PKK'ya kızıp IŞİD'in canlı bombası olmuş!
Yılbaşını kana bulamak isterken yakalanan ikisi canlı bomba 4 IŞİD’li ile ilgili iddaname tamamlandı. Canlı bombalar için 22 yıl istendi.
İddianamede, kardeşi ve amcası Kobani'de IŞİD saflarında savaşırken ölen Musa Canöz'ün PKK'ya karşı nefret ve intikam amacıyla ADNAN YILDIRIM ve diğer iki kişiyle birlikte eylem hazırlığındayken yakalandığı anlatıldı.
İddianamede, Canöz ve Yıldırım'ın yakalandıkları evde, Ankara'da faal olan beş adet kilise adresi ve ayin saatlerinin yazılı olduğu iki adet yazılı döküman ile patlamaya hazır halde bir adet bomba yeleği ve sırt çantasının ele geçirildiği kaydedildi.
Silah eğitimi aldı
Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sunulan iddianamede, Musa Canöz'ün ifadesine yer verildi. Canöz, ifadesinde, 2007-2008'de tanıştığı kişilerden etkilenerek İslami bilgiler edinmeye başladığını, 2012 sonlarında Suriye'de muhaliflerin kontrolünde olan bölgeye geçerek sivil olarak yaşamaya başladığını, Suriyeli bir kadınla imam nikahı ile evlendiğini kaydetti. Canöz, 2014 başına kadar muhaliflerin yanında kaldığını söyledi.
Talimatla geldi
Basit bir patlayıcı düzeneği yapmayı öğrendiğini anlatan Canöz, Adnan Yıldırım ile birlikte hareket etme talimatını Urfalı Arap kökenli Ebu İbrahim kod adlı Mustafa Mol vasıtasıyla Şeyh Ebu Enes'in verdiğini kaydetti. Canöz, hedef yerler arasında Caferilerin camisi, kiliseler, askeri ve idari bölgelerin bulunduğunu söyledi. Suriye'de kod adının Hamza olduğunu belirten Canöz, Türkiye içinde PKK için dahi olsa böyle bir eylem hazırlığı içerisinde olduğu için pişman olduğunu, eylemin kesinlikle Türkiye Cumhuriyeti'nin polisi, askeri veya sivil vatandaşı için olmadığını öne sürdü.
İddianamede, şüpheli Zafer Altan'ın ise örgüte eleman temin ettiği anlatıldı. Şüphelilerden Adnan Yıldırım da 2011'de Ankara Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü'nde işe başladığını anlatarak, "Orada namaz kılmaya başlayıp camide namaz kılarken kılış şeklinde etkilendiğim Ümit Akbulut ile tanıştım. Ümit bana din içerikli kitaplar getirdi. Okuduğu kitaplardan şiddetli şekilde etkilendim. Sonra Suriye'ye gittim. Bana kod olarak Ebu Mustafa dediler. Bir süre sonra çocuklarımı özlediğim için Türkiye'ye gelmek istedim izin vermediler. Eylem talimatı verilince dönmeme izin verdiler" dedi.
Bomba düzeneğini Canöz'ün hazırladığını söyleyen Yıldırım, Deniz Kuvvetleri, Kara Harp Okulu, Meclis, Emniyet ve Polisevi'ne kadar yürüyüp keşif yaptıklarını, ancak bu keşfettikleri yerlerde kimsenin kendini patlatamayacağını söyledi. Yıldırım, şunları kaydetti: "Bir gün mesaj geldi, plan değişti, 'acil bir çanta yap' dedi. Mustafa, bize kilise, turistlerin bol olduğu yerler özellikle Şia camisinde keşif yapmamızı istendi. Gidip yaptık. Mustafa bize bombalı çantayı birilerin gelip teslim alacağını bildirdi. Ancak kimse gelmedi. O ara yakalandık."
Milliyet
EN SON HABERLER
- 1 İstanbul'daki 1 Mayıs olaylarına ilişkin 30 şüphelinin 17 yıla kadar hapisleri istendi
- 2 Başkan Erdoğan İrlanda Başbakanı Harris ile görüştü
- 3 SON DAKİKA | MSB'den terörle mücadelede kararlılık mesajı: 1 Ocak'tan bugüne kadar...
- 4 Başkan Erdoğan'dan İtalya Başbakanı Meloni'ye 'Filistin'i tanıyın' çağrısı
- 5 Bakan Fidan’dan AB ülkelerine çağrı: “Filistin'i devlet olarak tanımaya davet ediyoruz”
- 6 SON DAKİKA HABERİ | İsrail'in Refah saldırılarına kınama: Meclis Başkanlığı tezkeresi kabul edildi
- 7 Altay Tankı için heyecanlandıran açıklama: Seri üretim başlıyor!
- 8 Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'den özel sektörde çalışan öğretmenlerin ücret taleplerine ilişkin açıklama
- 9 Dışişleri Bakanlığından Solingen faciasında hayatını kaybedenlere anma
- 10 Türkiye’nin en köklü gazetecilik yarışmasından SABAH’a en iyi haber ödülü