Çarşamba 23.12.2015 00:00
Son Güncelleme: Çarşamba 23.12.2015 01:45

İbrahim Kalın'dan önemli açıklama

"Uluslararası koalisyonun bir üyesi olarak Türkiye'nin de önemli rol üstlendiği DAEŞ'e karşı mücadele, PKK'nın yaptıklarına mazeret olamaz, suçlarını temize çıkarmaz"

"Kazdıkları hendekler siyasi mezarlıklarına dönüyor. Kendileriyle birlikte süreci ileri taşıyacak ve barışa ulaştıracak tüm fırsatları da gömüyorlar. PKK'nın devasa hesap hatalarına ve kaçırılan fırsatlara rağmen Ankara, siyasi ve sosyo ekonomik açıdan Kürt vatandaşlarının hayat şartlarını iyileştirme konusundaki iradesini sürdürüyor. Hukuk kuralları çerçevesinde tüm vatandaşları için kamu düzeninin yeniden tesisi konusunda da kararlı"

Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı ve Sözcüsü İbrahim Kalın, PKK'nın devasa hesap hatalarına ve kaçırılan fırsatlara rağmen Ankara'nın, siyasi ve sosyo-ekonomik açıdan Kürt vatandaşlarının hayat şartlarını iyileştirme konusundaki iradesini sürdürdüğünü belirtti.

Kalın, "Daily Sabah" gazetesinde kaleme aldığı "Hendekler, PKK'nın siyasi mezarlığı" başlıklı yazısında, PKK'nın silahsızlanma ve barışın tesisi konusunda israf ettiği sayısız fırsatların ardından, Silopi, Cizre ve Güneydoğu Anadolu'nun diğer şehirlerinde şehir savaşı arayışında olduğunu, ancak askeri yetersizliği ve yeni şiddet dalgasının halk desteğinden mahrum oluşu sebebiyle başarısızlığa mahkum olduğunu ifade etti.

Yaşananların PKK ve onun siyasi uzantılarının yaptıkları hesap hatalarının bir örneği olduğunu kaydeden Kalın, "PKK'nın Güneydoğu Anadolu'nun kasaba ve şehirlerinde kazdığı hendekler kendilerinin siyasi mezarlığı haline geliyor" değerlendirmesinde bulundu.

PKK'nın ilk hesap hatasını Suriye'deki iç savaş konusunda yaptığına dikkat çeken Kalın, DAEŞ'le mücadeleyi kendisine kalkan edinerek Batı'nın gözünde yeni bir meşruiyet alanı ve popülerlik yaratmaya çalıştığını kaydetti. "Hatta Batı medyası ve bazı hükümetlerin cesaretlendirmesiyle kendisinin DAEŞ'le savaşan tek güvenilir güç olduğu iddiasında bulundu" diyen Kalın, Suriye'deki gelişmeleri takip edenlerin de bileceği üzere bunun doğru olmadığını, DAEŞ'le savaşan başka muhalif grupların da bulunduğunu ancak bu grupların Suriye'nin doğusu ve kuzeyindeki DAEŞ hücrelerini çevrelemek ve yenmek için ihtiyaç duydukları desteği alamadıklarını yazdı.

"Haftalardır süren Rus bombardımanı altında, bırak DAEŞ'i Rakka'ya püskürtmeyi kendilerini bile koruyamıyorlar" diyen Kalın, savaş uzadıkça ve PYD, Tel Abyad ve kontrollerindeki diğer bölgelerde Uluslararası Af Örgütü tarafından savaş suçu olarak tarif edilen eylemlerini sürdürdükçe PKK'nın Suriye'deki propaganda savaşını kazanma umudunun da zayıfladığını belirtti.

PKK'nın Türkiye'deki saldırılarını artırmak, yeni militan kazanmak ve Türkiye'deki şehirlere silah kaçırmak için Suriye'deki savaşı kullandığına değinen Kalın, PKK'nın Suriye'de Esed rejimi ile karanlık ilişkileri olduğunu, kanlı korkutma taktiklerinin ve Suriye'nin kuzeyinde Sünni Arapları ve Türkmenleri zorla göç ettirmenin Suriye'deki bölünmeyi daha da derinleştireceğini ifade etti.

PKK'nın propaganda makinesinin Türkiye'nin Suriye'de DAEŞ'e karşı savaşan Kürtleri hedef aldığını iddia ettiğini aktaran Kalın, "Bu rezil bir yalan. Türkiye, Kuzey Irak'taki Kandil dağlarında bulunan PKK'nın eğitim kamplarını bombalıyor, Türkiye'de güvenlik güçlerine ve sivillere saldıran teröristlerin peşinde" ifadesini kullandı.

PKK'nın ikinci büyük hesap hatası olarak Türkiye'deki siyasi gelişmeleri okumakta başarısız olmasını sayan Kalın, şöyle devam etti:

"Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) 7 Haziran seçimlerinde kazandığı başarıyı göz ardı ederek, PKK'nın kadroları çözüm sürecinin devamını sağlayacak siyasi sürecin altını oymaya çalıştı. Terör saldırılarını yoğunlaştırdılar ve sivil siyasi şahsiyetleri, bunu örtmeye zorladılar. Tüm bunlar HDP temsilcilerinin siyasi meşruiyeti pahasına yapıldı. Sonuç olarak HDP, 1 Kasım seçimlerinde, Meclis'te 21 sandalye kaybetmelerine sebep olacak 1 milyondan fazla oyunu kaybetti. PKK, siyasi uzantılarından kendisini yüceltmesini bekliyor ancak bu onların halk nezdindeki itibarını daha da kötüleştiriyor."

Kalın, PKK'nın üçüncü hesap hatasının ise uluslararası medyada umutsuzca yürüttüğü Recep Tayyip Erdoğan karşıtı kampanya olduğunu ifade etti.

Bunu "aptal bir strateji" olarak niteleyen Kalın, silahlı çatışmayı durdurmak ve Kürt vatandaşlarının meşru taleplerini dikkate alarak barış getirmek için çözüm sürecini başlatan kişinin Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğunu hatırlattı.

"Kobani'den gelen 190 bin kişinin içeri alınması emrini veren ve 2014'te DAEŞ Kobani'ye saldırdığında Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin Peşmerge güçlerinin ve Özgür Suriye Ordusu'nun Türkiye üzerinden Kobani'ye gitmesine izin veren de Erdoğan'dı" diyen Kalın, PKK'nın siyasi uzantılarının Erdoğan'a teşekkür edecekleri yerde Kobani'deki savaşı suiistimal etmeye ve insanları sokak şiddetine çağırmaya çalıştığını, bunun da çoğunluğu Kürt olan 50 vatandaşın ölümüne yol açtığını kaydetti.

PKK'nın, gerçek bir barış ihtimali ile yüz yüze kaldığında 1984'ten beri bildiği tek yol olan daha fazla şiddete, daha fazla saldırıya ve daha fazla yıkıma tevessül ettiğini belirten Kalın, silahları bırakıp barışı kabul ettiğinde ne yapacağının bilememenin PKK için varoluşsal bir çıkmaz olduğu değerlendirmesinde bulundu. Kalın, PKK'nın, çözüm sürecinin 2 yılında şehirlerdeki varlığını artırmaya, kof bir fikir olan öz yönetim ve otonomi adı altında alternatif mahkemeler, mezarlıklar, vergi toplayıcıları ve yol kontrolü tesis etmeye uğraştığına, bunun da süreci baltaladığına, şimdi de Erdoğan'ı suçlamaya çalıştığına yer verdi.

Hiç bir demokratik devletin vatandaşlarının terör örgütleri tarafından korkutulmasına, saldırıya uğramasına ve öldürülmesine izin vermeyeceğini vurgulayan Kalın, Türkiye'nin, terörle mücadele konusunda müttefiklerinden dayanışma ve işbirliği beklemek konusunda kesinlikle haklı olduğunu belirtti. Kalın, "Uluslararası koalisyonun bir üyesi olarak Türkiye'nin de önemli rol üstlendiği DAEŞ'e karşı mücadele, PKK'nın yaptıklarına mazeret olamaz, suçlarını temize çıkarmaz" ifadesini kullandı.

Yeni şehir savaşında PKK'nın güvenlik güçlerine saldırmak için şehirlerde hendekler kazdığına, bunu da belediyenin imkanlarıyla yaptığına, bunun ise yasalara göre suç olduğuna dikkati çeken Kalın, yazısını şöyle noktaladı:

"Kazdıkları hendekler siyasi mezarlıklarına dönüyor. Kendileriyle birlikte süreci ileri taşıyacak ve barışa ulaştıracak tüm fırsatları da gömüyorlar. PKK'nın devasa hesap hatalarına ve kaçırılan fırsatlara rağmen Ankara, siyasi ve sosyo-ekonomik açıdan Kürt vatandaşlarının hayat şartlarını iyileştirme konusundaki iradesini sürdürüyor. Hukuk kuralları çerçevesinde tüm vatandaşları için kamu düzeninin yeniden tesisi konusunda da kararlı."

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.