İki cümlesinden biri "insan hakları" olan CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz'ın şehit edilmesiyle sonuçlanan rehine krizinde arabulucu olarak adliyeye çağırılmış ancak ardından cep telefonunu kapatmış ve çağrıyı yantısız bırakmıştı.
Gelen tepkileri Twitter üzerinden yanıtlayarak kendini temize çıkarmaya çalışan Tanrıkulu, "arandığım ve geleceğimi söylediğim halde gitmediğim ifadesi doğru değil. Olay günü başsavcılıktan olduğunu öne süren bir kişi, bir kez aramış, ancak ertesinde yeterli bilgi verilmemiş, bana geri dönüş sağlanmamıştır. Çağlayan Adliyesi'ne gitseydim, benim de tehdit altında olduğum, yaşamıma kastedileceği konusunda ciddi şüphelerim bulunmaktadır. Ben sadece bir avukat değilim ve siyasi bir kimliğe sahibim. CHP Genel Başkan Yardımcısı kimliğim dolayısıyla benden bir talep varsa bu konuda muhatabım hükümettir" dedi. İşte Silivri Cezaevineki parelel medya mensuplarını ziyarete koşa koşa giden ancak Savcı Mehmet Selim Kiraz için Çağlayan Adliyesi'ne gitmeyen Sezgin Tanrıkulu'nun yaman çelişkilerle dolu açıklaması: