Son Güncelleme: Cumartesi 29.04.2017
Yeni insanlık suçlarına davetiye çıkarmayalım
Cumhurbaşkanı Erdoğan: PYD/YPG, PKK’nın düşük çocukları. DEAŞ’la mücadele ediyor diye bu örgütlerin etnik temizlik faaliyetlerine, cinayetlere tepkisiz kalmak, yeni insanlık suçlarına davetiye çıkarmaktır
11 Eylül -15 Temmuz
"Amerika'nın tarihinin en büyük terör saldırısına maruz kaldığı 11 Eylül günü Kuzey Atlantik Anlaşması'nın 5. maddesini işleten bir topluluğun Türkiye'nin 15 Temmuz günü yaşadığı felaket karşısında sergilediği tavrı açıkçası anlamakta zorluk çekiyoruz. Terör örgütlerine karşı gösterilen müsamahalı tavrı kesinlikle tasvip etmiyoruz. Türkiye'nin terörle mücadelesinde tek başına bırakılmasını sindiremiyoruz. Hele Avrupa'nın bazı ülkeleri var ki bu teröristlere her türlü desteği vermekte ve onlara yataklık ve yardım yapmaktadır. Demokrasiye kasteden, 249 canımızın canına kıyan katillerin, dost bildiğimiz ülkelerce himaye edilmelerini kabul edemeyiz. NATO ve Atlantik ittifakının özü birbirine sahip çıkmaktır."
'Kapımız Avrupa'ya açık'
"Ben Cumhurbaşkanı olarak şu anda tüm girişimcilerin, yatırımcıların her zaman yanında olmaya devam edeceğim. İkili ve üçüncü ülkelerde de yatırım yapmaya özellikle birlikte devam edeceğiz. Kimsenin bu konuda endişesi olmasın ve dışarıda yapılan bu yalan yanlış kampanyalara da kimse kulak asmasın. Ben bu kampanyaları yapanlara sesleniyorum; siz önce şu teröristleri ülkenizde gizlemekten, saklamaktan şöyle bir vazgeçin. Özellikle Avrupa... Bunlardan vazgeçin. Tamam, 'hayır' kampanyasına destek verdiniz, kaybettiniz. Şimdi o defteri kapayın da 'Türkiye ile nasıl münasebetleri geliştireceğiz?' buna gayret edin. Biz o kampanyayı yapmanıza rağmen kapımızı açıyoruz."
'Format atmazsak virüs sarar'
Küresel müesses nizam, coğrafyamızda meydana gelen krizler başta olmak üzere bizleri doğrudan etkileyen meseleler karşısında etkinliğini yitiriyor. BM Güvenlik Konseyi ve AB gibi platformların itibarı ise buralarda söz sahibi birkaç ülkenin kısa vadeli çıkar hesaplarına ne yazık ki kurban ediliyor. Ya mevcut mekanizmalara format atacak ya da karamsarlık virüsünün bünyemizi daha çok sarmasını seyredeceğiz. Ya yeni aktörlerin talep ve önerilerine daha çok kulak kesilecek ya da çözümsüzlük üreten sisteme suni teneffüs yapmaya devam edeceğiz. Ya tabandan gelen değişim rüzgarını yönetecek ya da bu rüzgarın kasırgaya dönüşüp bizleri yok etmesini bekleyeceğiz.
EN SON HABERLER
- 1 Firari Erk Acarer’e yine bilgi sızdı: Sinan Ateş’in ölümüne ilişkin hazırlanan iddianameyi paylaştı!
- 2 MİT’ten vatandaşlara casusluk uyarısı! Detaylar paylaşıldı: Derhal emniyete haber verin
- 3 Bakan Fidan İİT Zirvesi'nde İslam dünyasına seslendi: Filistin bizim sınavımızdır
- 4 Bakan Tunç, kurulan mahkeme sayısını açıkladı
- 5 Bakan Fidan, Fas Dışişleri Bakanı Burita ile görüştü
- 6 Diyanet o iddiaları yalanladı: Hukuki yollara başvurulacak
- 7 Saraçhane saldırganları hakkında flaş gelişme: 65 şüpheliden 38'i tutuklandı
- 8 Irak'ın kuzeyinde 6 terörist etkisiz hale getirildi
- 9 Bakan Fidan, Sudan Dışişleri Bakan Vekili Muhammed ile bir araya geldi
- 10 Ayasofya'dan sonra Kariye Cami ibadete açılıyor