Son Güncelleme: Çarşamba 26.10.2016
Musul’daki oyunu II. Abdülhamid bozdu
İngilizler’in Musul petrollerine ilgisini fark eden II. Abdülhamid, bir fermanla Musul ve civarındaki tüm toprakları tapusuna geçirdi. Bu atak İngilizleri başka planlar yapmaya itti. Mondros Mütarekesi, Lozan ve Ankara Antlaşması derken Musul elimizden kayıp gitti
Irak devletinin zayıflığı nedeniyle bugün DEAŞ ve PKK'nın barındığı yer haline gelen Musul, 1514'te Yavuz Sultan Selim'in Çaldıran Seferi ile Osmanlı topraklarına katılmış ancak sahada kazanılan bu toprak parçası 4 yüzyıl sonra masada kaybedilmişti. İngilizler'in Musul petrollerine olan iştahını ilk fark eden ise II. Abdülhamid oldu. Tarihçi Herodot'un İ.Ö. 450-440'ta gezdiği ve derelerden akıp giden petrollerden söz ettiği Musul- Kerkük, tam 2 bin yıl sonra bu coğrafyayı dolaşan Evliya Çelebi'nin de dikkatini çekti. Seyahatname'de petrol havzalarından bahsetti.
ÖNCE İŞGAL
Ancak o dönem için bir işe yaramayan petrol, 1800'lü yılların sonunda değerlendi. Bunu ilk fark edenlerden biri de II. Abdülhamid oldu. Musul'daki petrolün kokusunu alan İngiltere, arkeolojik kazı için Osmanlı Devleti'ne başvurdu. II. Abdülhamid de 1889'da bir fermanla Musul ve civarındaki tüm toprakları kendi mülküne geçirdi. Bu gelişme İngilizlerin bölgede petrol arama faaliyetlerini durdurdu. İngilizler, buldukları petrolü nasıl ele geçirecekleri üzerine plan yapmaya başladı. Petrol, 1. Dünya Savaşı'yla birlikte bir enerji kaynağı olarak dünya çapında stratejik bir değer haline geldi. Bu savaşta petrol olmadan modern bir savaşın kazanılamayacağı anlaşıldı. O güne dek kömürle çalışan İngiliz donanmasının yakıt ve enerji sistemi tümüyle revize edilip petrolle çalışacak şekilde düzenlendi. Petrol kaynaklarına bilfiil sahip olmak, yani petrol nerede ise orayı doğrudan doğruya denetim altına almak da öncelikli hedef haline geldi. Osmanlı topraklarının İtilaf Devletleri arasında paylaşılması amacıyla yapılan Sykes- Picot Antlaşması'nda Musul vilayeti Fransızların etkinlik alanına terk edildi. İngiltere, Mondros i imzalandıktan sonra mütareke koşullarını kendi yararına yorumlayıp Musul'u işgal etti. Lozan'ın ardından Ankara Antlaşması'yla da hedefine ulaştı.
VE MUSUL'A VEDA
5 Haziran 1926 Ankara Antlaşması ile Türkiye, Musul ve Kerkük'e veda etti. Misak-i Milli sınırları içinde olan bu bölge Lozan'da ötelenmiş ve sonrasında karar Milletler Cemiyeti'ne bırakılmıştı. Ancak Milletler Cemiyeti aleyhimize karar verdi. Yapılan antlaşmaya göre Irak, Musul'dan elde ettiği petrol kazancının yüzde 10'unu 25 yıllık süre için Türkiye'ye verecekti. Ancak o gelirin 10 yıllık bölümü hâlâ Türkiye'ye verilmiş değil. Bu da bugünkü değeriyle milyarlarca dolar ediyor.
"MEŞHUR YÜZDE 5" GÜLBENKYAN
Osmanlı döneminde Irak'taki petrolle ilgili ilk çalışmayı yapan İstanbul Ermenisi Kalust Sarkis Gülbenkyan, Londra'da jeoloji mühendisliği okumuştu. II. Abdülhamid'in talebi üzerine Osmanlı Maadin Nezareti adına araştırmalar yapan ve Musul bölgesinde petrol olduğu raporunu veren Gülbenkyan, önce Türk Milli Bankası'nın, ardından da Türk Petrol Şirketi'nin yüzde 50 ortağı oldu. Ancak bu ortaklık 1.Dünya Savaşı'ndan sonra el değiştirerek Fransız D'arcy'e geçti. 1. Dünya Savaşı'nda Osmanlı'nın parçalanmasının ardından İngilizlerle yapılan görüşmeleri yürüten Gülbenkyan'a, 1926'da Musul petrolleri paylaşılmaya başlayınca isim değiştirerek Irak Petrol Şirketi olan şirketten yüzde 5 pay verildi. "Meşhur Yüzde 5" adını da buradan aldı. Geri kalan payı ise Hollanda, İngiltere, Fransa ve Amerika yüzde 23.75 olarak paylaştı. Gülbenkyan masada hem Osmanlı'yı hem de Osmanlı'dan Irak petrolleri imtiyazını koparmaya çalışan yeni şirketinin ortağı olarak karşı tarafın çıkarını temsil ediyordu. Yani düpedüz kendi şirketiyle pazarlık yapıyordu. Gülbenkyan'ın kopardığı yüzde 5 hisse, onu dünyanın en zengin adamlarından biri yaptı.
SERVETTEN MAHRUM KALDIK
TARİHÇİ-YAZAR MUSTAFA ARMAĞAN: "Sultan II. Abdülhamid, Musul ve Kerkük'te petrol olduğu belirlenen yerleri Hazine-i Hassa'ya satın aldırıyor ve böylece şahsi mülk haline getirilen bu emlakın iştahı kabarmış emperyalist ülkelerin petrol kartellerinin pençesine düşmesine mani oluyordu. Lakin onun yaptığı her şeyin tersi nin doğru olduğunu zanneden gafil İttihatçılar çıkardıkları bir kanunla Sultanın Hazine-i Hassa'ya satın aldırdığı petrol bölgelerini devlet hazinesine aktarmış ancak buraları 1918'de İngiliz işgaline uğrayınca sultanın haklılığı ortaya çıkmış, yeni Sultan Vahideddin bu yerleri yeniden hanedanın üzerine geçirmişse de İngilizler bunu kabul etmemiş, böylece petrol gelirinden elde edilebilecek muazzam bir servetten mahrum kalmıştık."
YARIN
EN SON HABERLER
- 1 Bakan Fidan: İki devletli çözüme gitmezsek bu son Gazze savaşı olmayacak
- 2 İçişlerinden Ankara Emniyetindeki iddialara ilişkin açıklama: “Mülkiye müfettişi görevlendirildi”
- 3 MSB duyurdu: Edirne sınırında 9 terörist yakalandı!
- 4 Dünyanın en çok kazandıran brokeri olarak gösteriliyordu... Emlak kralına 6 yıl hapis
- 5 Dev ateş yandı, şenlik başladı! Kakava Şenliği'nde binlerce kişi gönüllerince eğlendi
- 6 Kabine yarın toplanıyor! Gözler Başkan Erdoğan’da: Öğretmen atama takvimi belirlenecek mi?
- 7 DEM belediyesinden çalışanlara mobbing
- 8 Lüks sitenin havuzunda sır ölüm
- 9 1 Mayıs’ta gösteri yapan 12 kişi daha gözaltına alındı
- 10 MSB duyurdu: 4 PKK/YPG'li terörist etkisiz!