Pazartesi 04.07.2016

Tezgâh çökecek kuşatmayı paramparça edeceğiz

Türkiye’nin terörle mücadeledeki her başarısının bazı güçlerin yüreğine korku saldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan: Çok yakında bu tezgah çökecek. Kuşatmayı paramparça edeceğiz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün İstanbul Dostluk Derneği tarafından Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen iftara katıldı. Erdoğan, konuşmasında önemli mesajlar verdi:
Bağdat'taki menfur saldırıda hayatını kaybeden Iraklı kardeşlerimize Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. DAEŞ denilen terör örgütü, İslam'ın ve Müslümanların adını kullanarak aziz dinimizi ve mensuplarını hedef alan son dönemdeki en büyük şer örgütüdür. Bu örgütün İslam'la ve Müslümanlıkla en küçük bir ilişkisi yoktur.
Bizim için DAEŞ'le PKK'nın, PYD'nin hiçbir farkı yoktur. Madem ki yöntem olarak terörü benimsemişlerdir, öyleyse hepsi de aynıdır. Çünkü terör, sadece kandan ve acıdan beslenen bir yapıdır.
DAEŞ ve PKK içinde yer alan ve hala bu örgütlerin gerçek yüzünü görememiş kişilere sesleniyorum. Gelin bir an önce bu yanlıştan dönün. Kendi inancınızın mensuplarına, kendi milletinize, kendi ülkenize zarar vererek elde edebileceğiniz hiçbir şey yoktur, olamaz. Hiçbir zaman çok geç değildir; bilakis son gelişmeler göstermektedir ki, sizi teslim alan alan örgütten ayrılmanız için tam zamanıdır.
Devleti ve milletiyle bir bütün haline gelmiş olan Türkiye'yi, eskiden olduğu gibi bu tür dayatmalarla rayından çıkartabileceklerini sananlar, yanıldıklarını gördükçe, saldırıların dozajını artırıyorlar. Ama biliyoruz ki, mertçe mücadele etmeyi beceremeyen bu tür güçler, fırsat ellerine geçtiğinde ne kadar zalimseler, başarısız olduklarında da o derece korkaktırlar, o derece sinsidirler.
Türkiye'nin terörle mücadelede elde ettiği her başarı, uluslararası alanda hareket alanını genişletmek için attığı her adım bunların yüreğine korku salıyor. İnşallah, çok yakında bu tezgahı çökertecek, etrafımızda oluşturulmaya çalışılan kuşatmayı paramparça edeceğiz. Yeter ki kendi içimizde birliğimizi, beraberliğimizi, dayanışmamızı, dostluğumuzu sıkı tutabilelim.
Türkiye'nin, Rusya ve İsrail'le ilişkilerini düzeltme yolunda attığı adımların, dışarıdan olduğu kadar ülke içinden, hatta kendi çevremizden birilerini de rahatsız ettiğini görüyoruz. Açıkçası muhalefet partilerinin bu konudaki eleştirilerini ciddiye almıyorum. İçimizdekilerin söylediklerini onlar kendilerine kaynak telakki edip Meclis'te çıkıp onları konuşuyorlar. Bütün bu eleştiriler herhangi bir politikaya, herhangi bir akla, herhangi bir analize dayalı olarak yapmıyorlar. Ancak, benim asıl üzüldüğüm, hiç ummadığımız, hiç beklemediğimiz, hiç yakıştıramadığımız bazı çevrelerin de aynı koroya katılmış olmalarıdır. Şayet bizim herhangi bir sebepten dolayı eğildiğimizi, büküldüğümüzü, iddialarımızdan, tezlerimizden, davamızdan vazgeçtiğimizi düşünenler varsa, bu bize yapılmış çok büyük bir iftiradır, çok büyük bir bühtandır.
Tayyip Erdoğan, 40 yıl önce nasıl düşünüyorsa, nasıl hissediyorsa, nasıl mücadele ediyorsa, bugün de aynı şekilde davranıyor.
Gerek İsrail, gerekse Rusya ile yaptığımız son görüşmelerde attığımız adımlarda bizler 'Bütün işlerinizde istişare ediniz' emri mucibince, istişarelerimiz en geniş anlamda yaptık ve adımlarımızı da gerçek istişare edilmesi gerekenler kimlerse ona göre adımlarımızı attık. Bizim İsrail'de muhatabımız atacağımız adımlarda Gazzeli kardeşlerimizdir, Filistinli kardeşlerimizdir.
İşte bugün 14 bin tonluk gemi Aşdot'a yanaştı. Orada bir çok şeyler Gazze'de ki kardeşlerimize dağıtılacak. Biz bu adımları atarken dışardan dedim ya hiç önemli değil... Ama içerden aynı hedefe kilitlenmiş olanların yaptığı eleştiriler bizi üzmektedir. Herkes yerini, konumunu bilecek. Eğer bu konum bilinmezse bu birlik, kardeşlik olmaz. Sadece birliği beraberliği kardeşliği dağıtmak olur. Biz buna evet diyemeyiz. Bizim Filistin'de, Gazze'de ne yaptığımızı oradaki kardeşlerimiz çok iyi bilir. Bunu kimseye de bizim buralardan mikrofonlarla meydanlardan anlatmamıza gerek yok.
AB ülkeleri, ABD gibi müttefik dediğimiz Batılı devletler, Türkiye'ye karşı bölgede ikircikli bir politika izliyor mu? İzliyor. Türkiye'nin bu cendereyi aşmak için hareket alanını genişletmesi gerekiyor mu? Gerekiyor. Bu yönde atılan adımların, bizim olduğu kadar karşı tarafın da işine gelmesi şart mı? Şart. Şayet bu adımları atmazsak, Suriye'de ve muhtemelen çok yakında Irak'ta ve Libya'da işlerin çok daha kötüye gideceği açıkça ortada mı? Ortada. Öyleyse, bu manzara karşısında kollarımızı kavuşturup öylece oturacak mıyız? Elbette hayır. Bölgemizdeki krizlerin düğümü biz çözeceğiz.
ANNE VE BABASININ MEZARLARINI ZİYARET ETTİ
İstanbul'da olan Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün Huber Köşkü'nden ayrılarak Karacaahmet Mezarlığı'na gelerek annesi Tenzile ve babası Ahmet Erdoğan ile kayınvalidesi Hayriye ve kayınpederi Cemal Gülbaran'ın kabirlerinde dua etti. Erdoğan, mezarlık çıkışında kendisini bekleyen vatandaşlarla sohbet etti, bazı çocuklara hediye ve bayram harçlığı verdi.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.