Çarşamba 02.03.2016 00:00
Son Güncelleme: Perşembe 03.03.2016 04:29

Kurtulmuş: Türkiye o operasyonu unutmayacak

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Anayasa Mahkemesinin Can Dündar ve Erdem Gül kararında kendi yetkisi içerisinde kalmadığını belirterek, "Anayasa Mahkemesi esasa taalluk eden konularda görüş beyan etmiş. İşi usulen değil, esasen görüşmüş. Bir yerde kendisini mahkeme yerine koymuş olduğu anlaşılıyor" dedi.

Kurtulmuş, 24 TV'de katıldığı canlı yayında, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Anayasa Mahkemesinin Can Dündar ve Erdem Gül hakkında verdiği karara ilişkin, daha önce bu konuda yaptığı açıklamanın oldukça net olduğunu, oradan bir cümle ya da cümlenin bir kısmını alarak kanaat sahibi olmanın haksızlık sayılacağını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Başbakanlığı döneminde Anaya Mahkemesine kişisel başvuru yolunun önünü açtığını ifade eden Kurtulmuş, Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru hakkını neticelendirdiğini ve tutuksuz yargılamanın önünü açtığını kaydetti.
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Öyle bir hava oluşturuldu ki sanki Cumhurbaşkanı görüşünü söyleyemez. Benim söylediğim, Türkiye'de her mahkeme kararına karşı, herkesin kendi görüşünü, kişisel konumunu ifade etme, belirleme durumu, hakkı vardır. Cumhurbaşkanımız da bu anlamda Anayasa Mahkemesinin kararıyla ilgili kendi görüşlerini ifade etmiştir. Bu minval üzerine yapılan bir konuşma. Bunun üzerinden bir haksızlık yapılmasını, lüzumsuz bir tartışmanın içerisine girilmesini doğru bulmuyorum. Devam eden bir süreç var. Bundan doğal bir şey olamaz. Cumhurbaşkanımız da bu konuyla ilgili görüşlerini ifade eder. Cumhurbaşkanımızın görüşünden sonra hükümetimizin bir açıklama, yorum yapmasının da anlamı yoktur. O manada söylenmiş olan bir söz."
Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru haklarının nasıl olması gerektiğinin hukuken tartışıldığını dile getiren Kurtulmuş, bu dosyada bir beraat kararı verilmediğini, sadece tutuksuz yargılanmalarıyla ilgili ara karar alındığını anlattı. Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da karar açıklanmadan önce Cumhurbaşkanlığı makamını kullanarak, mahkeme kararına tesir edebilecek bir görüş bildiriminde bulunmadığını vurguladı.
"Anayasa Mahkemesi'nin usulen, şeklen değil de esasa taalluk eden konuda görüş beyan etmesi"nin belki de bundan sonra tartışılacak bir husus olduğunu belirten Kurtulmuş, Anayasa Mahkemesinin gerekçeli kararını yazmadığını dile getirdi.
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "Bir bir yargı süreci. Yargı süreciyle ilgili verilen bir karar. Bu yargı süreci üzerinden hemen politik tartışmayı çoğu zaman yapıyoruz. Kendi hukuki mecraları içinde yerine getirilmesi, tartışmaları sürdürülmesi daha doğru olan bir yerdir. Mahkemelerin içeriğiyle ilgili alansa başka bir konu. Yani MİT tırlarının durdurulması, onunla ilgili yapılan işlem, 17-25 Aralık süreci, ondan sonraki süreç. O bambaşka bir konu. Türkiye"nin o zamanlar ne kadar derin bir süreci geçirdiğini, zor bir süreci geçirdiğini hepimiz hatırlıyoruz. Türkiye'nin yakın geçmişiyle ilgili bir durum" diye konuştu.
İddianamede Can Dündar'a yüklenen suçlar hatırlatılarak, Anayasa Mahkemesinin bu kararıyla yetkisini aşıp aşmadığına ilişkin soru üzerine Kurtulmuş, şunları söyledi:
"Anayasa Mahkemesi burada esasa taalluk eden şeyler söylemeseydi, kendi yetkisi içerisinde kalmış olurdu. Bunların hepsi savcının suçlamaları. Bu suçlamaların kesin olup olmadığına mahkeme karar verir. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi sadece tutuksuz yargılanmayla ilgili kısmını söylemiş olsaydı, kendi yetkileri içerisinde hareket etmiş olurdu. Bildiğimiz kadarıyla Anayasa Mahkemesi esasa taalluk eden konularda görüş beyan etmiş, gerekçeli karar henüz açıklanmadığı için bu şekilde söylüyoruz. İşi usulen değil, esasen görüşmüş. Bir yerde kendisini mahkeme yerine koymuş olduğu anlaşılıyor. Ama savcılığın bu suçlamalarının ne kadarını mahkeme heyeti kabul edip etmeyecek bunları bilmiyoruz. Dolayısıyla mahkemenin o tarafı hakkında konuşmak siyaseten bizim de hakkımız değil."
"HERHANGİ BİR BİLGİ OLMADAN BUNU SÖYLEMEK ÇOK MÜMKÜN DEĞİL"
"Can Dündar'ın serbest bırakılmasının 17-25 Aralık gibi benzer bir komplo hareketi olduğu, paralel örgütün aktif olduğu, onun gücü sayesinde serbest bıraktırıldığı gibi bir algı bulunduğu" şeklindeki soruya Kurtulmuş, şu karşılığı verdi:
"Herhangi bir bilgi olmadan bunu söylemek çok mümkün değil. Türkiye 17-25 Aralık'ı, MİT tırları operasyonunu unutmayacak. Bu dönemde ortaya konulan hükümeti yıkma teşebbüslerini hiç olmamış varsayarak yoluna devam ederse, başımıza çok daha fazla sıkıntılar gelebilir. Dolayısıyla bu ayrı bir şey, Anayasa Mahkemesinin bu kararının böyle bir etkiyle alıp alınmadığıyla ilgili somut bilgimizin olması lazım. En azından ben kendi adıma bunu söyleyeyim. Somut bilgi olmadığı için de bunu söylemek istemem. Sonuçta bu Paralel Yapı'nın da 17-25 Aralık geride kaldıktan sonra bütünüyle bittiği, böyle bir tehlikenin, tehdidin olmadığı, bu tehdidin devletin farklı kademeleri içerisinde olmadığını söylemek de saflık olur. Yargıda, emniyetin içinde, başka yerlerde de çok sayıda, bir kısmı açık, bir kısmı gizli olan Paralel Yapı mensuplarının varlığı biliniyor, bunlar seziliyor. Bunu söyleyebilmem için benim somut bir bilgiye sahip olmam lazım."

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.