Cuma 27.02.2015 00:00
Son Güncelleme: Cuma 27.02.2015 08:31

Gülen: Asker yanlış da yapsa fetva alır

2 Mart 1971, 12 Eylül 1980 darbelerine övgü yapan Gülen, bütün dindar grupların üzerinden buldozer gibi geçen 28 Şubat sürecinden de güçlenerek çıkmıştı. Darbenin fetva emini olan Gülen’in, “Asker yanlış da yapsa MGK kararlarıyla sevap almıştır” sözleri unutulmadı.

Türkiye 28 Şubat Darbesi'nin 18. yılını da, 'paralel darbe' girişimiyle deşifre olan örgütün gölgesinde geçiriyor.
Önceki yıl gözaltına alınan ve tutuklanan darbeci generaller de şu an serbest. Kamuoyu; '28 Şubat'ın medya, sermaye ve sivil toplum örgütlerinden oluşan ayağına sıra ne zaman gelecek?' diye beklenti içerisinde iken, cezaevindeki tutuklu generaller bir bir salıverildi.
Üstelik bu karar, 17-25 Aralık darbe girişimiyle millet iradesine operasyon yapmaya kalkışan 'Paralel Yapı'nın lideri Fethullah Gülen'in, "Yaşlı başlı adamlar böyle orada hesap verince ciğerim yanıyor benim. Elimde bir imkan olsa, ben onların hepsine serbestsiniz derim" şeklindeki sözlerinin ardından geldi.
Daha da vahimi, dönemin darbesine maruz kalmış REFAHYOL Hükümeti'nin iki bakanı; Meral Akşener ile Şevket Kazan da darbecilerden şikayetçi olmadıklarını bildirdiler. Bugün artık 28 Şubat davasından tutuklu bir general yok. Ancak 28 Şubat darbesinin mağduru olan pek çok isim hala içeride ve hala bırakılımış değil. Aslında 28 Şubat süreci ve sonrası paralel yapı ile ilgili kulaktan kulağa dolaşan, kapalı kapılar ardında korkularak da olsa konuşulan gerçekler vardı. Bugün geriye dönülüp bakıldığında, darbenin gizli müttefiklerinden birinin Gülen Cemaati olduğu daha iyi anlaşılıyor. Fethullah Gülen'in millet iradesine karşı darbelere desteği ise eskilere dayanıyor...
AŞK VE ŞEVKLE ASKER ÖVGÜSÜ

Gülen ve medyası her ne kadar, 17 Aralık sürecinin ardından 'Biz, 12 Eylül 1980'de, 28 Şubat 1997'de preslendik' diyerek mağdur olduklarını öne sürseler de, arşivler ve gerçekler bunun tam tersini gösteriyor. İsterseniz, Gülen'in 'preslendik' dediği darbelerden 12 Eylül 1980 için söylediklerini hatırlayalım..
Gülen darbeden bir ay sonra, Sızıntı dergisinin Ekim sayısında "Son Karakol" adlı makalesinde, "...Ümidimizin tükendiği yerde, Hızır gibi imdadımıza yetişen Mehmetçiğe bir kere daha selam duruyoruz" diyordu.
Üstelik bu satırları yazmak için o kadar şevk ve heyecanlı idi ki, mum ışığında kese kağıtlarını kullanarak müsvedde oluşturmuştu. Gülen, askerden kendisinden daha fazla yararlanmasını ister sözlerle adeta cadı avı yaşanan o karanlık 28 Şubat günlerinde de, istedikleri fetvayı veriyordu.
MGK kararları için 'Asker bu kararıyla yanlış da yapsa sevap almıştır' diyen Gülen, başörtü için de 'füruat' diyerek yasakçıları rahatlatmış, dindarları yalnız bırakmıştı. Bir televizyon kanalına konuk olan Gülen'in söylediği "Hükümet gitsin" sözleri tüm gazetelerin manşetindeydi. Gülen programda şunları söylemişti: "Bana göre askerler masumdurlar. Eğer işin içinde bir hata varsa bu içtihat hatasıdır. Hatta fakihlerin mülahazasıyla da yaklaşılabilir, içtihattaki hatalar bir sevap kazandırır, isabet olursa iki sevap kazandırır mülahazası."

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.