Erdoğan, Brüksel'den AB liderlerine böyle seslendi
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan devlet ziyareti için bulunduğu Belçika'nın başkenti Brüksel'de Belçika Kralı Philippe tarafından resmi törenle karşılandı. 1838'den sonra iki devlet arasındaki ilk devlet ziyareti olması bakımından büyük önem taşıyan Belçika ziyareti Kraliyet Meydanı'nda düzenlenen tören ile başladı. Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan'ın bulunduğu makam aracı, karşılama töreninin yapılacağı Kraliyet Meydanı'na atlı askerler eşliğinde geldi. Araçlarından inen Erdoğan çifti, Kral Philippe ve Kraliçe Mathilde tarafından karşılandı. İki ülke milli marşlarının çalınmasının ardından, Erdoğan ve Kral Philippe tören kıtasını selamladı. İki ülke heyetlerinin takdiminin ardından aile fotoğrafı çekimi için Belçika Kraliyet Sarayı'na geçildi. Erdoğan resmi karşılama ve görüşmenin ardından Belçika Şirketler Federasyonu tarafından düzenlenen, Prenses Astrid'in de katıldığı Yüksek Düzeyli İş Toplantısı'na katıldı. Erdoğan burada şu mesajları verdi:
SİYASİ ENGELLER KALDIRILSIN: AB üyeliği Türkiye'nin en önemli uluslararası önceliği ve stratejik tercihidir. Bizim için en önemli husus, vatandaşlarımıza refahın ve her alanda en yüksek standartlarla sağlanmasıdır. Katılım sürecinde Belçika'nın desteğinin, müzakere sürecindeki tıkanmanın aşılmasında da devamını bekliyoruz. Siyasi engellerin ortadan kaldırılması ve yeni fasılların müzakereye açılması ilişkilerin geliştirilmesi bakımından büyük önem taşıyor.
GUARDİAN: AVRUPA'NIN ERDOĞAN'A İHTİYACI VAR
İŞBİRLİĞİNE ENGEL OLUNMASIN: Türkiye'nin terör ve düzensiz göçle mücadelede AB ile işbirliği hayati önem taşıyor. Bu bakımdan 31 nolu Dış Güvenlik ve Savunma Politikası Faslı'nın açılmasına çok önem veriyoruz. Geri kabul anlaşması ve vize serbestisi hususlarının da dahil olduğu, 24 nolu Adalet, Özgürlük ve Güvenlik Faslı'yla ilgili konularda daha yoğun işbirliğine ihtiyaç duyduğumuz bir dönemden geçiyoruz. Bu işin adeta biz pratiğini yaşıyoruz. Asıl bu işi yaşayan biziz. Terörle adeta iç içe olan, onunla savaş veren biziz. Bu faslın en kısa sürede müzakerelere açılmasını istiyoruz. Bir üye ülkeden kaynaklanan siyasi tıkanıklık böylesi önemli bir konuda, daha fazla işbirliğine engel olmamalıdır.
MÜLTECİLERİ VARİL BOMBALARINA BIRAKAMAZDIK: Bizde 2.2 milyon mülteci varken Avrupa'daki mülteci sayısı 250 bin bile değil. Bu bizim bu konudaki hassasiyetimizi ortaya koyması bakımından çok önemli. Yaptığımız harcama şu ana kadar 7.5 milyar dolardır. Bize tüm dünyadan gelen destek 410 milyon dolar kadardır. Bu da bazı gerçekleri ortaya koyuyor. Biz sınırlarımıza gelmiş dayanmış olan bu mültecileri, tekrar geriye göndermek sureti ile varil bombalarına teslim edemezdik. Sadece Akdeniz'den sahil güvenlik botlarımızla kurtardığımız insan sayısı 60 bin. Bu da bizim Akdeniz'de nasıl bir mücadele verdiğimizi gösteriyor.
ARTIK KÜLFET PAYLAŞIMI BEKLİYORUZ: Türkiye'nin krizin başından beri sergilediği tutum Avrupa ülkeleri için örnek olmalıdır. Avrupa değerlerine sahip olma açısından Türkiye, Birlik ülkelerinin çok ilerisindedir. Bu tablo sürdürülebilir değil. Ülkemizdeki Suriyelilere Avrupa ve uluslararası toplum adına ev sahipliği yaptığımız unutulmamalıdır. Biz Avrupa ve uluslararası toplumdan gerçek manada bir külfet paylaşımı bekliyoruz.