Salı 13.01.2015
Son Güncelleme: Salı 13.01.2015

Gülenciler'in 11 Eylül kumpası

Eski Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı Sabri Uzun'un yazdığı kitapta Ankara'da bulunan bomba yüklü minibüsü Paralelci polislerin otoparka getirdiğini ve yine kendilerinin bulduğunu açıklaması üzerine dosya yeniden açıldı

Türkiye,11 Eylül 2007'de Ankara'dan gelen bir haberle sarsıldı. Sıhhıye'deki katlı otoparkta patlayıcı yüklü bir minibüs bulundu. İstanbul Küçükçekmece'den çalınıp Van'da bomba ve düzenekler yerleştirildikten sonra Ankara'ya getirilen minibüsün hedefinin Başbakanlık olduğu, polisin ABD'deki 11 Eylül saldırısının 6'ncı yıldönümünde büyük bir eylemi önlediği açıklandı. TNT, amonyum nitrat, benzin, piknik tüpü, elektrikli infilak kapsülleri, infilak fitilleri, poşet ve bidonlar içinde kimyasal toz ve sıvı maddeler yüklü minibüsü havaya uçuracak düzeneği harekete geçirecek 3 cep telefonu bulundu. Telefonlarda 27 ayrı sim kart kullanıldığı tespit edildi.
ÜÇ KİŞİNİN ÜZERİNE YIKILDI
Bu sim kartlardan birinin sahibi olan Alpaslan Özkan, telefonunun kendisine ait olmadığını, hattı Eskişehir Osmangazi Üniversitesi öğrencisi İdris Nakçi'nin kullandığını söyledi. Polis bu kez Nakçi'yi ve Özkan'ın tiyatro ve gitar kursundan arkadaşı Mustafa Bayar ve ODTÜ öğrencisi Ali Sayan'ı gözaltına aldı. Sayan'ın PKK'nın Ankara'daki gençlik sorumlularından olduğu, Nakçi'nin de Eskişehir sorumlusu olduğu ve üniversite öğrencilerini dağa gönderme faaliyeti yürüttüğü açıklandı. Davaya bakan Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi Nakçi'yi 20 yıl 11 ay 20 gün, Ali Sayan'ı 8 yıl 9 ay, Alpaslan Özkan'ı 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırdı. Bayar ise beraat etti. Yargıtay 9. Ceza Dairesi cezaları onadı ve dosya kapandı. Paralel medya, eylemi PKK üstlenmeyince Ergenekon'a yıkmaya çalışmıştı.
'MİNİBÜSÜ PARALEL KOYDU'
Sanık avukatları ise kararın Yargıtay'dan bozulacağını sanıyordu. Çünkü Ankara'nın üçte birini yok edebilecek çapta patlayıcı bu üç kişinin işi olmazdı. Deliller de açık olarak bunu gösteriyordu. Geçen hafta Eski Emniyet İstihbarat Dairesi Sabri Uzun'un "İn" isimli kitabı şüpheleri doğruladı. Kitapta, "O minibüsü Kurtuluş Otoparkı'na cemaat park etti, yine cemaat buldu" ifadesine yer verildi. Uzun, bombalı kumpasın Paralel Yapı tarafından tezgahlandığını öne sürdü. Bunun üzerine Nakçi'nin avukatı Faruk Duran, davayla ilgili hem yeniden yargılama talebinde bulunacaklarını hem de Paralel kumpasın soruşturulması için savcılığa suç duyurusu yapacaklarını açıkladı. Duran, adil yargılama haklarının ihlal edildiği için Anayasa Mahkemesi'ne de ayrıca başvuracaklarını dile getirdi. Soruşturmayı yürüten Ankara Emniyeti ile dönemin özel yetkili Ankara Cumhuriyet Savcılığı, davaya bakan özel yetkili Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi ve bu mahkemenin kararını onayan Yargıtay 9. Ceza Dairesi'ndeki Paralel yapılanmanın araştırılmasını istedi.
İŞTE BOMBA KUMPASININ İZLERİ
SABAH'ın ulaştığı bomba yüklü minibüs dosyasında kumpası gösteren birçok nokta var. Daha önce dikkate alınmayan ve yeniden yargılamaya da dayanak oluşturması beklenen ayrıntılar şöyle:
Olay günü İdris Nakçi ile Eskişehir'de ev taşıdıklarını söyleyen 6 tanık var. Kaldığı Kredi Yurtlar Kurumu'na ait yurttan kendi imzasıyla depozitosunu iade aldığını gösteren makbuz mevcut. Telefon sinyalleri de Eskişehir'de olduğunu doğruluyor. Avukatların olay günü telefonun sinyal verdiği cadde ve sokaklardaki MOBESE kayıtlarının mahkemeye getirilmesi talebi kabul edilmedi.
Minibüste bombaya bağlı üç ayrı telefonda daha önce 27 ayrı hat kullanıldığı belirlendi. Nakçi'nin suçlandığı telefonu daha önce sim kart takarak kullanan ondan fazla kişi tespit edildi. Ancak hiçbiri gözaltına alınmadı. Sadece Nakçi alındı.
Nakçi'nin ayakkabıları gözaltındayken bir ara polisler tarafından götürüldü. Daha sonra iade edildi. Hemen ardından önüne yapışkanlı bir kâğıda ayakkabısıyla basması istenerek patlayıcı madde testi yapıldı. Buna rağmen polis kriminal raporunda, ayakkabısının tabanından 0,0012 gr (eser miktarda) patlayıcı izine rastlandığı belirtildi. Bu miktarla da ayakkabıdaki madde ile araçta ele geçen TNT'nin aynı olup olmadığı konusunda tespit yapılamayacağı ortaya çıktı.
İşin daha ilginci, bu patlayıcı incelemesi diğer sanıklara uygulanmadı.
Nakçi'nin diğer eşyalarında da aynı inceleme yapıldı ve hiçbirinde patlayıcı izine rastlanmadı.
Bomba yüklü araçta bulunan parmak izlerinin Nakçi'ye ait olmadığı tespit edildi.
Yine araçta bulunan izmarit gibi nesnelerden elde edilen DNA örnekleri de Nakçi ile örtüşmedi.
Otopark görevlisi mahkemedeki tanık ifadesinde, araçtaki kişinin Nakçi olduğunu net söyleyemeyeceğini belirtti. Aracı otoparka bırakan kişinin 35 yaşlarında, geniş omuzlu, ağır abi görünümlü biri olduğunu söyledi. Nakçi ise minyon tipli ve o tarihte 23 yaşında.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.