Perşembe 29.01.2015 00:00
Son Güncelleme: Perşembe 29.01.2015 12:02

Müspet hareket nerede?

Ahmet Taşgetiren bugünkü yazısında yıllarca kendini hizmet hareketi olarak tanıtan Paralel yapıya zor sorular sordu. İki yıldır sürekli nefret dilini yayarak Gülen hareketinin masum gönüllülerini de kirleten bazı isimleri de eleştiren Taşgetiren “bu noktaya kendi tercihinizle geldiniz” dedi.

İşte Taşgetiren'in bugünkü yazısı;
Camia, siyasi operasyona soyunduğundan bu yana geçen sürede, nereden nereye geldiğine dair bir durum muhakemesi yapıyor mu" diye soracağım bugün.
Müspet hareket, Risale-i Nur çizgisinin önemli bir düsturu. Ben yine "Şu anda Camianın yaptığı müspet hareket nedir" diye soracağım.
HİZMET KAYIPLARA KARIŞTI
"Hizmet hareketi" idi adınız. Hani nerede hizmet?
Kimse bana, "Biz uslu uslu oturuyor, eğitim hizmetlerimizi, sosyal projelerimizi sürdürüyorduk, bir gün Tayyip Erdoğan kafa ve kalp ameliyatı geçirdi ve bize karşı operasyon başlattı" demesin.
Basbayağı Türkiye'nin öncelikle dış politikada yanlış yönetildiğini düşündünüz ve nihai planda Amerika-İsrail eksenine oturan bir restorasyon için düğmeye bastınız. Ya da birileri düğmeye bastı, siz de ip çekmeye soyundunuz.

Soyundunuz ve 40 yıl emek verilen bir hareketi, batağın içine sürüklediniz.
Evet, şu anda boyunuza kadar siyasetin içindesiniz ve "hizmet" kayıplara karıştı.

MEDYADA KÖTÜLÜK DİLİ HAKİM
İşin kötüsü "hizmet" için etrafınızda toplanan insanları da bu batakçı siyaset istikametinde araç olarak kullanıyorsunuz.
Bakın medyanıza, tam bir kötülük dili hakim.
Türkiye'nin bir tek iyiliğini görmek istemiyorsunuz. Çünkü gördüğünüz iyiliğin, savaşmakta olduğunuz insanları güçlendireceğini düşünüyorsunuz.
Hep kötülük hep kötülük.

PARALEL YURTTAN AYRILDI, EVİNE HACİZ GELDİ - TIKLAYIN
BU NOKTAYA KENDİ TERCİHİNİZLE GELDİNİZ
Bu, kötü gösteren bir gözlük kullanmayı gerektiriyor. Çünkü bir ülkede meydana gelen her şey kötü olamaz. Ama kötülük gözlüğü takmışsanız, en olumlu gelişmeler bile karalara bürünür.
Anlıyorum, savunma psikolojisi içindesiniz.
Ama oralara kendi tercihinizle geldiniz.
Belki, bir hamlede çökertiriz karşımıza aldığımız yapıyı, ondan sonra bizim inşa planımız devreye girer, diye düşündünüz.
Ama olmadı, olmuyor, çökertemediniz. Dişli mi çıktı, dayanıklı mı çıktı yok etmeye kalkıştığınız yapı?
DAVANIZDA 'ALLAH RIZASI' VAR MIYDI?
Siz, davanız adına mı çökertmek istiyordunuz bu yapıyı, davanızda "Allah rızası" var mıydı, bu çökertme işinde Allah rızası var mıydı, ama bakın yok etmek istediğiniz insanlar "Allah'ın da bir hesabı var" diyor. Siz "Allah onların yanında olmasın" diye uğraşıyorsunuz. O da negatif bir yaklaşım.
Gerçekten bakıyorum, bir pozitif unsur arıyorum, bir müspet hareket özü yani.
Nerede?
AMELİYAT MASASINDA ÇELME TAKTINIZ
Bir iktidarın, topluma yönelik hizmet üretmek önceliği vardır. Oysa, böyle bir yıkım operasyonu ile karşı karşıya kalındığından bu yana, enerjisinin bir kısmını böyle bir alana sarf etmek zorunda kaldı.
Bakın bir kere daha "Yanılmışız" diyor hedef aldığınız insan.
Yani yanıldığını anlayıncaya kadar size "safiyane" alan açtı bu adam.
Ne istedinizse verdi bu adam.
Ama bir gün ona, üstelik ameliyat masasına yatacağı zaman çelme takıldı.
Bu çelme de müspet hareket kapsamına mı girmekteydi?
Dünyada nerede örneği var ya da hangi ülkede kendisine "Hizmet hareketi" diyen bir yapı, böylesine kötülük arayışı içine girer?
Bir hareket ki bağlılarına sabahtan akşama negatif mesajlar taşıyor. Bunun içinden bir ümit çıkarılabilir mi?
CAMİA MEDYASI SÖZCÜ OLUP, NEGATİF HABER ÜRETME KOMUTU ALIYOR
Tüm Camia medyası, Sözcü gazetesinin havasına büründü. Neredeyse her medya kurumu, sabah iş paylaşımı sırasında görevlilerine "sen Hükümetten, sen Belediye'den, sen Milli Eğitim'den, sen Yargı'dan negatif bir haber üret" komutu vererek yola çıkarıyor.
Bülent Keneş ya da Mümtazer Türköne formatının, tüm Camia'yı bürüdüğü bir durum ne kadar vahimdir! Buna bir de Nazlı Ilıcak'ı ekleyin, çıksın size yeni "Hizmet hareketi"formatı. Bütün sövücülere sahip çıkan bir ilişki ağı.
BU TAVIR 28 ŞUBAT'TA YOKTU
Bünyedeki "Normal" "Okunabilir" sütunlar bile transformasyon geçirdi, acayipleşti.
Düşünüyorum, böyle bir tavır, dindar insanların en çok hırpalandığı 28 Şubat'ta yoktu. O zaman sığınaklara çekilmişti herkes ya da "Bizi alma onu al" türünden "kurban verişler"içindeydi. N'oldu, Tayyip Erdoğan ne yaptı size "Ne istedinizse vermek"ten başka? Ne oldu ki "Hizmet formatı"nın canına okumaya kadar geldiniz? Yazık, çok yazık!

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.