Salı 23.02.2016 00:00
Son Güncelleme: Salı 23.02.2016 13:32

'Başkanlık sisteminin gerekliliği' üzerine aydınlatıcı bir çalışma

Yunus Göksu’nun “Başkanlık Sistemi Niçin Gerekli?” adlı yeni kitabı okuyucuyla buluştu. Başkanlık Sisteminin ne olduğunu etraflıca inceleyen yazar, Başkanlık Sisteminin niçin gerekli olduğunu da herkesin anlayacağı bir dil ile anlatıyor.

Başkanlık Sistemi Niçin Gerekli kitabının önsözünde yazar şunları söylüyor:
"Parlamenter Sistemin yol açtığı "koalisyon" kargaşası, Türkiye'ye çok büyük zaman ve enerji kaybettirmiştir. 70'li ve 90'lı yıllardaki koalisyonlar, Türkiye'de terörün en yüksek olduğu, ekonominin en bozuk olduğu dönemler olmuştur.
Türkiye'de seçilmiş başbakanlar, ya Cumhurbaşkanı ile veya Silahlı Kuvvetler'le veya koalisyon ortaklarıyla çatışmaktan kurtulamamış, Türkiye'nin geri kalmasının sebeplerinden biri de bizzat bu sistem olmuştur.
Türkiye gibi siyasi kutuplaşmanın ve tansiyonun yüksek olduğu ülkelerde Parlamenter Sistem'in kargaşa doğurmaktan başka bir getirisi yoktur. Bu sitem içinde, kavga ve gerilim günlük rutinler halindedir. Koalisyon hükümetlerinin kendi içinde, hükümetle meclis arasında, meclisin kendi içinde veya siyasetle siyaset dışı güçler arasındaki çekişmeler ve yetki kargaşaları topluma da yansımakta ve ağır sonuçlar doğurmaktadır.

Başkanlık sistemi

Oysa Başkanlık Sistemi'nde bütün bu unsurlar yerli yerine oturabilir. Öncelikle yürütme Başbakan ve Cumhurbaşkanı arasında iki başlı ve sık sık çatışmalar doğuran bir görünüm arzetmekten uzaklaşır. Cumhurbaşkanı yerine gelecek olan Başkan, hükümetin de başkanıdır.
Diğer taraftan meclis ve hükümet, birbirinden görev ve yetkiler anlamında farklılaşır. Meclis kanun yapar ve hükümet de kanunları uygular. Bugünkü sistemde olduğu gibi, hükümet kanun yapma yetkisine, meclis de yürütme yetkisine karışmaz.
Başkanlık Sistemi'nde koalisyon sıkıntıları yaşanmaz. Çünkü Başkan seçilen kimse, hükümeti, ister Meclis içinden, ister Meclis dışından seçeceği bakanlarla oluşturabilir. Yetkisini kimseyle paylaşmaz. Kimseyle koalisyon kurmaz. Başkan dört sene boyunca, kendisine meclisten ve başka güçlerde herhangi bir fren gelmeden, ülkesi için çalışır.
Başkanlık Sistemi ile askerî darbeler dönemi de kapanmış olur. Zirâ askeri darbelere zemin hazırlayan yetki kargaşası ortadan kalkar. Seçilmiş bir Cumhurbaşkanı, doğal olarak Başkanlık görevini üstlenir. Bu görevin getirdiği bütün yetkileri ve sorumlukluları da üstlenir.
Parlamenter Sistem'de Cumhurbaşkanı sembolik olmasına rağmen her istediğini yapabilir. Vatana ihanet dışında hiçbir yaptığından dolayı sorumlu tutulamaz. Halbuki Başkan öyle değildir. Başkan yaptıklarının sorumlusudur.
Türkiye Başkanlık Sistemi ile çok daha büyük başarılara imza atacaktır. Cumhurbaşkanı'nı halkın seçmesi olgunluğuna ermiş olan bir ülkenin, artık Parlamenter Sistem'in engelleriyle boğuşacak vakti kalmamıştır. Bu halk, Başkanı'nı da 4 seneliğine seçmesini ve gerektiğinde onu indirip yerine başkasını getirmesini bilir.
Başkanlık Sistemi'nde halkın iradesi hükümete ve parlamentoya doğrudan yansıyacağı gibi, bu sistemin önü, "yerel yönetimler reformu" bakımından da açıktır. Türkiye valilerini kendi seçecek, eyalet sistemine geçecek ve güçlü yerel yönetimlerle yönetilecek bir olgunluğa yine Başkanlık Sistemi ile ulaşabilir.
Ancak yanlış yorumlandığı gibi, Başkanlık Sistemi, üniter yapının değiştirilmesi ve federal bir yapıya geçiş anlamına gelmemektedir. Parlamenter Sistemle yönetildiği halde federalizmi benimsemiş olan ülkeler de vardır. Başkanlık Sistemi, federalizm demek değildir.
Başkanlık Sistemi, halkın, siyasi seçmen olarak olgunlaşması ve sİyasete daha doğrudan katılmasının yolunun açılmasıdır. Başkanlık Sisteminde halkın seçmediği bir cumhurbaşkanı ve onun atadığı valiler ülkeyi yönetmez. Başkanı halk seçer ve sistemin olgunlaşması halinde valilerini de kendi seçer.
Başkanlık Sisteminde partilere değil, kişilere oy verilir. Kişiler, partilerin oyuncağı olmaktan çıkarlar. Halk, bilmediği ve istemediği bir kişiyi, sadece sevdiği bir parti içinde olduğu için seçmek zorunda kalmaz. Doğrudan doğruya kendi istediği kişiye oy verir ve meclise onu taşır."
Yunus Göksu kimdir?
İstanbul doğumlu olan yazar 2006-2011 yılları arasında TV5'de program sunuculuğu ve haber spikerliğinin ardından 2011-2012'de Platin Haber'de genel yayın yönetmenliği görevlerinde bulundu. Siyasi danışmanlık görevlerinde de bulunan Göksu, 2012-2014 yılları arasında Yenisafak.com.tr'de editörlük görevinin sonrasında halen sabah.com.tr genel yayın yönetmen yardımcılığı görevini sürdürmektedir.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.