonuna geldi.
Daima da böyle olmuştur...
EN SON HABERLER
- 1 Çocuk gelin davasında sanıklar yeniden hakim karşısına çıkacak
- 2 Yunanistan sınırında 5 FETÖ’cü yakalandı
- 3 Emine Erdoğan'dan Hıdırellez mesajı
- 4 Emine Erdoğan'dan Hıdrellez mesajı
- 5 500 akademisyen ve lisansüstü öğrenciden Gazze eylemlerine destek
- 6 CHP'li Murat Bakan'ın 'ele geçirilen silahlar' provokasyonu elinde patladı: Gerçek bakın ne çıktı!
- 7 TBMM Başkanı Kurtulmuş, Meksika’da
- 8 SON DAKİKA ÖĞRETMEN ATAMA TAKVİMİ VE SAYISI belli oluyor: Kabine bugün toplanıyor! Başkan Erdoğan açıklayacak
- 9 DEM Partili Çiçek Otlu’nun kardeşi terörist çıktı! 15 yılla yargılanıyor
- 10 Açılışını Başkan Erdoğan yapacak! Kariye Camii'nde 79 yıl sonra ezan sesi duyulacak