İzmir milletin kalesidir

Ahmet Davutoğlu, başbakan olduktan sonra ilk kez geldiği İzmir'de AK Parti'nin İl Kongresine katıldı. Halkapınar Spor Salonu'nda düzenlenen kongrede partililerine hitap eden Davutoğlu, İzmir'in hiç kimsenin kalesi olmadığını söyledi. Davutoğlu, 'İzmir, milletin kalesidir, istiklalin kalesidir ve bugün istiklalin savunucusu olan AK Parti'nin kalesidir' ifadelerini kullandı. İzmir'e 26 milyarlık yatırım yaptıklarını belirten ve CHP'li büyükşehir belediyesinin zaafına rağmen İzmir'i Akdeniz'in incisi yapmaya kararlı olduklarını anlatan Davutoğlu, 'İzmir bizim için ufuk şehirdir, marka şehirdir ve siyasetimizin de merkez şehridir' dedi. Davutoğlu CHP'ye yönelik şu eleştirilerde bulundu.
'CHP CUMHURİYETÇİ OLAMAZ' "
Milli iradeye saygı göstermeyenler cumhuriyetçi olamaz. CHP'nin tarihine bakın. 60 darbesinin arkasında onlar var. 28 Şubat'ta ikna odalarını yapanlar CHP'de milletvekili. Milli iradeye sahip çıkamayanlar cumhuriyetçi olamaz. 17-25 Aralık operasyonları ile seçilmiş hükümeti devirmeye çalışanlar cumhuriyetçi olamaz. Paralel çeteyle iş birliği yapanlar cumhuriyetçi olamaz"
'BU MUDUR MİLLİYETÇİLİK'
"Sayın Bahçeli'nin iktidarında Türkiye tanklarını bile modernize edemiyordu, İsrail'e gönderiyordu. Bu mudur milliyetçilik? Artık milli savaş uçağımızın tasarım aşamasına geçildi. 2023'te bu özgür semalarda yüzde yüz Türk yapımı milli savaş uçağımız onurla uçacak."
İZMİR'E OFİS MÜJDESİ
"İnşallah seçimden sonra, İstanbul dışında bir başbakanlık ofisini de İzmir'de açıp toplantıların bir kısmını İzmir'de yapacağız. Ben ayda en az bir kaç günümü İzmir'de geçireceğim." Davutoğlu, İzmir'den sonra Manisa'ya hareket etti.
SÜTÜN YANINA MANİSA ÜZÜMÜ
AK Parti İl Kongresi için İzmir'den Manisa'ya geçen Davutoğlu burada da partililere seslendi. Davutoğlu, okullarda devam eden süt kampanyasına üzümü de dahil edeceklerini belirtti. Pazartesi günü Bakanlar Kurulu kararının çıkacağını belirten Davutoğlu, yılda 60 bin ton kuru üzüm dağıtacaklarını söyledi.
ARINÇ, O GÜNLERİ ANLATIRKEN AĞLADI
AK Parti Manisa 5. Olağan Kongresi'nde konuşan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, geçmiş dönemde yaşadıkları zorlukları anlatırken duygusal anlar yaşadı. Arınç konuşmasında, "İlk mitingimizi yaptığımız Nisan 2002 tarihini hatırlıyorum. Yollarımız kesildi, insan seli vardı, araçlar gidemiyordu. Gözyaşları içinde Rabbimize hamd ettim" diye konuştu.
'DESTAN YAZIYORSUNUZ'
Davutoğlu, kendisini alnından öpen Suriyeli Rua'yı hatırlattı: Dünyanın en büyük insanlık dersini vererek bir destan yazıyorsunuz
Başbakan Ahmet Davutoğlu, vatandaşlardan, AFAD'ın kuruluş yıldönümünde kendisini anlından öpen Suriyeli Rua'yı hatırlattı: Dünyanın en büyük insanlık dersini vererek bir destan yazıyorsunuz. Herkesin unuttuğu insanlık dersini dünyaya veriyorsunuz" dedi. Başbakan Davutoğlu, televizyonlardan yayınlanan, "Yeni Türkiye yolunda" konuşmasında şu mesajları verdi:
RUA'NIN KENDİ ÇOCUĞUMUZDAN FARKI YOK:
Geçtiğimiz ay içinde AFAD'ın 5. yılını kutlama merasimine katıldığımı da hemen ifade edeyim. AFAD'ın salona getirdiği çok sayıda Iraklı, Suriyeli Yedililer, Sünniler, Türkmenler, Araplar, Kürtler arasından çocuklar geldiğinde hatırlarsınız kendisini kucaklamak için başımı uzattığım Rua isimli Suriyeli kız birden alnımdan öpmüştü takdir ifadesi için. Sonra Rua'nın annesinin Hama'da bir bombardımanda öldüğünü, kardeşleriyle birlikte babaannesiyle Türkiye'ye sığındığını, babasının orada kaldığını ve hiç haber alamadığını öğrendim. Şimdi hepimiz oturduğumuz salonlarda, yanı başımızdaki evladımıza bakalım. Rua yaşındaki kızlara ya da erkek çocuklara bakalım ve onların sizin o sıcak atmosferdeki tebessümlerinizle, yüzünüzdeki tebessümle beslenen güzel yüzlerine bakalım. İşte o çocuklar ile Rua ve benzerleri arasında hiçbir fark yok. Bizim merhametimiz, bizim şefkatimiz o kadar derin ki kendi evlatlarımızla. Biz engin yürekli insanlarız, bütün vatandaşlarıma teşekkür ediyorum her birinize tek tek. Dünyanın en büyük insanlık dersini vererek bir destan yazıyorsunuz. Herkesin unuttuğu insanlık dersini dünyaya veriyorsunuz.
NÜFUS ÇOK OLSUN:
90'lı yıllarda, daha önceki yıllarda şöyle düşünüldü: Nüfus ne kadar az olursa külfet de o kadar az olur. Şimdi biz tersini söylüyoruz nüfus da çok olsun, bereketimiz de çok olsun, kalkınmamız da daha yüksek olsun.
ÖZEL BİR YAKINIM YOK:
Geçtiğimiz günlerde bir görevli arayarak bir yakınınız arıyor şöyle bir talep için dediğinde şunu söyledim: Benim yakınım artık 77 milyon yakınım var ayrıca özel bir yakınım yok. İşte bizim yaygınlaştırmak istediğimiz, bir muhabbet tohumu gibi bu topraklara ekmek istediğimiz siyaset anlayışı bu.