Zulme 'dur' diyelim

Birleşmiş Milletler Kadına Yönelik Şiddetin Sonlandırılması: İlerleme Temelinde Değişimi Hızlandırma" başlıklı toplantı İstanbul Marriot Otel'de dün gerçekleşti. Davutoğlu toplantıda şunları söyledi:
* ERKEK KARARLARI: Maalesef dünyanın dört bir yanında, çoğu zaman erkeklerin aldığı kararlar nedeniyle kadınlar mağdur oluyor. Kadın elinin değmediği yerde bazen merhametin, şefkatin eksik olduğunu görüyoruz. Kadınlar savaşın mağdurlarıdır. Savaştan sonra öksüz ve yetimlere yine onlar bakar. Sosyal çalkantı olur ilk kadınlar bedel öder.
* DÜNYAYA ÇAĞRI: Dünyanın neresinde olursa olsun herhangi bir kadının çığlığı bize ulaştığında, o çığlığın yanında önce Türkiye olacaktır. Savaşlardan, işgallerden, krizlerden ilk etkilenen kadınlar oluyor. Türkiye'de 2.3 milyon Suriyeli göçmeni misafir ediyoruz. Bunların büyük çoğunluğu kadın. Çoğu eşini, babasını kaybedip gelen kadınlar. Bunların da çoğu genç kız. Burada DAEŞ terör örgütü ve kendi halkını katleden bir rejim hüküm sürüyor. BM kadın konferansı çerçevesinde dünyaya sesleniyorum. Kadına karşı şiddetin en fazla cereyan ettiği bu zulme artık bir dur diyelim.
* KADIN ŞEFKATİ: Paris'te son DAEŞ saldırısında camdan sarkan Fransız kadının "Hamileyim. Yardım edin" sözleri hepimizin zihinlerine çakıldı. Paris'teki saldırı bir kızımızı da, Elif Doğan'ı bizden aldı. Kadınlar, gençler, çocuklar, sandallardan denize dökülüyor. Aylan bebeğin cansız bedeni hepimizin vicdanında etkiler bıraktı. Dünya maalesef istemediğimiz kadar şiddet görüntüleriyle dolu. Kadın merhametine, şefkatine atıfta bulunursak dünya çok daha yaşanabilir bir dünya olacaktır.
* YÜREĞİM SOĞUMADI: Türkiye'de kadınlarımıza karşı şiddetin sembol ismi haline gelen sevgili Özgecan kızımız. Dava sonucu ne olursa olsun, 3 kız babası ve kız torun dedesi olarak benim bile bu elim olaydan ötürü yüreğim hala soğumadı. Bir daha kadına hiçbir el kalkmasın diye her türlü tedbiri alıyoruz, almaya devam edeceğiz.
* ZİHNİYET DE DEĞİŞMELİ: Şiddet meselesinde de modernlik, küreselleşme ve teknolojik yenilikler hem şiddeti beslemekte hem şiddeti önlemek için kullanılmakta. Şiddeti önlemek için alınacak tedbirler, insanların içine doğduğu kültürle birlikte ele alınmalıdır. Bizim kültürümüzde insan, yaratılmışların en şereflisidir. Yaratılanı yaratan adına seven, koruyan, kollayan bu bakış açısı şiddetin kaynağını temelden kurutan bir anlayıştır. Ülkeler şiddet konusunda etkili, caydırıcı düzenlemeler yapabilirler. Ancak kanunlar, şiddete karış tek ve kesin çözüm değil. İnsanın hayata dair bütün felsefesi, duruşu şiddet ile münasebetini de belirlemekte. Esas olan zihniyet meselesi, ruh dünyamızın üzerine inşa ettiğimiz değerlerdir. Siyasetin esası, insan onuruna sahip çıkmak olmalı.
BAYILAN KORUMAYA SARE DAVUTOĞLU MÜDAHALE ETTİ
Başbakan Davutoğlu'nun konuşması sırasında salonda görevli kadın koruma polislerinden biri baygınlık geçirdi. Diğer görevlilerin yardımıyla düşmekten son anda kurtarılan polis memuru, sandalyeye oturtuldu. Davutoğlu'nun eşi Sare Davutoğlu'nun ve sağlık görevlilerinin ilk müdahaleyi yaptığı kadın polis memurunun tansiyonunun düştüğü belirtildi. Davutoğlu da konuşması bittikten sonra görevli memurun yanına giderek durumu hakkında bilgi aldı.
'RUSYA ETNİK TEMİZLİK YAPIYOR'
Başbakan Ahmet Davutoğlu Türkiye'deki yabancı ajans ve bazı gazete temsilcileriyle Dolmabahçe'deki Başbakanlık Çalışma Ofisi'nde bir araya geldi. Davutoğlu Reuters'e yaptığı açıklamada Rusya'nın Suriye'nin Lazkiye kentinde etnik temizlik yaptığını belirtti. DAEŞ'e karşı mücadelede ABD ile koordinasyonun ilerlediğini kaydeden Başbakan, Türk askerinin Musul'a konuşlanmasının ise bir dostluk göstergesi olduğunu söyledi. Davutoğlu AB ile müzakerelere ilişkin de "Yeni ve iyi bir dönem başladı. Türkiye için vize serbestisi ve geri kabul anlaşması 6 ya da 9 ay içinde tamamlanacak" dedi.
ÖĞRENCİLERİ AĞIRLADI
Başbakan Davutoğlu, Dolmabahçe'deki Başbakanlık Ofisi'ne girişinde Deniz Müzesi'ne gelen öğrencileri görünce aracından indi. Davutoğlu fotoğraf çektirdiği öğrencileri daha sonra Başbakanlık Ofisi'nin bahçesinde ağırladı.