Pazar 28.12.2014
Son Güncelleme: Pazar 28.12.2014

Karanlık ele dikkat!

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, "Ne zaman sonuca yaklaşsak, ne zaman çözüme yaklaşsak hep bir karanlık el devreye girdi" dedi

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan Adıyaman'da İmam Hatip Okulları Mezunları ve Mensupları Derneği (ÖNDER) tarafından düzenlenen 10. İmam Hatipliler Kurultayı'nda konuştu. Türkiye'de yaşanan bazı hukuksuz girişimlere değinin Akdoğan, "Sivil toplum kuruluşlarımız, gerçekten çok onurlu bir duruş sergilediler. Milli irade platformu çerçevesinde milletin emanetine, demokrasiye ve hukuka sahip çıkmak için çok önemli tavır ortaya koydular" dedi.
"SÜREÇ DESTEKLE BAŞLADI"
Akdoğan çözüm süreci ile ilgili ise şunları söyledi: "Bu süreç toplumsal destekle, toplumsal rızayla, toplumsal güvenle başlayan ve devam eden bir süreçtir. Toplum AK Parti'ye güvendi. Süreci başlatan Tayyip Erdoğan'a duyulan güven, bu sürecin arkasındaki toplumsal desteği oluşturdu. Çekilen sıkıntılar, eziyetler toplumun büyük bir oranla bu sürecin arkasında durmasına sebep oldu. Bu yüzden bölgedeki bütün gruplar, cemaatler, STK'lar, vakıflar ve dernekler, her kim varsa, söyleyecek sözü olan herkesin bu sürecin paydaşı olduğunu, muhatabı olduğunu bilmemiz gerekiyor."
"İKİ İSİM ÖNE ÇIKACAK"
İmam Hatipliler meselesinin yüz yıllık konu olduğunu söyleyen Akdoğan, "İmam Hatipliler tarihine bakıldığında karanlık dönemler yaşandığını görüyoruz. Karanlık dönemlerin ardından aydınlık dönemler yaşanıyor. Cumhuriyetin ilk yıllarında İmam Hatip okullarının kapatılmak zorunda kaldığını, 1950'lerden sonra tekrar bir canlanma yaşandı. Bu yönüyle baktığımızda, okulların ayakları üzerinde doğrulması, güçlenmesi ve ivme kazanmasında ve gelişmesinde Adnan Menderes çok önemli bir isimdir, Demokrat Parti iktidarı... Yani İmam Hatip tarihi yazıldığında iki isim öne çıkacaktır. Biri Adnan Menderes, diğeri Tayyip Erdoğan'dır" dedi.
"CEBERUT DÖNEM YAŞADIK"
1950'lerde filizlenen İmam Hatiplilerin 28 Şubat'ta budanmak ve kesilmek istendiğine dikkati çeken Akdoğan şu mesajları verdi. "Ezan Türkçeydi ama bize yabancıydı. Bu millete, bu topraklara, alemi İslam'a ve İslam'ın kendisine yabancıydı. Arkasından Kur'an-ı Kerim öğrenilmesi ve öğretilmesi yasaklandı. Çok engellemeler oldu. Din dersine müdahale oldu. O dönemi yaşayanlar gayet iyi bilir. Cami mahyalarında bile rejimin propagandası yapılıyor, "var ol İnönü" gibi mahyalarla milli şefe selam çakılıyordu. Diğer bir benzer dönemi 28 Şubat'ta hepimiz yaşadık. İmam Hatiplilerin üzerine nasıl gidildiğini gördük. Kat sayı meselesi çıkarıldı, başörtüsü zulmü yaşandı. Bütün grupların, cemaatlerin üzerinden silindir gibi geçen ceberut, baskıcı, zalimane bir dönem yaşadık.
'DUYARLI OLMAMIZ GEREKİYOR'
"Ne zaman sonuca yaklaşsak, ne zaman çözüme yaklaşsak hep bir karanlık el devreye girdi. Türkiye'yi baskı altına alabilelim. Türkiye'nin büyümesini engelleyebilelim. Türkiye'de bir takım şeyleri ayrıştırabilelim. Bir çatışma zemini olsun' diye birileri hep devreye giriyor. Ama biz bunun uzun soluklu bir süreç olduğunu söyledik. Akşamdan sabaha çözülecek bir sorun değil. Sabırlı olmamız gerekiyor. Sağduyulu olmamız gerekiyor. Bu tür sabotaj girişimlerine karşı duyarlı olmamız gerekiyor" dedi.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.