ABD'den kirli oyun

Türkiye'nin başlattığı Fırat Operasyonu, bölgede PYD ve DAEŞ üzerinden kontrol sağlamaya çalışan güçlerin planlarını bozdu. Özgür Suriye Ordusu'nun yanı sıra, bölgedeki diğer direniş kuvvetleri de operasyona destek veriyor. Suriye'deki en büyük muhalif gruplarından olan Ahrar'uş Şam, Fırat Kalkanı'da destek verdiklerini söyledi.

Timetürk'ten Muhammed İkbal Köseoğlu'na konuşan, Ahrar'uş Şam Lideri Ebu Yahya Hamavi Suriye'de son durum üzerine önemli bilgiler verdi. Ropörtajda bölgede yürütülen Fırat Kalkanı Operasyonu'ndan da bahsedildi. Operasyonun PKK ve DAEŞ'in planlarını bozduğunu belirten Hamavi, ABD'nin ise bu süreci baltalamak istediğini söyledi.

'OPERASYONA DAHİLİZ'

Ahrar'uş Şam lideri şöyle konuştu:

''Fırat Kalkanı Operasyonu, o bölgede fiilen savaş dışı ve atıl kalmış grupları tekrar operasyonel hale getirdi. Bu operasyon, PKK ve IŞİD projelerini durdurdu. Evet, biz Ahrar'uş Şam olarak askeri anlamda bu operasyona dahiliz. Hassaten bölgedeki insanlarımızla operasyona askeri katılım gösteriyoruz.''

'ABD'NİN İKİ PLANI'

Operasyonun amacının PYD ve DAEŞ'in planlarını bozmak olduğunu belirten Hamavi, ABD'nin ise bu amacı saptırma peşinde olduğunu söylerek, ''Konu ABD askerleri olduğunda ise temas edilmesi gereken iki nokta var. ABD, Fırat Kalkanı operasyonunu asli mecrası olan ve hem DAEŞ projesi hem de PYD işgaline dair planları bozan temel hedeften saptırmak istiyor. Bu nedenle merkeze sadece DAEŞ'i koydu.'' ifadelerini kullandı.

'FİTNE ÇIKARMAK İSTEDİLER'

Hamavi, bölgedeki direniş gruplarının ABD'yi istemediğini, ABD'nin de bunu bildiğinden operasyonu baltalamak adına operasyona katılmak istediğine dikkat çekti. Hava sözlerini şöyle sürdürdü:

''İkinci hedef ise Türkiye ile devrimci gruplar arasında fitne çıkarmaktı. Devrimci grupların hiçbirisi bölgede ABD'yi istemiyor. Bu durum operasyonu durdurabilir. Operasyon, neticesi itibariyle küresel güçlerin, Suriye topraklarını parçalama projesini de durdurdu. Mesela PYD, Afrin'e doğru yürüyecekti. Fırat Kalkanı sonrası bu zemin tamamen kayboldu.''