Gülenin eski imamı Latif Erdoğan hakkında konuştu

Selim Çoraklı yıllarca Gülen hareketinin her kademesinde görev almış önemli bir isim. Zaman yazarlığından, Makedonya sorumluluğuna, Üniversite imamlığından polis hizmetlerine kadar birçok önemli pozisyonda görev alan Selim Çoraklı, Fetullah Gülen ile yollarını ayırdıktan sonra bağımsız yazarlık ve gazetecilik yapıyor.
Selim Çoraklı'ya Latif Erdoğan'ın Meral Akşener'e yaptığı uyarılar üzerinden koparılan fırtınayı ve Paralel Suç örgütünün seks kasetlerine özel ilgisini sorduk.
LATİF ERDOĞAN GİBİ İSİMLERİ YIPRATMAMAK LAZIM
-Latif Erdoğan'ın açıklamaları çok tartışma yarattı. Bazı çevreler sanki bu konular daha önce hiç yaşanmamış gibi Paralel örgütü değil Latif Erdoğan'ı suçladılar. Siz bu yapıyı tanıyan biri olarak bu tür gizli kamera görüntüleri hakkında bilginiz var mı?
- Paralel medya, Fetullahcı Terör Örgütü olarak isimlendirilen yapıyı deşifre eden Latif Erdoğan'ı yıpratmak için elinden gelen her türlü şeytanlığı yapıyor. Latif Erdoğan'ın bir gerçeği ifade etmek için söylediği sözleri çarpıtıp, bir kadın üzerinden şeytani planlarını ortaya çıkarıyorlar. Paralel örgüt medyasının bunu yapmasını normal karşılıyorum ama paralelin karşısında olduğunu söyleyen bazı kimselerin de Latif Erdoğan'ı yıpratmak isteyenlere çanak tutmalarını bir türlü anlamıyorum. Latif Erdoğan gibi insanlar zor bulunur. Herkesin Paralel örgütten Allah'tan korktuklarından daha çok korktukları bir dönemde Latif Hoca bu yapının şeytani planlarını deşifre etmiştir. Paralel örgüt medyasının gazına gelerek yürütülen bu psikolojik savaşta Latif Hoca'yı yıpratanları kınıyorum. Ak Partililerin paralel örgütle mücadele edenlere sahip çıkmadıkları bir gerçek. Şimdi de böyle yıpratma girişimine yardımcı olurlarsa kaybeden kendileri olur.
LATİF ERDOĞAN BİR KADINA İFTİRA ATACAK BİRİ DEĞİLDİR

-Latif Erdoğan'ı tanırsınız. Sizce bir kadına iftira atacak, yalan söyleyecek kişilikte bir insan mı?
- Latif Hoca bırakın bir kadına kimseye iftira atacak biri değildir. Öyle tiynette biri olsaydı Gülen'in yanında kalır, yapılan her türlü ahlaksızlıklara göz yumar halkın değimiyle "malı" götürürdü. Öyle yapmayıp milletin yanında yer aldı. Bunun için büyük sıkıntılar çektiğini biliyorum. Benim tanıdığım Latif Hoca inandığını söyleyen, söylediğine inanan ve hep hakkın hatırını yüksek tutan biridir. Paralel örgütün Meral Hanım üzerinden Latif Hoca'yı yıpratmalarına izin verilmemelidir.
DEVLET BAHÇELİ'NİN KONUŞMASI LAZIM

-MHP'de daha önce 10 tane genel başkan yardımcısı bu kaset komploları yüzünden istifa etmek zorunda kaldı. MHP bu konuda neden hep sessiz
kaldı?
- Kimin niçin, hangi konuda konuşmadığını bilmem. Herhalde bir hesapları vardır. Ama bu vesile ile benim herkese sormak istediğim bir soru var: "MHP yöneticilerinin çıkan kasetlerindeki kadınlar kimlerdi? Niçin kimse bu hususta hukuki olarak şikâyetçi bile olmadı? Acaba bu kadınların MHP yönetimiyle ilişkileri neydi?" bunlar araştırılmadığını biliyorum. Bahçeli'nin o kasetleri kimin çektiğini bildiği kanaatindeyim. Ama işte siyasi bazı hesaplar birçok gerçeğin üzerinin örtülmesine sebep oluyor.
PARALEL ÖRGÜTÜN BU PİS İŞLERİNİ HERKES BİLİR
-Bir dönem Paralel yapı her yerde Fetullah Gülen hakkında soruşturma başlatan Nuh Mete Yüksel'in seks kasetini çektiğini söylüyordu. Hatta Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkanı'nın bu kaseti Akit gazetesine getirdiğin, gazete yayınlanmayınca Hürriyet'e servis edildiği Hasan Karakaya tarafından yazıldı. Paralel yapının kasetlere ilgisi nereden geliyor?
- Paralel örgütün bu tür pis işlerle uğraştığını sağır sultan bile bilir. Nuh Mete Yüksel'in kasetini piyasaya sürenlerde bu paralel örgüttür. Ne zamanki
Nuh Mete Yüksel, Gülen'le ilgili soruşturma açıp, CIA ajanı olduğunu iddia edince hemen kaseti piyasaya sürüp savcıyı itibarsızlaştırdılar. MHP'nin kasetlerinin de Paralel örgüt elemanları tarafından çekildiğine kanaatim tamdır. Paralel örgütün sadece kasetlerle değil, akla gelen bütün pis işlerle ilişkisi olduğu artık üstü örtülemez bir gerçektir. Takke düşmüş kelleri görünmüştür. Bundan sonra kafalarını kuma sokmaları onların pisliklerini asla örtmez.
SABRİ UZUN KİTABINDAN HERŞEYİ ANLATTI!
-Sabri Uzun'un İn kitabındaki Paralel örgütün seks kasetleri ile ilgisini nasıl yorumladınız?
- Sabri Uzun'un söylediklerinin doğruluğuna inanıyorum. Paralel örgüt kendi menfaatleri için her türlü şantajı yapan bir zihniyet taşımaktadır. Hedefe
gitmede her yolu meşru gören bir zihniyetten bundan başkası da beklenmez. Ben bu tür pis işlerin altından bu örgütün çıkmasına hiç şaşırmıyorum.
GÜLEN'İN BU KASETLERDEN BİLGİSİ VAR

-Gülen'in bu kasetlerden bilgisi var mıdır?
Latif Hoca haberi olduğunu söylüyor. Bende haberi olduğu kanaatindeyim. Hemen her gün en ufak mesele hakkında saatlerce kendisine bağlıları yönlendiren birinin bu tür şeylerden haberi olmaması mantıklı gelmemektedir. Zaten Latif Hoca lanetleşerek haberi olduğunu diye getirdi.
KEMALETTİN ÖZDEMİR'E DE KASET İFTİRASI ATMIŞLARDI!

-Polis hizmetlerinden sorumlu olduğu bilinen Prof. Kemalettin Özdemir, Gülen ile yollarını ayırdıktan sonra kaset iftirasını uğradığı söylendi. Siz bu olaya şahit oldunuz mu?

- Paralel örgüt pisliklerini görerek kendilerinden ayrılan herkese iftira atmakta çok mahirdir. Kemalettin Hoca'ya da böyle bir iftira atmışlardı. Paralel örgüt mensupları hala bu tür pis şantajları, yalan haberleri yayarak kendi pisliklerini deşifre edenlere iftira atmaya devam ediyor. Paralel örgütün psikolojik savaş sanatı olarak ince ince işlediği bu tür tezgahlara özellikle Ak Parti taraftarlarının gelmemesi gerekir. Hükümetimiz, devletimiz ve bu ülkeyi seven herkes paralel örgütü deşifre eden Latif Hoca, Kemalettin Hoca, Ahmet keleş ve benim gibilere sahip çıkmalıdır.
ÖRGÜT BANA DA DAVA AÇTI!
-"Gülen'in Ağlattığı Müslümanlar" kitabı nedeniyle Gülen tarafından size dava açıldı. Basın özgürlüğünden bahseden Paralel örgütün size dava açması bir çelişki değil mi?
- Gülen'in sözünde durmadığı o kadar çok mesele var ki? Bu hususta da sözünde durmamıştır. "Kimseye dava açmayacağım" demesine rağmen sözünde durmamış ve binlerce kişi gibi benim yazdığım kitaba da rekor tazminat davası açmıştır. Eğer dava paralel bir hâkime rast gelmezse kale bile alınmayacak derecede hukuki dayanaktan yoksundur. Reddedilmesi gerekir. Ama malum bu yapının 5 bine yakın taraftarı ve sempatizanı olduğunu medya her gün yazıyor. Bunların basın özgürlüğüyle vs. işleri olmaz. Bunlar için tek inandıkları şey menfaatleridir. Menfaatleri söz konusu olduğunda inançlarından bile gözlerini kırpmadan taviz verirler. Bunlar düne kadar ülkücülere terörist, Erbakan Hoca'ya "beceremedin, git" diyorlardı. Bugün menfaatleri öyle gerektirdiği için ülkücülere, MHP, BBP ve SP'ye yanaşmakta, onlara yaranmaya çalışmakta ve bu hususta yüzleri de hiç kızarmamaktadır. Allah'tan korkmayarak milyonları Allah ile aldatan bir paralel örgütten her türlü şer oyun beklenir.