Masada değilsen mönüdesin demektir

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün Dadaşlar diyarı Erzurum'da İstasyon Meydanı'nda vatandaşlara hitap etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:
TERÖRÜN KİLİDİNİN KIRILDIĞI GÜN: 16 Nisan terörün kilidinin kırıldığı bir gün olacaktır. Şu anda Tendürek'te, Gabar'da, Cudi'de Bestler Deresi'nde inlerine girdik. Şurada 20 ayda 10 bini aşkın teröristi etkisiz hale getirdik. Bu ülkenin huzurunu kaçıranlara, birliğini, beraberliğini bozanlara, bu ümmeti parçalamaya çalışanlara tarihi bir ders veriyoruz.

"20 ayda 10 bini aşkın teröristi etkisiz hale getirdik"

AKLINI KİRAYA VERENLER: İsviçre'de Parlamento önünde resmimin olduğu bir pankart, şakağıma silah dayıyorlar, "Erdoğan'ı öldürün"' diyorlar. Bunlar zavallı. Ey aklını kiraya vermiş olanlar, biz kefenimizi giyerek yola çıktık. Bizi ölümle yıldıramazsınız, biz ölüme, kaza ve kaderin imandan olduğuna inanmış insanlarız. Bizi ürkütemeyeceksiniz, bölemeyeceksiniz, yolumuzdan alıkoyamayacaksınız. Ezanlarımız susturamayacaksınız. 16 Nisan'da 'evet'in önünü kesemeyeceksiniz.

LÜKSÜMÜZ YOK: "Böyle gelmiş böyle gitsin" deme lüksüne sahip değiliz. Ortada bir yanlış varsa düzeltmek, eksik varsa gidermek daha iyisine imkan varsa bunu sağlamak vazifemiz. Türkiye'nin son 3-4 yıldır yaşadığı hadiseler artık yeni bir atılımın zamanı geldiğini bangır bangır bağırıyor. PKK'sıyla, FETÖ'süyle, DEAŞ'ıyla, diğer terör örgütleriyle bağırıyor. Suriye'deki, Irak'taki gelişmeleri nasıl görmezden gelebiliriz? Kafkasya'daki Balkanlar'daki gelişmelere nasıl sırtımızı dönebiliriz? Karadeniz'de, Akdeniz'de süren yeniden yapılandırma çalışmalarına nasıl sessiz kalabiliriz.
SAHADA VARIZ: Sahada değilseniz, masada olamazsınız. Masada değilseniz, o zaman mönüdesiniz demektir, yani yenirsiniz. Onun için sahada varız ve daha etkin bir şekilde var olmaya devam edeceğiz. Biz sahada oldukça kimse bizi masanın dışında tutamaz. Hele mönüye hiç koyamaz. Çünkü bu vatan bedeli kanla ödenerek elde edilmiş ve bugüne kadar korunmuş bir vatandır. Varsa bu vatana göz diken önce bedelini ödemeyi kabul edecek. Bu iş öyle Avrupa'da vatandaşlarımızın üzerine atla, itle saldırmaya, terör örgütleri üzerinden canımızı yakmaya benzemez.

İŞGAL GİRİŞİMİ: PKK saldırıları, FETÖ'nün darbe girişimleri ülkemizi işgal girişimi değil midir? DEAŞ'ı öne sürerek ülkemizi kana ve ateşe bulayanların amacı bu değil midir? Suriye ve Irak'taki her gelişmenin bir ucunun ülkemize çıktığını kim inkar edebilir? Karadeniz'de, Akdeniz'de mevzi kaybettiğimizde Anadolu'da tutunamayacağımız belli değil mi? Türkiye'nin savunması Balkanlar'dan, Kafkaslar'dan başlamaz mı? Öyleyse bu gerçeklere uygun politikalar geliştirmeli, operasyonlar yürütmeliyiz. 780 bin kilometre kareyle tek vatan. Kimse burada operasyona heveslenmesin. Kursaklarında bırakırız. Paralel devletmiş, şuymuş, buymuş. Yerin dibine gömeriz.
'REİS SÖYLER DÜNYA DİNLER'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dadaşlar diyarında bir Erzurum geleneğiyle karşılandı. Havalimanından şehir merkezine gelen Erdoğan'ın konvoyunu atlı ciritçiler selamladı. İstasyon Meydanı'nı dolduran binlerce kişi ellerinde Türk bayraklarıyla "Recep Tayyip Erdoğan", "Tayyip Baba", "Türkiye seninle gurur duyuyor" diye slogan atıp, "Bin kere evet" şarkısını söyledi. Alanda kadınların ve gençlerin yoğunluğu dikkat çekti. Bazı vatandaşlar Erdoğan'ı görebilmek için ağaçlara çıktı. Erzurumlular, 15 Temmuz şehidi Abdullah Tayyip Olçok'u da unutmadı. Alandaki, "15 yaşında şehit olduysak, 18 yaşında vekil de oluruz" yazılı afiş, anayasa değişikliği paketinde 18-24 yaş arasındaki gençlere milletvekili seçilme hakkı getiren maddeye desteği dile getiriyordu. Erzurumlular diğer pankartlarla da Tayyip Erdoğan'a sevgilerini ve desteklerini yineledi: "Dil söyler, kulak dinler, reis söyler. Dünya dinler", "Dadaşın alnı ak, senin yolun Hak Reisim", "Dadaşlar tüm kalbiyle evet" diyor.
"KAMİL'İ Mİ SEVERSİN KEMAL'İ Mİ?"
"Ülkemizde ana muhalefet boşluğu var. Diyeceksiniz 'Kılıçdaroğlu var.' Cevabını Dadaş fıkrasıyla vereyim. Dadaş'a sormuşlar: 'Kamil'i mi seversin Kemal'i mi seversin?' Dadaş 'Kemal'i severim' demiş. 'Niye?' demişler. Cevabı manidar: 'Kamil bir yalan söyliyir, bir doğru. Kemal hep yalan söyliyir, beni yormiyir.' Kılıçdaroğlu da hep yalan söylediği için kimseyi yormuyor."

'ASLINDA DEĞİŞİKLİĞİ MUHALEFET İSTEMELİ'
"Aslında 16 Nisan'da bizim milletimizin takdirine sunduğumuz yönetim sistemi değişikliğini normal şartlarda muhalefetin teklif etmesi lazım. Gördüğünüz gibi roller tam tersine dönmüş durumda. Çünkü biz bu değişimi kendimiz için değil, ülkemiz, milletimiz, gelecek için istiyoruz. Bu, 12 Eylül'e 'hayır' dedim diyordu. Madem 'hayır' dedin, bak gel biz şimdi onun tam tersini yapıyoruz. Gel buraya 'evet' de. Demez, niye, dert başka."
'KANSER İLACINI DEVLET ÖDEYECEK'
Cumhurbaşkanı Erdoğan kanser ilaçlarıyla ilgili bir sıkıntı olduğuna dikkat çekerek bir müjdeyi paylaştı: "Başbakanımızla ve bakanımızla konuştuk. Kanser ilaçlarıyla ilgili bir sıkıntı vardı. Yani bedelini kanserli hastanın ödemesi gibi. Dedik ki yok, bunu da devlet halledecek. İnşallah hazırlıklar ona göre yapılıyor ve bu tür hastalarımızın tedavisini, masrafını devlet olarak üstleneceğiz."
'BATTIKÇA BATIYORSUN'
"(Kılıçdaroğlu'na) 18 yaş parlamentoya girmenin de önünü kesmeye çalışıyor. Battıkça batıyorsun. Gazi Mustafa Kemal ne diyor, 'Gençler Cumhuriyet ve vatanı size emanet ediyorum.' Hani sen Gazi Mustafa Kemal'in kurduğu partinin genel başkanıydın. Bak o ne diyor, sen ne diyorsun."