Son Güncelleme: Perşembe 25.06.2015 13:47
Seçmen bu oyunu farketti AK Parti'nin oyu yüzde 44'e çıktı
Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu Sultan Abdulhamid’in tahttan düşürülmesiyle Osmanlı İmparatorluğu’nun 100 yıl kaybettiğinin altını çizerek bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan üzerinden benzer bir oyun oynandığını yazdı. Erdoğan kaybederse Türkiye’nin kaybedeceğini belirten Sofuoğlu, Türkiye’nin yeni bir 100 yıllık pişmanlık yaşayacağını vurguladı.
ABDULHAMİD'E YAPILAN SALDIRILARLA ERDOĞAN'A YAPILANLAR ARASINDAKİ CİDDİ BENZERLİK
II. Abdülhamit döneminde, II. Meşrutiyetin ilan edilmesi ve kısa bir süre sonra II. Abdülhamit'in tahttan indirilmesi için yapılan iç ve dış bağlantılı çalışmalar ve hedeflenen amaç ile Cumhurbaşkanı Erdoğan'a güç kaybettirme çabaları arasında ciddi benzerlikler bulunmaktadır. İlk benzerlik, tıpkı bu dönemde en sağından en soluna hatta İslâmcı görünen gayriresmi yapılanmalar bile Erdoğan muhalifliğinde aynı noktada birleşebildiği gibi, o dönemde de en Batıcısından en muhafazakârına, Osmanlı Aydınlarının ve hatta İslamcıların bile ortak noktası Abdülhamit muhalifliğinde birleşmeleri idi.
ABDULHAMİD'E DE DİKTATÖR DEMİŞLERDİ AMA OYUN BAŞKAYDI
ABDULHAMİD'İN DÜŞÜRÜLMESİ ÇÖKÜŞÜN BAŞLANGICI OLDU
II. Abdülhamit'e karşı güdülen bu düşmanlık aslında, ağırlıklı olarak yurt dışı kaynaklı idi. Tüm farklı guruplar, tek düşünce altında toplanmışlardı. Bu düşüncelerin üç sloganı: hiç şüphesiz Hürriyet, Eşitlik ve Kardeşlik'ti. Bu, tüm muhalefetin düşüncelerine göre II. Abdülhamit tahttan inerse bu üç slogandan oluşan söylem gerçekleşecek ve adeta kopmak, parçalanmak üzere olan devlet bütünleşecekti. Hatta; Müslüman muhalefetin safça inanarak alet olduğu 31 Mart isyanı, 1935'e kadar Türkiye'de bayram olarak bile kutlanmıştı. Bu isyanın başarıya ulaşmasıyla, Osmanlı Devleti'nin tüm topraklarında şenlikler, bayramlar yapıldı, güya Müslim-Gayri Müslim tüm unsurlar kucaklaştı, birbirine daha fazla yaklaştı, ülkede barış tesis edildi.
NE BARIŞ TEMİN EDİLDİ NE DE HUZUR
İşte bundan sonra, içinde en sağlam İslâmcıların da olduğu Osmanlı'daki aptal Müslüman muhalefeti ne kadar büyük yanlışlar içine düştüğünü, Ermeni, Bulgar, Makedon, Yahudi terör guruplarının oyununa geldiğini anladı ama "artık her şey için çok geçti". Ne yazık ki Abdülhamit'in tahttan indirilmesiyle, Osmanlı Devleti'nin bütünlüğünün sağlanabileceğine inanan aptal Müslüman muhalifler, Abdülhamit tahttan indikten altı ay gibi çok kısa bir süre içerisinde tek kurşun dahi atılmadan, Osmanlı Devleti'nden beş devletin kopmasına engel olamamışlardı. Ülkeye barış gelecek, huzur sağlanacak, diktatörlük bitecek şeklinde safça ümitlerle Bosna, Girit, Kıbrıs, Doğu Rumeli ve Bulgaristan II. Abdülhamit tahttan indirildikten sonra, tek kurşun bile atılmadan Osmanlı Devleti'nden kopmuş ve bu topraklar böylece kaybedilmişti.
6 YILDA 6 ASIRLIK DEVLET YIKILDI
Osmanlı'dan topraklar kopmakla kalmamış, beklenen huzur da gelmemiş, ülkede beklenen barış da sağlanamamış, ülke I. Dünya savaşına sokularak, 12, 200 bin kilometre kare toprak kaybedilmişti. Halbuki Osmanlı, ilk toprak kaybettiği Karlofça Anlaşmasında 1908'e kadar ki 209 yıl içinde ancak 11 milyon kilometre kare toprak kaybederken, II. Abdülhamit'in darbeyle indirildiği 1908'den, dahil olmakla yıkıldığı ve II. Abdülhamit'n asla girmeyeceği, I. Dünya Savaşına kadarki 6 yıl içinde 12, 200 bin kilometre kare toprağını kaybetmişti. Kısaca " 6 YILDA ASIRLIK DEVLET YIKILI VERMİŞTİ " Bu sonuç Abdülhamit'in tahttan indirilmesinin ne kadar yanlış sonuçlar doğurduğunu, Abdülhamit muhaliflerine göstermiş ve ülkede bir pişmanlık havası hakim olmuştu, ancak artık her şey için çok geçti ve zaten Devlet, ondan sonra yıkılarak ortadan kalkmıştı.
ABDULHAMİD'DEN SONRA PİŞMANLIKLARINI DİLE GETİRDİLER AMA…
Rıza Tevfik gibi diğer Abdülhamit muhalifleri de birer birer, daha sonra pişmanlıklarını dile getiren yazılar kaleme almışlardı. Burada Abdülhamit'i hedefe alan anlayış aslında dış kaynaklı bir anlayıştı. 1839'daki Tanzimat Fermanı'ndan sonra aşama aşama yıpratılmak istenen Devlet-i Aliyye'nin kötü gidişine Abdülhamit dur demiş ve Devleti güçlendirmeye başlamıştı. Bu bağlamda Abdülhamit, karayollarını zenginleştirmiş ve ülkenin neredeyse her tarafına ulaşacak demir yolu ağları ördürmüş, toros tünellerini açmış, telgraf hizmetlerini Libya'ya kadar uzatmış, hatta bu çerçevede, ülkenin Mezopotamya petrollerini aktive ederek Osmanlı Devleti'ni bir daha sırtı yere getirilmeyecek şekilde güçlendirmeye başlamıştı.
ABDULHAMİD BAŞARMAK ÜZEREYDİ
O dönemin süper gücü olan İngiltere'yi dengelemek için, Alman Deutche Bank ve Amerikalı petrol şirketleriyle Mezopotamya'daki petrolleri aktive etmeye başlayan ve Duyunu umumiye idaresiyle Osmanlı borçlarının %90'ını ödeyen Abdülhamit aslında devlete yabancılar eliyle müdahale edilmesini engelleyecek bir yapının zeminini oluşturuyordu. Fakat ne yazık ki bunu başarmak üzereyken tahttan indirildi, Abdülhamit'i tahttan indirenler daha sonra büyük bir pişmanlık duydular fakat iş işten geçmişti.
ABDULHAMİD MUHALİFİ ANLAYIŞ YİNE SAHNEDE
ABDULHAMİD'E SALDIRAN ERMENİLER VE DIŞ BASIN ŞİMDİ ERDOĞAN'A KARŞI
O dönemde de olduğu gibi Ermeniler bugün aynı şekilde Cumhurbaşkanı Erdoğan'a karşıdır, Alman yeşiller partisinin resmi açıklamasıyla da görüldüğü gibi Almanlar da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın karşısındadır. Yine Abdülhamit'e muhalefet eden New York Times, aradan yüzyıl geçmesine rağmen bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan'a muhalefet etmekte, Erdoğan'ın düşürülmesini istemektedir. Yine bu bağlamda The Guardian, Economist, İsrail'in Haaretz, Yedioth Ahranot yine İsrail'in Jerusalem Post gazeteleri, II. Abdülhamit döneminde oluşturdukları konsorsiyum gibi, bugün de yine aynı konsorsiyum olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef almışlardır. Cumhurbaşkanı Erdoğan'a nasıl karşı oldukları, merak edenlerce internet sayfalarına bakılarak rahatlıkla görülebilir.ERDOĞAN DİRENİRSE TÜRKİYE'NİN BİLEĞİ BÜKÜLEMEYECEK
AK PARTİ'NİN OY KAYBI EN ÇOK İSRAİL BASININI SEVİNDİRDİ
KUZEY IRAK PETROLLERİNİN GEÇİŞİ ENGELLENMEK İSTENİYOR
Şimdi burada başta İsrail gazeteleri Haaretz, Yedoth Ahranoth, Jerusalem Post olmak üzere, Washington Post, Economist, Newyor Times, Bild, Der Spiegel gibi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef göstermeleri, aklı olan insanlara doğru hedefi göstermiş olması gerekir. Bu gazetelerin hedefindeki kişi dost değil midir. Yoksa şu yukarıda ismi geçen gazeteler midir dost olan. Ak Parti'nin, bir dokuz puanlık kaybının anlaşılmasından sonra bile üçüncü köprünün bağlantı yollarının yapımının durdurulması bilgisinin öğrenilmesi, aslında Türkiye vatandaşlarına ip ucu vermelidir. Eğer Ak Parti ciddi derecede puan kaybederse milyarlarca dolarlık gelir getirecek TÜRK AKIMI DOĞAL HATTININ, Türkiye üzerinden geçme süreci iptal ettirilip hangi Avrupa ülkesi üzerinden geçirileceği düşünülmelidir. Yine Halk Bankası üzerinden Türkiye'ye yapılan 17-25 Aralık operasyonlarının aslında Kuzey Irak'taki petrollerin Türkiye üzerinden pazarlanmasını engellemesi amacıyla yapıldığı hatırlanmalıdır. Bugün Irak'ta pazarlanan, iki milyon yedi yüz bin varil petrolün, altı yüz elli bin varili Türkiye üzerinden pazarlanmaktadır. Ak Parti iktidara gelmeden önce Türkiye üzerinden pazarlanan varil sayısı iki bin üç yüzdü. Aslında bu durum tabloyu çok net ortaya koymaktadır.
SEÇMEN GERÇEĞİ GÖRDÜ AK PARTİ %44
Ak Parti'ye ders olsun diye oy vermeyenlerin, Türkiye'nin içine düştüğü koalisyon kaosu sonucu pişmanlık duydukları yapılan son anketlerden anlaşılmaktadır. Ancak, buna inanın, eğer Cumhurbaşkanı Erdoğan bir düşürülürse hiçbir pişmanlık Türkiye'nin kayıplarını kolay kolay geri getiremeyecektir, tıpkı Abdülhamit'ten sonra yüzyıldır kayıpların ancak yeni yeni telafi edilmeye çalışıldığı gibi. Seçimden sonra yapılan anketlere göre Ak Parti'nin oy oranı % 44'e çıkmıştır. Koalisyon tehlikesini uzak gören seçmen, seçim sonuçlarından hemen sonra, tehlikeyi yakından hissedince pişmanlığını bu anketler ile göstermiştir. Bu küçük koalisyon tehlikesi ihtimalinin belirmesinden eğer ders alınmazsa, gelecekte yaşanılacak kayıpların yanında koalisyon tehlikesi çok hafif kalacaktır. Türkiye, belki de yüzer yıllık anlaşmalar imzalayacak ve bu yüzer yıllık anlaşmalar bitsin diye tüm Türkiye bekleyecektir. Tıpkı şu an SİSİ'nin yüzer yıllık anlaşmalarla Mısır'ın elini kolunu bağlaması gibi. Umulur ki Abdülhamit döneminde yapıldığı gibi, Abdülhamit tahttan indirilerek Osmanlı Devleti'ne kaybettirilen yüz yıl gibi tekrar, "Türkiye'ye bir yüz yıl kaybettirilmek istendiği ve Erdoğan'ın gönderilmesinin aslında uluslar arası konsorsiyuma hizmet ettiği" kısa sürede anlaşılır.Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu/ Beyaz Tarih
EN SON HABERLER
- 1 Cevdet Yılmaz, KKTC Başbakanı Üstel'i ağırladı
- 2 Bakan Güler, Irak Türkmen Cephesi Siyasi Büro Üyesi Aydın Maruf ile bir araya geldi
- 3 Milli Savunma Bakanı Güler'den Harita Genel Müdürlüğüne ziyaret
- 4 SON DAKİKA | Başkan Erdoğan: İsrail ile ticaretin durdurulması örnek teşkil edecek
- 5 Firari Erk Acarer gizli tanığı yayına aldı: Acarer 15 Temmuz için yönlendirme sorular sordu!
- 6 Diyanetten Sözcü’nün "makam aracı" haberine yalanlama
- 7 Başkan Erdoğan ile Özgür Özel görüşmesinin şifresi: İşte 6 yıl arayla CHP’nin parti dilindeki değişim!
- 8 AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'ten 'Gazze' mesajı: Üniversitelerimizde vicdan eylemlerini ayakta tutan herkesi tebrik ediyoruz
- 9 Bakan Tekin, Diyarbakır annelerini ziyaret etti
- 10 Ünlü çete lideri Türkiye’de yakalandı