Cumartesi 17.12.2016
Son Güncelleme: Cumartesi 17.12.2016

Hâkimleri ayarlayıp darbeye kalkıştılar

17-25 Aralık’ın üzerinden 3 yıl geçti. Nöbetçi hâkimleri kendi adamlarından ayarlayıp sinsi planlarını başsavcıdan bile saklayan FETÖ’nün bu girişimi, hükümetin çabuk tepki vermesiyle püskürtüldü

Türkiye, 17 Aralık 2013 sabahına İstanbul merkezli operasyonlarla uyandı. Operasyon, Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'ndan yürütülüyordu. Başında da kamuoyunun yakından tanıdığı savcı Zekeriya Öz vardı. 2007'de başlanan Ergenekon soruşturmasının savcısı olarak ünlenen Öz, Ergenekon kapsamındaki Odatv soruşturmasında, gazeteci Ahmet Şık'ın basılmamış kitabını toplatıp, gazetecileri tutuklatınca özel yetkileri alınıp kaçakçılık ve narkotik suçlardan sorumlu İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili olarak görevlendirilmişti.

17 ARALIK'TA SALDIRIYA GEÇTİLER
Operasyonun medya ilişkilerini yürüten de, eski Ergenekon savcısı, dönemin başsavcı vekili Fikret Seçen'di. Yolsuzluk iddiasıyla yürütülen soruşturmaları, Öz'ün talimatıyla narkotik suçlar bürosu savcısı Celal Kara ile memur suçları savcısı Mehmet Yüzgeç yürütüyordu. Kara ve Yüzgeç'in başlattığı eş zamanlı operasyonlar aslında 3 ayrı soruşturma dosyasıydı. "Rıza Sarraf grubu", "Fatih Belediyesi" ve "TOKİ grubu" olarak yürüttükleri dosyaları, paket yapıp 17 Aralık sabahı topyekûn bir saldırıya geçmişlerdi.
300 POLİSLE 89 KİŞİYE GÖZALTI
FETÖ'cü savcıların talimatıyla İstanbul Emniyet Müdürlüğü, organize ve mali suçlarla mücadele şubelerinde kadrolaşmış FETÖ'cü polisler, 300 polisle yapılan ilk baskınlarda 89 kişiyi gözaltına aldı. Bunların arasında İçişleri Bakanı Muammer Güler'in oğlu Barış Güler, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın oğlu Salih Kaan Çağlayan, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın oğlu Abdullah Oğuz Bayraktar, Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan, Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir ile iş adamları Rıza Sarraf ve Ali Ağaoğlu da vardı.
BAŞSAVCI ÇOLAKKADI HABERSİZ...
Türkiye'yi sarsan operasyonlardan Başsavcı Turan Çolakkadı'nın haberi yoktu. Soruşturma dosyaları FETÖ'cü savcılar tarafından son ana kadar üstlerinden bile gizli tutulmuştu. Örgütün karanlık dosyaları, ileriki günlerde tamamen açığa çıkacak, şubat ayından itibaren de 17 Aralık soruşturmasında tutuklu olanlar serbest bırakılacaktı... Başsavcıya bilgi vermeyen, aylarca dosyayı UYAP'a yüklemeden sinsice hazırlık yapan özel ekip, operasyon dalgaları için nöbetçi hâkimleri de önceden planlamıştı. 16 Aralık Pazartesi günü gözaltı kararlarını imzalayan nöbetçi hâkim Cemil Gedikli idi. Aralık ve ocak ayı nöbet çizelgesi de operasyon takvimine ayarlanmıştı. Nöbet çizelgesindeki hâkimler, Ergenekon ve Balyoz gibi davalarda tutuklamalarıyla bilinen isimlerdi.
3'ÜNCÜ DALGA YILBAŞINDAYDI
Operasyonun üçüncü dalgasının planlandığı 31 Aralık 2013 ve 5 Ocak 2014 arasındaki nöbetçi hâkim çizelgesi; arama, gözaltı ve tutuklama kararı verebilecek olanlardan seçildi. Üçüncü dalganın hâkim önüne getirileceği tarih 31 Aralık'tı. Operasyon takvimi planlandığı gibi işleseydi, Türkiye yeni yıla üçüncü dalga operasyonlarıyla girecekti. Örgüt açısından kusursuz görünen darbe planı, hükümetin İstanbul Emniyeti'ndeki çok sayıda müdür ve polisi görevden almasıyla suya düştü.
BİR BİR DEŞİFRE OLDULAR
18 Aralık'ta operasyonu yapan Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Yakub Saygılı ile Organize Şube Müdürü Nazmi Ardıç'ın yanı sıra, teknik dinleme ve izleme yapabilen Asayiş Şube Müdürü Ertan Erçıktı, Terörle Mücadele Şube Müdürü Ömer Köse ve Kaçakçılık Şube Müdürü Tuğrul Turhal görevden alındı. Bu polis şeflerinin yerlerine yeni görevlendirmeler yapıldı. Görevden alınan polis şefleri yakın tarihteki Ergenekon, Balyoz, Şike, Askeri Casusluk gibi soruşturmalarda da aktif rol almış isimlerdi. Zamanla FETÖ bağlantıları ortaya çıkan emniyet müdürleri ilerleyen günlerde tutuklanarak yargılanmaya başlanacaktı.
HÜKÜMET KUMPASA GÖĞÜS GERDİ
19 Aralık günü, operasyonu bildiği halde göz yumduğu ileri sürülen İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın merkez valiliğine atandı. Aynı gün İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne baskın yapan Zekeriya Öz, bizzat emniyete gelerek görevlilere, şüphelilere yöneltilecek soruları değiştirmemeleri, aksi halde kelepçelenerek tutuklanacaklarını söyleyerek gözdağı verdi. O dönem başbakan olan, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 21 Aralık'ta Ordu'da yaptığı konuşmada "Devlette paralel bir yapı olmaz. İninize gireceğiz, didik didik edeceğiz" dedi. Erdoğan her fırsatta, operasyonun ABD'de yaşayan Fetullah Gülen'in talimatıyla, ona bağlı yargı ve emniyet görevlilerince yapıldığını anlatarak, bu darbe girişimine boyun eğmeyecekleri mesajını verdi.
TUTUKLAMA REKORTMENİ HâKİMİ NÖBETÇİ YAPTILAR
Nöbet çizelgesine göre 31 Aralık için hâkim Ali Efendi Peksak görevlendirildi. Peksak, Balyoz davasında karşısına gelen 34 askerden 33'ünü tutuklayarak rekor kırmıştı. Aynı gün nöbetçi olan Oktay Açar ise Odatv davasında polisin sahte isimle dinleme talebine olur veren hâkimdi. 4 Ocak'ta nöbetçi yapılan hâkim Cemil Gedikli, operasyonunun birinci dalgasının kararını vermişti. 5 Ocak'ta ise Balyoz davasında toplu tutuklama kararı veren Davut Bedir ile Murat Üründü görev yapacaktı. Hâkimlerin nöbet çizelgesi, bir rastlantı sonucu oluşmamıştı. Nöbet görevlendirmesindeki usule göre hâkimlerin bu şekilde bir araya gelmesi çok zordu. Ceza hakimleri için hafta içi nöbet sırası 5 ayda bir, hafta sonu nöbet sırası ise 3 ayda bir geliyordu.
HEDEFLERİ DEV PROJELERDİ
FETÖ yuvası haline gelmiş adliyedeki odasında gazetecilere konuşan Zekeriya Öz, bakanlarla ilgili soruşturma yürütme yetkileri olmadığı için çocuklarına yapılan gözaltı işleminin onlara uygulanmadığını, ancak bakanlarla ilgili suçlamaları içeren fezlekeleri Meclis'e göndereceklerini söylüyordu. Öz, bu sözlerle nihai hedeflerinin hükümet olduğu mesajını veriyordu. FETÖ çok gecikmeden operasyonun ikinci perdesini 25 Aralık'ta sahneye koydu. 17 Aralık'ta bakan çocukları üzerinden hükümete gözdağı veren örgüt, 25 Aralık'ta bizzat Tayyip Erdoğan'ın ailesini hedef aldı. Özel yetkili terör savcılığı eliyle yürütülen 25 Aralık soruşturması aynı zamanda Türkiye'nin dev projelerini hedef alıyordu.
YARGI DARBESİNDEN ASKERİ DARBEYE...
15 Temmuz'daki darbe girişimiyle kanlı yüzünü gösteren Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 17 ve 25 Aralık darbe girişiminin üzerinden 3 yıl geçti. Örgüt; emniyet ve yargıdaki uzantılarıyla hükümeti deviremeyince 15 Temmuz'da silahlı darbeye kalkıştı. FETÖ, yargı darbesinden silahlı darbeye nasıl geldi? 17 Aralık nasıl boşa çıkarıldı? Örgüt, 15 Temmuz'a kadar yıllarca gizlenmeyi nasıl başardı? FETÖ ile mücadelede hangi noktaya gelindi? Tüm bu soruların cevapları SABAH'ın 4 günlük yazı dizisinde...
YARIN: 25 ARALIK İKİNCİ PERDE... EKONOMİYİ ÇÖKERTME GİRİŞİMİ...

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.