Görmez, Başbakan Ahmet Davutoğlu ile geçen Cuma günü Şırnak'ın Silopi ilçesindeki temaslarının ardından Ankara'ya dönüşte uçakta gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Gaziantep'te dünyaya geldiğini, çocukluğunda Güneydoğu Anadolu Bölgesini dolaştığını, Diyarbakır, Bitlis ve Siirt'i bilen birisi olduğunu söyleyen Görmez, son yıllardaki sosyolojik dönüşümü toplum olarak anlamakta, tahlil etmekte ve yönetme zorlandıklarını ifade etti. Görmez, hiçbir sosyolojik teori ile bağdaşmayacak derecede, çok hızlı bir değişim ve dönüşüm yaşandığını belirtti.
Terörün, 2000'li yıllara hatta 2010'lu yıllara kadar sadece "terör" olduğunu söyleyen Görmez, "90'lı yıllardaki göç hareketlerinden sonra gençlik oluşumlarında ideolojinin gençlere kadar indiği görülüyor. Onun için bilimsel olarak konunun ele alınması gerekiyor. Bir güvenlik ve siyaset zaviyesinden meseleye bakmak çok büyük yanlışlıkları da beraberinde getiriyor. Çok ciddi bir şekilde bir indoktrin var ve buna karşı toplumda mukavemet gücü hiç yok. Gecikmiş ulusçuluk ideolojisi ve modası geçmiş Marksist teorilerin tarih boyunca kendi inanç değerlerine, kültürüne daima sadık kalmış, geleneksel muhafazakar bir toplumda nasıl bir yer bulduğunu bilim adımlarının, sosyologların oturup konuşması gerekiyor" değerlendirmesini yaptı.
Din istismarı
Dini ister devlet ister başka yapılar istismar etsin, bunun doğru olmadığının hep birlikte görüldüğünü aktaran Görmez, "12 Eylül sonrasında uçaklardan ayet, hadis atarak sorunu çözmeye çalıştıklarını biliyoruz. O da bir başka istismardı ama son dönemlerdeki istismar çok daha kötü boyutta. Bunu da dikkate alarak, biz bölgede çalışan din görevlisi arkadaşlarımızın öncelikle üzerinde çok büyük bir baskı olduğunu gördük. İkincisi, verdiğimiz eğitimlerle bu tür doktrinlere karşı bir mukavemet gücü, daha yüksek bir düşünce ile daha yüksek bir kültürle bakış açısı sağlamak gerekiyor" dedi.
"Mardin ve Van'da bin 200 cami görevlisi ile görüştüm"
Diyanet İşleri Başkanı Görmez, Mardin ve Van'da, Cizre, Silopi, Silvan, Sur, Dargeçit, İdil ve Nusaybin'den gelen bin 200 cami görevlisini dinlediğini belirterek, görüşmelerde yaptıkları iki tespit üzerinde durulması gerektiğine işaret etti.
Görmez, şunları kaydetti:
"Birincisi, güvenliktir. Güvenlik-barış dengesini koruyarak barışta ısrar edilmesi ama barışın bütün toplum kesimleri ile gerçekleştirilmesi. Bütün toplum kesimi. Bunu devletle, bölge halkı arasında değil, halkımızın bütün fertleri arasında, doğu ile batı, kuzey ile güney arasında yapılması gerekiyor.
İkincisi de konunun sadece güvenlik ve siyaset marifeti ile değil özellikle ilim, kültür, düşünce, tarih boyutu, bütün bu açılardan yeniden ele alınması gerekiyor. Milli Eğitim Bakanlığının müfredatını gözden geçirmesi gerekiyor. Diyanet İşleri Başkanlığının cami içinde ve dışında kullandığı dil ve söylemini gözden geçirmesi gerekiyor. Cami eksenli bir hizmetten insan eksenli, toplum eksenli bir hizmete yönelmesi gerekiyor.