Son Güncelleme: Perşembe 19.11.2015
Gülen, aktif hezeyan ve şizofren özellikler taşıyor
Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden Prof. Mustafa Öztürk: "Gülen'de azıcık bir vicdan kalmışsa bu oluşturduğu bu büyük tahribattan dolayı bir özeleştiri yapar. Ama geri adım atmaz, atmayacaktır. Çünkü birçok şizofrenik özelillikleri barındıran aktif hezeyanlar içerisindedir. "
Tüm bu soruları Paralel örgütün dini boyutu hakkında yaptığı açıklamalarla son dönemde gündeme gelen Çukurova Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Mustafa Öztürk'e sorduk.
İNSANLARI "CEMAAT" KAVRAMINDAN SOĞUTTULAR
-Son bir yılda yaşadıklarımız cemaat kavramını tartışmaya açtı. İslam geleneğinde önemli bir yer tutan "cemaatleşmek duygusu" son yaşananlarla zarar gördü mü?
Özellikle Gülen ve örgütünün bu ülkeye son bir-iki yılda yaşattıkları sadece cemaat kavramını tartışmaya açmadı; aksine bu kötü tecrübe din ve dinî değerlerin belki de bütün bir İslam tarihi boyunca emsali görülmedik pespayelikle istismar edilmesine ve cemaat kavramındaki içermenin kirlenmesine de yol açtı. Bence Gülen ve örgütünün sebebiyet verdiği en büyük ve en kalıcı yıkım budur. Zira devletin farklı kurumlarında gerçekleştirdikleri yıkımlar kısa veya orta vadede telafi edilebilir; ama özellikle din ve dini değerleri kirletmeye yönelik yıkımları belki birçok gencin bu tecrübeden hareketle din ve dindarlardan sıtkının sıyrılıp en iyimser tahminle nihilizme savrulmasına yol açması kuvvetle muhtemeldir.
-Paralel yapının ikinci halkadaki samimi gönüllüleri gerçeği gördü. Maddi bağımlılığı olan birinci halkanın ise gerçeği görmesi biraz zor görünüyor. Bu psikolojiyi bir ilahiyatçı olarak hangi nedenlere bağlıyorsunuz?
Sizin ikinci halka diye ifade ettiğiniz, benim de "paralel yapıyla sempati düzeyinde ilişkisi bulunan kitleler" olarak nitelendirmeyi yeğlediğim insanlar zannımca, "Kırk yıllık serencamınızda, sırf alnınız secde gördüğü için size bu kadar özgürlük ve imkân alanı açan tek siyasi iktidar ve bu iktidarın başındaki lidere böyle bir ihanette bulunmanız ne dine, ne ahlaka, ne vicdana, ne insanlığa sığar" serzenişiyle paralel yapıdan çok büyük ölçüde koptu. Bu kitlelerin kopuşunda paralel yapının içinde değil, sözüm ona hayırlı hizmetleri ve faaliyetini takdir duygusuyla dışarıdan manevi destekçi pozisyonunda bulunma hali etkili olmuştur. Zira paralel yapıya tam aidiyet ve mensubiyette kopuş son derece zordur.
(FOTOĞRAFLAR: YAĞMUR DİNÇ)
EN SON HABERLER
- 1 Başkan Yüce: Türkiye’nin geleceği, istikrarı ve huzuru için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz
- 2 Antalya şehidini son yolculuğuna uğurladı
- 3 Başkan Bulucu’dan ‘1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’ mesajı
- 4 Pençe-Kilit bölgesinden acı haber! Yıldırım düştü: 1 asker şehit
- 5 Başkan Erdoğan liderliğinde toplanan YİK sonrası açıklama
- 6 Son dakika: 1 Mayıs'ta 226 kişi gözaltına alındı, 28 güvenlik görevlisi hafif yaralandı
- 7 Türkiye’den “Filistin için adalet” adımı: Ankara, UAD’de soykırım davasına müdahil olacak
- 8 Başkan Erdoğan, Danıştay Başkanı Yiğit'i kabul etti
- 9 Hamas: Bahçeli'nin Filistin halkına desteğinden memnuniyet duyuyoruz
- 10 Alanya'da 1 Mayıs kutlamaları yapıldı